‘Ülkemizin namusuna fiyat biçildi!’
Yeni Kiraz Gazetesi’nden Simge Akcan'ın haberine göre, Atatürk'e TBMM tarafından 'Gazi' unvanının verildiği gün olan 19...
Yeni Kiraz Gazetesi'nden Simge Akcan'ın haberine göre, Atatürk'e TBMM tarafından 'Gazi' unvanının verildiği gün olan 19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle, İzmir Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği'nin kapılarını çaldık, onlara konuk olduk. Sohbet ettik, dertlerini dinledik.
Yalnızca isimlerinin önünde değil kalplerinde taşıdıkları bu rütbenin değerinin bilinmesi gerektiğini vurgulayan dernek üyeleri, maddi sıkıntıları bir kenara bırakıp en büyük üzüntülerinin cüzi miktarda ücretlere verilen vatandaşlıklar olduğunu belirtti.
'İŞGAL ALTINDAYIZ'
Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği üyeleri 400 bin dolar karşılığında verilen vatandaşlıkların şehit yakınları ve gazilerimizin yüreğinde büyük yaralar açtığını anlattı. Söz konusu dernek üyeleri, 'Biz bu vatanın evlatlarıyız. Vatan namustur, sınırlarımız namustur, biz bunu ailede gördük. Türk vatandaşlığının bedeli 400 bin dolar olmamalı. Yalnızca bizler değil. Hepimizin ailesinde vardır. Dedelerimiz, babalarımız canlarını siper ederek bu topraklara sahip çıktı, bunun parasal bir karşılığı olmamalı. Bu yara bedenimizdeki yaralardan daha çok canımızı yakıyor. Topraklarımız satın alınarak işgal ediliyor' ifadelerini kullandı.
Dernek üyeleri bireysel hakları ve isteklerinin önüne ücretli vatandaşlık konusunu koymuş durumda. İstisnasız her biri hala kalıcı sağlık sorunları ve maddi imkansızlıklarla boğuşurken vatanın bekası adına sesini duyurmak çabalıyor.
'MERKEZLER KAPATILDI'
İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde yer alan askeri hastanelerin ve şehit gazi yakınlarına destek veren psikolojik destek merkezlerinin kapanması, vatan evlatlarını bütünüyle sahipsiz bırakıyor. Her biri en az 8 ameliyat atlatmış, bedeninde çatışmanın hasarlarını taşıyan gazilerimiz askeri hastanelerin kapanmasından kaynaklı zorunlu ilaçlarına erişmekte zorluk çekiyor.
ŞAGAD üyeleri Psikolojik Destek Merkezleri'nin de önemini tekrar tekrar vurgulayarak, '20'li yaşlardan sonra hayata engelli devam etmek zorunda olmak büyük bir travma. Beden bütünlüğünüz bozulmuş işlevini yerine getiremez şekilde yaşamak zorundasınız. Zaten şahit olduğunuz çatışmalar, omuz omuza çarpıştığınız arkadaşlarınızın ölümü dayanılmaz bir acı. İntiharın eşiğinden dönenler, yıllarca travmaların psikolojik yükünü taşıyan arkadaşlarımız oldu. Çürük raporunu aldıktan sonra askeriyenin sizinle işi bitiyor. Gerisi devletle sizin aranızda çözebilirseniz şanslı oluyorsunuz' dedi.
Haber Merkezi