“Tonga Yanardağı'ndaki patlama kuraklığı tetikleyebilir”
Prof. Dr. Doğan Yaşar, Tonga’daki yanardağın patlamasıyla küresel soğuma ve kuraklık tehlikesinin ortaya çıktığını söyledi İzmir...
Prof. Dr. Doğan Yaşar, Tonga'daki yanardağın patlamasıyla küresel soğuma ve kuraklık tehlikesinin ortaya çıktığını söyledi
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Yaşar, 'Çok ekstrem soğuklarla karşı karşıya kaldık. 15 Ocak'tan sonra Türkiye'de sıcaklıklar, hissedilir derecede çok düştü. Bu, çok ciddi bir soğumadır. Bunun nedeni Tonga Yanardağı'dır' dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Doğan Yaşar, Pasifik Okyanusu'ndaki ada ülkesi Tonga'da geçen ayın ortasında meydana gelen yanardağ patlaması nedeniyle küresel soğuma ve kuraklık yaşanabileceğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Yaşar, 'Çok ekstrem soğuklarla karşı karşıya kaldık. 15 Ocak'tan sonra Türkiye'de sıcaklıklar, hissedilir derecede çok düştü. Bu, çok ciddi bir soğumadır. Bunun nedeni, Tonga Yanardağı'dır. Aralık ayından itibaren küçük patlamalar yaşanıyordu. 13 Ocak'ta büyük bir patlama oldu. Volkan püskürmesi, 20 kilometreyi geçti. 15 Ocak'ta daha büyük bir patlama oldu. Volkanın püskürüğü 50 kilometreyi buldu. Volkan patlamasında 2 tür, olay gerçekleşir. Biri sülfür gazıdır. Bu, soğutucu bir gazdır. Bir diğer olay da püskürüğün yükseğe çıkmasıdır. Bu durumda volkanın püskürüğüyle aerosollar, dünyanın atmosferini sarar. Bu da güneşten gelen enerjiyi engeller. Tonga Yanardağı'nda bu durum gerçekleşti. Her iki olay da ısının düşmesine yol açar' dedi.
'Püskürüğün Çok Yükseğe Çıkması, Havayı 0,1 İla 0,5 Arasında Soğuttu'
Geçmiş dönemlerden de örnekler veren Prof. Dr. Yaşar, 27 Ağustos 1883'te Endonezya'ya bağlı Karakatau Yanardağı'nı ve 15 Haziran 1991'de patlayan Filipinler'in Luzon Adası'nın merkezindeki Pinatubo Yanardağı'nı hatırlattı. Prof. Dr. Yaşar, '1991 yılında Pinatubo Yanardağı'nın patlamasıyla yağışlar, yüzde 30 ila 40 oranında azaldı. Bu durumun sonucu Türkiye'de barajların seviyesi oldukça düştü. İlk defa o yıl Bulgaristan'dan elektrik satın aldık. 1991 yılındaki patlama, dünyayı 0,5 oranında soğuttu. Bu, çok büyük bir soğuma oranı. Tonga Yanardağı'nın patlamasında fazla bir sülfür yok ancak püskürüğün çok yükseğe çıkması, havayı 0,1 ila 0,5 arasında soğuttu' diye konuştu.
Tonga'daki yanardağ patlaması nedeniyle yine dünyayı çok sorunlu bir dönemin beklediğini aktaran Prof. Dr. Yaşar, 'Sülfürün çok olmaması nedeniyle soğuma uzun sürmez. 1991 yılında Pinatubo'daki patlama sonrası soğuma, 1,5 yıl sürdü. Bu sefer çok fazla sülfür yok ama yine de ciddi anlamda hava soğuyacak. 6 ay sürer' dedi.
'Sularımızı Kontrol Altına Alıp, Değerini Bilmeliyiz'
Soğumayla beraber ortaya çıkacak sorunlara ilişkin de Prof. Dr. Yaşar, ilk olarak barajların seviyesinin düşmesiyle HES'lerden elde edilen enerjinin düşebileceğini belirterek, 'Soğumayla birlikte ayrıca üründeki verimlilik çok düşer. 1991 Pinatubo patlaması ve hava sıcaklıklarının 0,5 derece düşmesiyle birlikte zeytin verimliliği ağaç başına 20 kilogramlardan 7 kilogramlara düşmüştü. Balık sayısı da çok düşer. Küresel soğumadan korkmalıyız. Bu nedenle sularımızı kontrol altına alıp, değerini bilmeliyiz. Barajlardan kapalı ortamlarda suları tarlalara getirip, damlama yöntemiyle vermek gerekiyor. Bir an önce Tarım ve Orman Bakanlığı'nın havza havza ürünlerin nereye, ne kadar ekileceğini planlaması gerekiyor' diye konuştu.