‘Şeyh Said’ açıklaması sonrası disipline sevk edilmişti… Sonuç ne oldu?
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin yapılacak yeni yola 'Şeyh Said Bulvarı' adını vereceğini duyurmasının...
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin yapılacak yeni yola 'Şeyh Said Bulvarı' adını vereceğini duyurmasının ardından başlayan tartışmalara ilişkin X'ten açıklama paylaşmıştı.
Şeyh Said'e yönelik ithamları şiddetle reddettiğini söyleyen Ensarioğlu, 'Bu tür ithamları ifade edenler toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek dışında herhangi bir amaca hizmet etmeyenlerdir. Biz toplumun tüm değerlerine saygı ve hürmeti bir hafıza barışı olarak görüyoruz' demişti.
Said Nursi ve Seyid Rıza'nın mezar yerlerinin açıklanması gerektiğini belirten Ensarioğlu, şöyle devam etti:
'Anılan değerlerin mezar yerleri aleni bir değer iken devlet sırrı diye ifadelendirilmesi akla ziyan olmakla beraber hafıza barışına hizmet etmemektedir. Ülkemizde öncelikli olarak bir hafıza barışından başlanıp huzur ikliminin kalıcı olarak sağlanmasının tüm kesimlerin dahli ile mümkün olabileceği inancının kırılmasına müsaade etmeyeceğimizi ilgili taraflar bilmelidir. Ayrıca bu inancı taşıyan ilgili kamuoyunun taşıdığı bu inancını daha yüksek bir sesle dile getirmesini temenni ediyorum.'
İYİ Parti SözcüsüKürşad Zorlu, 'Ensarioğlu'nun, İYİ Parti'nin kuruluşundaki temel değerlerini ve bugüne kadar sürdürdüğü siyasi mücadele ve tutumunu yok sayan bu açıklamasını asla kabul etmiyoruz' diyerek geçen salı günü İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu'nun Şeyh Said ile ilgili açıklamaları nedeniyle disipline sevk edildiğini duyurmuştu.
Bu gelişmenin ardından Salim Ensarioğlu İYİ Parti'den istifa etti.
Ensarioğlu, istifasını şu sözlerle duyurdu:
'Sayın genel başkan Meral Akşener'in davetiyle 2018 yılında, Ülkede ciddi bir merkez sağ boşluğu olduğu gerçeğinden hareketle İYİ parti ailesine katıldım. DYP iktidarlarında üç dönem bakanlık yaptığım süre zarfında; ülke tarihimizin kara lekelerinden biri olan 28 Şubat sürecinde 'Baş örtüsü Allah'ın emridir.' İfadem dönemin gazetelerinde manşetlere taşınmış ve Çevik Bir'lerin hazırladığı meşhur Andıç belgesinde birinci sıraya konarak hedef haline getirilmiştim. Ancak askerin siyaseti dizayn ettiği ve birçok siyasinin ve bürokratın onlara el pençe durduğu süreçte asla geri adım atmadım. Bölgenin saygın ailelerinden birinin lideri ve bölgenin bir evladı olarak bölgeye dair sorunlarda ve yönelimlerde sorumluluk almaktan asla kaçınmadım. BÖLÜCÜLÜĞÜN ve ŞİDDETTİN her daim karşısında durdum.
Merkez sağ amacı doğrultusunda geçen 6 yıllık süre zarfında merkez sağ iddiamız için partide mücadele verdiğimiz süre içerisinde demokratik olmayan birçok aşırı söylemler, başta kendim olmak üzere, beni sevenler tarafından sineye çekildi. Ancak seçim sonrasında partinin 3. Olağan Kongresindeki omurga değişimi ve dönüşümü ile bir kan tazeleme değil merkez sağ iddiasından ve demokratik kimliğinden vazgeçtiğinin açık bir göstergesiydi. Oluşan yeni yönetim ile ufukta görünen görüş ayrılıklarımız çok geçmeden, Siyonist İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçuna karşı net bir tavır göstermemekle ortaya çıktı. İyi bilinmelidir ki Filistin, biz müslümanlar için bir onur meseledir. Ancak görüş ayrılıklarımız bununla kalmamış olup, bölgenin önemli şahsiyetlerinden Şeyh Said'e dönük hadsiz çevrelerin hakaretlerine karşı verdiğim cevapta, İskilipli Atıf Hoca da olduğu gibi Naaşlarının ailelerine teslim edilmesini belirttiğim makul ve insani taleplerden sonra kendi partidaşlarım başta olmak faşizan odaklar tarafından sosyal medyada lince uğradım. Bu çevrelerin linç kampanyasına karşı partinin yetkilileri; şahsıma bırakın destek vermeyi, linç odaklarından daha fevri bir şekilde beni disiplin kuruluna sevk etmişlerdir. Bu konuda da İyi bilinmelidir ki Şeyh Said, Bediüzzaman Said Nursi ve Seyid Rıza bölgemin önemli değerlerindendir.
Benim açıklamalarımı disipline sevk kararı İYİ partinin merkez sağ iddiasını artık taşımadığının da vesikasıdır. Bu tutum partinin kuruluş felsefesi olan Milliyetçi, Kalkınmacı ve Demokratik kimliğinden saptığı ve farklı görüşlere ve demokratik kimliğine tahammülü kalmadığını göstermektedir. Bu nedenle İYİ parti ile beni bir araya getiren siyasal gerekçeler ortadan kalkmıştır. Ben inandığım doğruları savunmaktan bedeli ne olursa olsun asla geri durmayacağım. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin de ifade ettiği üzere: 'Haksızlığa karşı sükut etmek, hakka karşı bir hürmetsizliktir.'
Hakka olan hürmetimden dolayı bugün itibarıyla İYİ partiden İSTİFA ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunarım. Saygılarımla.
HABER MERKEZİ