Taksim bombacısı davasında Arapça krizi!
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince davanın ilk duruşması Marmara Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda saat 11.00 sıralarında...
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince davanın ilk duruşması Marmara Cezaevi'nin karşısındaki duruşma salonunda saat 11.00 sıralarında başladı. Duruşmada, Ahlam Albashır ile birlikte 15 tutuklu sanık salonda hazır edildi.
Tutuklu 12 sanığın, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada bazı müştekilerle yakınları da hazır bulundu.
14 şikayetçi ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. Ahlam Albashır'ın duruşmaya siyah başörtü ile siyah kıyafet ve gri etek giydiği görüldü.
Duruşma sanıkların kimlik tespitinin yapılmasıyla başladı. Sanık Albashır kimlik tespitinde kendini boşanmış ve hiç okula gitmemiş olarak tanıttı. Ahlam Albashır, okumayı bildiğini ama yazmayı bilmediğini belirtti. Diğer sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından sanık savunmalarının alınmasına başlanacak.
ALBASHIR, SAVUNMASINI SONRAKİ CELSEDE YAPACAK
Mahkeme başkanı hazırlanan iddianamenin Arapça çevirisinin sanıklara tebliğ edilmediğini belirtti. Bu nedenle başkan, sanık Ahlam Albashır'ın savunmasını iddianame eline ulaştıktan sonra yapabileceğini tercüman aracılığıyla söyledi. Albashır savunmasını bir sonraki celsede yapmak istediğini belirterek savunma yapmadı. Mahkeme başkanı diğer sanıkların savunmalarını almaya devam etti.
Firari Khalil Manje Hussein ve Bilal Elhacmaos'un yurtdışına çıkışını sağladığı iddiasıyla yargılanan Ammar Carkes, ''Khalil ile yüz yüze görüşmedim onunla yaklaşık 7-8 ay çalıştık. Sonra göçmen kaçakçılığı yaptığını öğrendim. İl dışına olan yolculuklar daha çok getirisi olduğu için onları tercih etmeye başladım. Khalil sürekli numara değiştiriyordu. Edirne'ye ulaştırmamı istedi kişilere telefon ve sim kartı almamı istiyordu. Olaydan 5-6 gün önce Khalil beni aradı. Bir erkek ve bayanı Edirne'ye götürmemi telefon ve hat almamı istedi. Olay günü 'İstanbul'a gelen kadın ve erkeği al götür' dedi. Gittiğimde erkek bir şahıs geldi. Eşyalarını arabaya koydu Khalili aradım 'Erkek geldi ama kadın yok' dedim. Kadının gelmesi biraz gecikeceğini söyleyerek onu götürmemi istedi. Erkek şahsı Edirne'ye ulaştırdım. Dönüş yolundayken kardeşim aradı. Ahlam'ı eve getirdiğinden bahsetti. Eve geldiğimde yabancı kadını gördüm ona 'Khalili'in gönderdiği sen misin' dediğimde 'Evet' dedi. Kızın elbiselerinden koku geliyordu. Kardeşimden değiştirmesi için elbise vermesini istedim. Haberlerde patlama olayı çıktı. Şebeke olmadığı için kimin yaptığını görmedim. Sonra Ahlam'ın fotoğrafını gördüm Khalil'e gönderdim 'Bu kız mı' diye sordum. 'Bu kız o elinden ne gelirse ondan kurtul' dedi. Ben Allahtan korkarım kimseyi vurmam. Kız bizim evdeyken sağlıklı düşünemiyordum. Kızın yanında zarar verecek bir şey olup olmadığından endişeliydim on dakika sonra polis gelir hepimizi gözaltına aldı. Eylemi yapanlarla alakam yoktur. Ben sadece kaçakçılık suçunu işledim'' diyerek diğer tüm suçlamaları reddetti.
'AHLAM'IN KAÇAK OLARAK ÜLKEYE GİRDİĞİ VE KİMLİĞİ OLMADIĞINI ÖĞRENDİK'
Ahmed Carkes savunma yapmak istediğini söyleyerek, ''2014 yılında kaçak yollarla girdim. 9 yıldır İstanbul'dayım. Kardeşim Ammar korsan taksi yapar bende iki ay kadar onunla çalıştım. Khalil Manje Hussein ile kardeşim aracılığıyla tanıştım. İletişim sadece telefon üzerindendi. Olay günü Khalil aradı, Esenlerde bir şahsın olduğunu gidip almama söyledi. Arkadaşımın aracını emanet olarak aldım Khalil bana konum gönderdi gittim. Yoldayken Khalil aradı 'Alacağın kişi ailevi sebeplerden dolayı ailesinden kaçıyor' dedi. Khalil 'Edirneye ulaştırabilir misin?' diye sordu. Gidemeyeceğimi söyledim. Khalil bana başka araç sordu olmadığını söyleyince kızın güvenecek kimsesi olmadığını söyleyerek evde misafir etmemi istedi. Ahlam'ın kaçak olarak ülkeye girdiği kimliği olmadığını öğrendik bu sebeple evimde kalmasını kabul ettim. Daha sonra eve geldim aileme Ahlam'ın ailesinden kaçtığını yarın gideceğini söyledim. Annem de kabul etti. Khalil arayarak telefonu sordu. Bende 'Kızın elinde' dedim. Tekrar aradı 'Telefonu kırman lazım' dedi. Khalil'in yasak işler yaptığını bildiğimden yakalanmamak için yaptığını düşündüm. Ahlam'la hiç oturmadım ondan hiç şüphelenmedim. Oradan çıkıp kahveye gittim. Daha sonra polislerin kullandığım aracı aldığını öğrendim daha sonra polisler geldi karakola götürdüler sebebini bilmiyordum. Karakola gittiğimde bana Ahlam'ın fotoğrafını göstererek taksimde patlama gerçekleştirdiğini söylediler. Herhangi baskı olmadan kızın yerini söyledim'' dedi.
Mahkeme başkanı duruşmaya 1 saat ara verdi. Aranın ardından savunmaların alınmasına devam edilecek.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, soruşturma kapsamında terör örgütü YPG/PYD'nin özel istihbarat elemanı olan sanıklar Ahlam Albashır ve Bilal el-Hacmaus'un örgüt tarafından özel eğitime tabi tutulup talimatlandırılarak patlayıcı malzeme eşliğinde Türkiye'ye gönderildiklerinin tespit edildiği belirtildi.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, 36 sanığın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma', 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme', 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'tasarlayarak, bombalama suretiyle çocuğa karşı adam öldürme', 'tasarlayarak, bombalama suretiyle adam öldürme', 'tasarlayarak, bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüs etme', 'tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme' ve 'göçmen kaçakçılığı' suçlarından cezalandırılması talep ediliyor.
Müşteki olarak 123 kişinin yer aldığı iddianamede, sanıklardan Ahlam Albashır'ın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, 'tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme' ağırlaştırılmış müebbet, 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme' suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 1930 yıldan 2 bin 970 yıla kadar ve 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi' suçundan da 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplamda 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 1949 yıldan 3 bin 9 yıla kadar hapsi isteniyor.
(A.Ö)
Haber Merkezi