Selçuk Yaşar ödülleri verildi
Selçuk Yaşar Ödülü’nün teması bu yıl, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilme amacıyla 'İklim Değişikliği'...
Selçuk Yaşar Ödülü'nün teması bu yıl, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilme amacıyla 'İklim Değişikliği' olarak belirlendi. Bu tema özelinde belirlenen seçici kurulda; Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi, Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Begüm Özkaynak ve Prof. Dr. Yurdanur Ünal yer aldı.
Selçuk Yaşar Ödülünün bu yıl ki sahibi; sıfır karbon emisyonlu elektrikli arabalar teknolojisi, Lityum iyon pil ve süper kapasitör teknolojileri, temiz enerji teknolojileri ve sürdürülebilir üretim teknolojisi konularında çalışmalar yapan Kaliforniya Üniversitesi Riverside Kampüsü Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan oldu. 340'dan fazla yayını, 1 kitabı, 47 kabul edilmiş patenti ve 10 tane aktif patent başvurusu bulunan Prof. Dr. Özkan'a ödülünü Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Selçuk Yaşar Spor ve Eğitim Vakfı Başkanı İdil Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer takdim etti.
'Dünyamızı daha yaşanabilir halde tutmanın ilk şartı iklim dengesini yeniden oluşturmaktan geçiyor'
Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ise törende yaptığı konuşmada, 'Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Geleceğe yönelik en büyük yatırım insan yetiştirmektir' sözünden yola çıkarak, bilimin tek rehber olduğuna inanan yeni nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz. Selçuk Yaşar Ödülünün ilkini 4 yıl önce; 'Girişimcilik, Yenilikçilik ve İnovasyon' temasıyla büyük bir heyecanla gerçekleştirdik. Sonraki yıl, 'Bilim' temasıyla buluştuk. Geçtiğimiz yıl ise 'Dijital Dönüşüm' teması üzerine odaklandık. Bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz Selçuk Yaşar Ödülü'nün temasını, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilme amacıyla 'İklim Değişikliği' olarak belirledik. Hepimizin bildiği gibi, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının artırılması, enerji tasarrufu sağlayacak çeşitli programların uygulanması, sera gazlarının azaltılması, iklim değişikliği önlemlerinden sadece bazıları. Dünyamızı daha yaşanabilir halde tutmanın ilk şartı, iklim dengesini yeniden oluşturmaktan geçiyor' dedi.
Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer ise, 'Her geçen yıl dünyamızı etkisi altına almaya devam eden iklim değişikliği sebebiyle sıcaklık artışı, deniz seviyelerinin yükselmesi ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi olumsuzluklarla karşı karşıyayız. Yaşar Üniversitesi olarak, iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunmak için elimizden geleni yapmaya gayret gösteriyoruz. Bundan sonra da üniversitemiz, sürdürülebilir bir gelecek için çevreye duyarlı, verimli enerji projelerinin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda çalışmalarına ve toplumu bilinçlendirmeye devam edecektir' diye konuştu.
'Ciddiye almayan ülkeler geleceklerini tehlikeye atıyor'
Selçuk Yaşar Ödülü'ne değer bulunan Mihri Özkan, yaptığı konuşmada düşüncelerini şu sözcüklerle ifade etti:
'Bu yıl iklim değişikliği ve küresel ısınma temasına odaklanan ve bu konunun önemine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi ve Yaşar Holding'e teşekkür ederim. Akademik hayatım boyunca 55'den fazla Amerika ve dünya çapında ödüllerle onurlandırıldım. Bu listeye doğmuş olduğum ülke Türkiye'den bir yenisini eklemek benim için ayrı bir değer içermektedir. İklim açısından günümüzde dünyamızda yaşanan bazı ilklerden örnek vermek isterim. 2023 yılında Kanada'da halen yanmaya devam eden, kuraklık ve sıcak hava nedeniyle çıkan orman yangınları, Vietnam ve Laos'da 44 santigrat derece üstünde bütün zamanların rekor sıcaklığının yaşanması, Sibirya'da Haziran'ın 3'ünde sıcaklığın 38 santigrat derece üstüne çıkması, Avustralya'da eksi 5,7 santigrat derece ile bütün zamanların soğuk rekorunun yaşanması, 1993'ten beri deniz su seviyesinin günümüzde yaklaşık 11 santimetre yükselmiş olması gibi. Maalesef bu konuyu ciddiye almayan ülkeler geleceklerini tehlikeye atıyor ve yok olmanın temellerini kuruyorlar; fakat bu negatif etkenleri önlemek bence hala mümkün. Çimento, demir-çelik ve kimya endüstrisi, kömür santrallerinde karbon yakalama teknolojileri uygulamaları hayata geçirilmeli, ulaşımın sıfır emisyonlu elektrik gücüne dönüştürülmesi, tarım ve hayvancılığın düşük emisyonlu yenilikçi yöntem uygulamalarına geçiş yapması, elektrik üretiminin yüzde yüz yenilenebilir elektriğe dönüştürülmesi çözüme yönelik uygulamalardır. Bunları yapmak için gereken teknoloji ve malzemeler günümüzde mevcut.'
'20 yıldır Li-ion batarya teknolojileri üzerinde yoğunlaştık'
Mühendis bilim insanı olarak rollerinden birini, küresel enerji geçişinde bir köprü rolünü almak, sebep-sonuç-çözüm üçgeninde iyi tasarlanmış olan teknolojik yöntemleri geliştirmek ve uygulamaya koymak olarak tanımlayan Prof. Dr. Özkan, şunları da vurguladı:
'Türkiye'nin stratejik coğrafik konumuyla Asya ve Avrupa arasında bir köprü olması küresel tedarik zinciri olarak yeni imkanlar doğuruyor. 2030 yılına kadar küresel elektrik depolama sistemlerine ihtiyacın 15 kat artacağı ön görülürken ve elektrikli araç satışlarında artışın yüzde 30'u geçeceği beklenirken, bu yeni geçişte çok miktarda bataryaya ihtiyaç duyulacak. Bu nedenle ekip olarak, Kaliforniya Üniversitesinde yaklaşık 20 yıldır Li-ion batarya teknolojileri üzerinde yoğunlaştık. Çalışmalarımız yaklaşık 45 kabul edilmiş Li-ion batarya patenti ve 9 tane halen devam eden patent başvurumuzla sonuçlandı. Yerli ve yabancı yatırımcılarla görüşmelerimiz devam ediyor.'
İHA