'Millet iradesine sahip çıkıyor' mitingi başladı: CHP'nin ilk durağı Samsun!

Son dakika haberi... CHP, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Samsun'da büyük bir miting düzenledi. Binlerce kişi, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' diyerek meydanlara döküldü! Peki, CHP'nin bu mitingle vermek istediği mesaj ne? Samsun'dan atılan bu adım Türkiye'nin demokratik geleceği için ne anlama geliyor? İşte detaylar:

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla ülke çapında başlattığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin ilkini, milli mücadelenin simge şehri Samsun'da gerçekleştirdi.

CHP'nin Silivri Cezaevi'nde tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından duyurduğu bu miting serisi, 19 Mayıs 1919'da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere Samsun'a adım attığı yerden başladı. CHP, tarihi önemi büyük bu şehirde, halkın iradesine sahip çıkmak amacıyla geniş katılımlı bir miting düzenledi.

İMAMOĞLU'NDAN CEZAEVİNDEN MESAJ: 'YA ADALET YA ESARET'

Cezaevinde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, Samsun mitingi için yazdığı mektupta kararlılık ve umut dolu mesajlar verdi. 'Biz bu yola ya adalet ya esaret diyerek çıkıyoruz' diyen İmamoğlu, sistemin derin adaletsizlikler ürettiğini, ancak halkın bu gidişata 'dur' diyeceğini belirtti.

'Bugün ülkemiz tek adamın egemenliğine dayanan bir sistemin çöküş dönemini yaşıyor. Gelir dağılımında, eğitimde, sağlıkta adalet yok. Mahkemelerde adalet dağıtıldığına inanan kimse kalmadı' diyen İmamoğlu, 'Vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz' ifadeleriyle meydanlarda başlatılan mücadelenin büyüyerek süreceğini vurguladı.

MİTİNG MESAJI OKUNDU

İmamoğlu'nun Samsun mitingi için gönderdiği mesajda ifadeler yer aldı:

'Atatürk'ün ve gençliğin şehri Samsun'un güzel insanları, benim kıymetli candan hemşehrilerim, sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Samsun millete güvenerek yola koyulmanın simgesidir. Büyük ve haklı bir dava uğruna Samsun'a adım atanlar mutlak başarırlar. Samsun kendisine güveneni mahcup etmez. 1919'da mahcup etmemişti, yine etmeyecek. Milletin egemenliğini hakim kılmak için yola çıkanlar yine başaracak. Bugün ülkemiz tek adamın egemenliğine dayanan bir sistemin çöküş dönemini yaşıyor. Baştan aşağı adaletsizlik üreten bir sistem bu.

'YOLA YA ADALET YA ESARET DİYE ÇIKIYORUZ'

Gelir dağılımında adalet yok, eğitimde adalet yok, sağlıkta adalet yok, devlet imkanlarına erişimde adalet yok. Artık hiç kimse mahkemelerde adalet dağıtıldığına inanmıyor. Milletçe adaletsizliğin pençesinde hayata tutunmaya çalışıyoruz. Bir asır önce büyük bir uyanış ya istiklal ya ölüm diyerek bu topraklarda başlamıştı. Biz de yola ya adalet ya esaret diye çıkıyoruz. Emekle, birlikte, kararlılıkla ve sevgiyle, birbirimize sahip çıkarak, ailemize, milletimize ve yok yere hapse attıkları gençlerimize sahip çıkarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

'BİZİ UMUTSUZLUĞA, ÇARESİZLİĞE ESİR EDEMEYECEKLER'

Sizler bir asır evvel kurtuluşa yürüyüşün başladığı Samsun'un ne kadar şerefli, kudretli ve vatanperver olduğunu bu sefer burada olduğu gibi meydanlarda, sokaklarda, sandıklarda güçlü bir şekilde göstereceksiniz. Bizi umutsuzluğa, çaresizliğe esir edemeyecekler. Yoksulluğa, eşitsizliğe esir edemeyecekler. Şimdi bir yandan meydanlarda toplanıp sözümüzle, gücümüzle kötülerin içine korku salmaya devam edeceğiz. Bir yandan da büyük iktidar yürüyüşü başlatacağız.

'HEDEFİMİZ ADALETİN İKTİDARIDIR'

Bu bir şahsın, bir partinin iktidar yürüyüşü değildir. Bu yürüyüş, bu toprakların öz evlatlarının, milletin yürüyüşüdür. Hedefimiz kardeşliğin, birliğin, eşitliğin iktidarıdır. Hedefimiz adaletin iktidarıdır, adaletin. Bizler kendimiz için değil, herkes için adalet istiyoruz. Sevgili hemşehrilerim, vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz.

'BÜYÜYEN BİR CESARETLE YÜRÜYELİM'

Milletin yürüyüşünü hiç kimse engelleyemez. Yeter ki biz hedefe adım adım büyüyen bir azimle, adım adım büyüyen bir cesaretle yürüyelim. Hedefe koşarak değil, adım adım yürüyerek varacağız ama her adımda yeri göğü inleteceğiz, yeri göğü!

'MİLLETÇE BİR DEMOKRASİ DERSİ VERECEĞİZ'

Demokrasi ve adalet mücadelemizin bugünkü adımı milletin iradesini hiçe saymaya kalkanlara milletin imzasıyla hadlerini bildirmektir. 'Adayımı yanımda, sandığımı önümde istiyorum' diyen imza kampanyasıyla bu millete, bu zulmü reva görenlere karşı milletçe bir demokrasi dersi vereceğiz. Derhal seçim yapın ve bütün adaylar serbestçe yarışsın diyoruz.

'HÜCREMDE GÖREVİMİN BAŞINDAYIM'

On milyonlarca vatandaşın imzasını önlerine koyduğumuzda sandıktan da, milletten de kaçamayacaklar. Görev sizdedir! Görev Samsun'dadır! Atatürk'ün emaneti Karadeniz'in cesur gençlerindedir! Etrafınızda imzasını almadığınız hiç kimse kalmasın. Ev ev, dükkan dükkan, sokak sokak imza toplayın. Milletimize güler yüzün, paylaşmanın ve Türkiye sevdasının bu zor günlerde bizi nasıl birleştireceğini gösterin. Ben de Silivri'deki hücremde görevimin başındayım. Hücrem sizlerin mücadelesiyle, bu yolun sonundaki güzel günlerin ışığıyla aydınlanıyor. Biliyorum, başaracağız! Hep birlikte başaracağız! Hep birlikte adaletin iktidarını kuracağız.

Yolumuz açık olsun! Her şey çok güzel olacak. Kalın sağlıcakla.'

CHP LİDERİ ÖZEL YURTTAŞA SESLENDİ

CHP Lideri Özgür Özel, İmamoğlu'nun mektubunun okunmasının ardından Samsun'da miting alanında hazır bulunan onbinlerce yurttaşa hitap etti.

CHP lideri Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

'Tam 106 yıl önce, 19 Mayıs'ta, tam da burada, Samsun'daki Tütün İskelesi açıklarına bir vapur demirledi. İstanbul'dan yola çıkan o vapur, dört gün boyunca Karadeniz'in dalgalarıyla çırpınarak, boğuşarak Samsun'a gelmişti. O vapuru Anadolu adına, Samsun adına ilk karşılayan, yanaşan, vapurun üzerine çıkan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 'Hoş geldin, emrindeyim' diyen kişi Binbaşı Mahmut Ekrem'di.

'İMAMOĞLU'NUN SELAMLARINI GETİRDİM'

O gün Gazi Paşa'yı Kurtuluş Savaşı için karşılayan Ekrem'di. Bugün kurtuluşumuzun yürüyüşünü başlatacağımız, ilk adımı atacağımız bu günde Ekrem Başkanı yüz binler karşılıyor Samsun'da. Yüz binler! O gün hepimiz adına bir Ekrem karşıladı Mustafa Kemal'i.

Bugün bir Ekrem'i hepimiz karşılıyoruz. Çünkü bir Ekrem hapiste, milyonlarca Ekrem meydanlardayız! Size, size ilk mitingi Samsun'da yapma kararı verdiğimiz görüşmelerimizde 'Başlangıç Samsun'a yakışır. İlk adım Samsun'a yakışır' diyen Ekrem İmamoğlu'nun selamlarını getirdim. Bugün burada bizimle birlikte olmak inancıyla, kararlılığıyla yola çıkan ancak çeşitli gelişmelerden dolayı İstanbul'da kalan Dilek Hanım'ın, Dilek İmamoğlu'nun, Ekrem Başkanımızın hepimize emanetleri Beren'in, Semih'in, Selim'in selamlarını getirdim.

'SIRTIMIZI AMERİKA'YA DEĞİL, MİLLETE DAYIYORUZ'

Kim millete rağmen bir şey yapmaya çalışmışsa sonu hep hüsran olmuştur. Bugün de gücünü milletten almayanlar, millete değil, okyanus ötesine, başka ülkelere, başka kıtalara, başka liderlere göz kırpanlar kaybetmeye mahkumdur. Biz sırtımızı Amerika'ya değil, millete dayıyoruz! Biz gücümüzü Trump'tan değil, milletten alıyoruz! Dün işgale gelenlere kırmızı harf selenler vardı, bugün darbe yapmak için yurt dışından icazet alanlar var. Dün ihanet ettiği halktan kopup İngiliz zırhlısıyla kaçanlar vardı, bugün millet iradesinden korkup sandıktan kaçanlar var.

'BU CUNTAYA BAŞKALDIRIYORUZ'

Ve dün 7 düvele karşı direnenler vardı, bugün cuntaya, cuntacılara karşı başkaldıran Saraçhane, başkaldıran Maltepe, 81 ilde sokaklara akan milyonlar, Samsun'da ilk adımı atan kahramanlar var. Hep birlikte, hep birlikte bu düzene, bu tek adam düzenine, bu cuntaya başkaldırıyoruz! Başkaldırıyoruz! Başkaldırıyoruz! Sayın Erdoğan, Samsun'da Cumhuriyet Meydanı'ndayım.

'SANDIĞA VAR MISIN?'

Senin çevrelediğin alan sığmadı, taştık, yan meydanlarda miting yapıyoruz. Samsun inliyor! Seni bir şeye davet ediyor. Var mısın? Sandığa var mısın? Korkma! Korkma! Milletten korkanın sonu abad olmaz. Millet seni sandığa çağırıyor! Sandığa çağırıyor! Millet erken seçimin ilk adımını yine Samsun'dan atıyor.

'MİLLET, DEMOKRATLAR SEÇİM İSTİYOR'

Millet sandık istiyor. Artık millet başında emekliyi aç bırakan, asgari ücretliyi süründüren, gençleri işsiz bırakan, gençlerin gelecek umudunu söndüren ve seçimi kazanamayacağını anlayınca geldiği demokrasi direncinden inen, sandıktan kaçan, sandıktan korkan bir otokrat istemiyor! Millet, demokratlar seçim istiyor, seçim! Değerli Samsunlular, değerli Samsunlular, ben bu Erdoğan'ın yaptığının adını koyduğumdan beri asla asla uyku uyumuyor.

'CUNTANIN KARARGAHI SARAYDIR'

Darbeci olduğunu, cuntacı olduğunu söyledim. Sürekli buna itiraz ediyor. Dünyada iki tür darbe var. Bunun biri askeri darbe, bir diğeri sivil darbe. İkisinin de bir planı, başında bir cuntası olur. Türkiye'nin 19 Mart'ta karşı karşıya kaldığı şey bir sivil darbedir ve bu darbenin başındaki cuntanın karargahı saraydır. Silahı yargıdır, mühimmatı, mermisi yalandır, iftiradır.

Cunta bu kez kamuflajla değil, üzerine savcı, başsavcı, hakim cübbesi giyerek gelmiştir. Seçimle gelenler seçimle gitmek istememektedir. Bunun adı darbedir. Bu darbeyi püskürten 10 milyonlara selam olsun! Sarachane'de 7 gece direnenler, 81 ilde sokaklardan taşanlar, Maltepe'de 2.2 milyonla o meydanın rekorunu kıranlar, 15,5 milyon kişi sel olup da dayanışma sandıklarına akanlar bu darbe girişimini püskürtmüştür.

Geldiler, seçtiler, tarihe geçtiler! Hepinizi, her birinizi ayrı ayrı kucaklıyorum! Selam olsun hepinize! Selam olsun hepinize! Şimdi karşımızdaki cunta devlet ve hükumetin içindeki küçük bir azınlıktır. Bunlar ne millettir ne de anlatmaya çalıştıkları gibi devlettir. Bunlar milleti de devleti de temsil etmiyor. Çıkmışlar FETÖ'cülerin ağzıyla 'Biz devletiz, devlet aklı vardır.' diyorlar. Oysa siz kim oluyorsunuz da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yerine geçmeye kalkıyorsunuz? Siz bir avuç ihtiras sahibi cuntadan başka bir şey değilsiniz! Oysa biz milletiz, haklıyız, güçlüyüz ve biz kazanacağız! Bu milletin coşkusunun karşısında bir avuç cuntacı duramaz.

'BU MİLLET BUNUN HESABINI SORACAK SANA'

Türkiye Cumhuriyeti'ni bu cuntadan, devleti suç örgütü gibi yöneten bu iktidardan ilk sandıkta kurtaracağız, ilk sandıkta! Buradan bu darbeyi yapanlara soruyorum. Hangi sofrada büyüdünüz siz? Milletin elinden o tarhanayı içmediniz mi? Milletin verdiğiyle büyümediniz mi? O sofrayı kuran milletimize şimdi niye ihanet ettiniz? Elinde Türk bayrağı taşıyana nasıl terörist dediniz? Bu milletin güzel evlatlarını nasıl alıp da içeri tıktınız? Bayramda anasından, babasından, kardeşinden ayrı tuttunuz.

Milletin sofrasından kalkıp da Trump'ın sofrasına oturan Erdoğan'a soruyorum. Bu millet bunun hesabını soracak sana! Bu millet bunu yanına bırakmayacak! Gazetecilerin hedefi sadece muhalefet, ana muhalefet değil. Türkiye'de siyaseti tasfiye etmek istiyorlar. Artık milletin desteği arkalarında yok. O yüzden millete ihtiyaç duymayacakları bir sistem kurmaya kalkıyorlar. Sadece CHP, sadece muhalefet partileri değil, AK Parti ve MHP'de siyaset yapanlar, onların siyaseti de tehdit altındadır ancak henüz kendileri bilmiyorum bunun ne kadar farkındadır. Bu cunta başarılı olursa demokratik siyaseti tasfiye edecektir.


Bakmadan Geçme