‘Sağlıkta da küçük Amerika yolundayız’

Yeni İzmir Gazetesi’nden Semi Tektaş’ın haberine göre, Türkiye son yıllardaki sağlıkta dönüşüm politikası nedeniyle sürekli eleştiriliyor....

Yeni İzmir Gazetesi'nden Semi Tektaş'ın haberine göre, Türkiye son yıllardaki sağlıkta dönüşüm politikası nedeniyle sürekli eleştiriliyor. Sağlık çalışanlarına şiddettin artması, emeklerine karşılık verilmemesi, giyim yardımı adı altında çok düşük rakamlarda yardımların yapılması durdurulamaz bir hekim göçüne neden oluyor. Türk Tabipler Birliği verilerine göre 2023 verilerine göre 3 bin hekim yurtdışına gitti. Bu sayının 2023 bitmeden artacağı öngörülüyor. Sağlık Bakanlığı da bu açığı 65-72 yaş arası hekimleri kura ile tekrardan mesleğe döndürerek kapatmaya çalışıyor. Bu durumu hakkında konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, 'Bu yapılabilir bir şey değil. İnsan onuruna yakışmayacak çalışma şartlarını hiçbir yaş grubu kabul etmez' diye ifade etti.

'İTİBARSIZLAŞIYOR'

Sağlıkta dönüşümün 4 temel sonucu olduğunu söyleyen Kaynak, '21 yıldır bir siyasi partinin kamuyu yönettiğini biliyoruz. Sağlık yönetimini sağlıkta dönüşüm dediğimiz bir sistemle yürütmeye çalışıyorlar. Sağlıkta dönüşüm dediğimiz bu projeye biz başından itibaren bir takım eleştiriler getirerek bunun yanlış birçok yönü olduğunu ifade etmeye çalıştık. Fakat tabii bunlar kamu yönetimi tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmadı ve bugün sağlık sistemi bir bütün olarak çökmeye yüz tutmuştur. Bu sağlıkta dönüşüm diye tanımlanan projenin 4 tane özelliği var. Bu özelliklerden bir tanesi hastanın müşteri haline sokulmasıdır. İkincisi sağlık kuruluşları tesisleri ister kamu ister özel olsun birer işletme haline sokulmuştur ve kendi yağlarıyla kavrulmaya bırakılmıştır. Merkezi bütçeden destek çok kesilmiştir veya çok aza indirilmiştir. Üçüncü özellik bu sağlıkta dönüşümde en önemlisi hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasıdır. Bir anlamda tırnak içerisinde köle muamelesi görecek ölçüde itibarsızlaştırılmaya çalışılmasıdır. Dördüncü özelliği de bütün sağlık sistemini üçüncü basamak dediğimiz araştırma ve eğitim hastanelerinde çözmeye çalışmak, onun öncesindeki birinci ve ikinci basamak sağlık sistemini çok ağır ve ciddi bir şekilde ihmal etmekle bu sistem yürütülmeye çalışıldı. Bu 4 özelliğin bugün geldiği nokta nedir diyeceksiniz? Artık hekimlere hekimlik yapma imknı tanınmıyor. Hekimler ya şehir hastaneleri merkezli bir kamu sisteminin içerisinde bant çalışanı haline getirilmeye çalışılıyor ya da birkaç tane özel zincir hastanenin çalışanı haline getirilmeye gayret ediliyor. Dolayısıyla hekimin bu 2 sistem dışında bir üçüncü çalışma alanı bırakılmamış durumda. Muayeneler, tıp merkezleri, küçük hastaneler bunların hepsi işte yavaş yavaş ortadan kaldırılıyor. İdari baskılarla, mali baskılarla farklı şekillerde şehir hastaneleri merkezli kamu sistemi ve özel birtakım büyük zincir hastaneler dışında hekimlere bir çalışma alanı bırakılmamaya çalışılıyor. Bunun sonucunda hekimler şu anda gerek kamu sisteminden ve gerekse özel sistemden kaçarak kendilerine bir üçüncü alan yaratma çabası içerisindeler. Çünkü öteki türlü ne mali olarak ne idari olarak özlük haklarını koruyamaz hale sokuldular. Bu itibarsızlaştırma politikasının bir sonucunda kamu hizmetlerinde artık Sağlık Bakanlığı ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düştü. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi de özel hastanelerin çok hızlı büyümesi ve hekim ihtiyacının bu alanda artması dolayısıyla kamuyla özel sektör şu anda bir rekabet içerisindeler' değerlendirmesinde bulundu.

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak

'KADRO DOLMUYOR'

'Sağlık Bakanlığı zaman zaman kadro ilan ediyor ama müracaat olmuyor' diyen Kaynak bunun sebebini şöyle açıklıyor: 'Çünkü insanlar kamuda çalışmak istemiyor. Hekim kontenjanları Sağlık Bakanlığı bünyesinde açık kalıyor dolduramıyor, bu nedenle de emekli olmuş 65-72 yaş grubunu tekrar göreve çağırıyor ama bunlar maalesef sistemin tıkanmasına yol açan 20 yıllık yanlış uygulamaların bir sonucu. Sağlık Bakanlığı bir şekilde hekim ihtiyacını belki bu şekilde bir nebze kapatırız diyerek sistemin bu çürümüş halini gözlerden uzaklaştırmaya çalışıyor. Ama maalesef 65-72 yaş grubunun da yani bu konuda ne kadar önlerine cazip öneriler getirilirse getirilsin bu konuda Sağlık Bakanlığı'na bir müracaat olacağını düşünmüyoruz. Çünkü ister 65 yaşın üstü olsun ister altında olsun eğer siz hekimleri itibarsızlaştırır ve köle haline getirirseniz yaşı kaç olursa olsun çalıştıramazsınız. Sağlık Bakanlığı çalıştıracak hekim bulmakta zorlanacak.'

KAMU ÇALIŞTIRAMAZ

'İleride muhtemelen kamu sistemini özel hastaneler çerçevesine koyacaklar' diyen Kaynak, şehir hastanelerinin zamanla özel zincir hastanelerine satılabileceğini söyledi. Kaynak, 'Bu özel büyük hastaneleri kamunun çalıştırabileceğiniz düşünmüyoruz. Böyle 3 bin 5 bin yataklı 5 büyük hastanelerin çalıştırılması çok mümkün değildir, bu başından itibaren söylüyoruz. Bugün bütün dünyada 600 yatağın üzerinde hastane yapılmıyor çünkü verimli değil ekonomik değil. Bu büyük hastane projelerinden bütün dünyada vazgeçildi ama Türkiye devam ediyor. Bakın Bayraklı Şehir Hastanesi 2 bin 60 yataklı, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi 3 bin küsur yataklı bu hastaneleri verimli bir şekilde işletmek mümkün değildir. Ama bu hastaneler işletilemeyecek verimsiz olacak ve çok büyük ihtimalle de bir şekilde özel zincir hastanelere satılacak. Bütün sistem özel hastanelerin tekellerinin çatısının altında toplanabilir. Bütün sağlık sistemi bir özel çatı altında böyle birleştirildikten sonra da yurt dışı konsorsiyumla satılabilme ihtimali de yüksek' diyerek sözlerini noktaladı.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme