Uzun süreli öksürük | Astımın habercisi olabilir mi?
Çocuğunuzda sürekli öksürük ve nefes darlığı mı var? Bu belirtiler astımın habercisi olabilir mi? Astım, çocukların hayatını nasıl etkiler ve hangi tetikleyiciler ataklara yol açar?
Astım, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de yaygın olarak görülen bir hastalık olup, çocukluk çağında önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Çocuk İmmünoloji ve Alerji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiçek, astımın sıkça gözden kaçan belirtilerine dikkat çekerek, öksürüklerin ve nefes darlığının hastalığın erken işaretleri olabileceğini belirtti. Astım, özellikle çocuklarda sosyal hayatı kısıtlayabilen, okul devamsızlığına ve hastane yatışlarına neden olabilen ciddi bir durumdur. Peki, çocuklarda astım nasıl tanı alır ve tedavi süreci nasıl işler?
ASTIMIN BELİRTİLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ
Astım, solunum yollarının iltihaplanması sonucu hırıltı, nefes darlığı, öksürük ve göğüste sıkışma hissi gibi semptomlara yol açan bir hastalıktır. Doç. Dr. Çiçek, astımın genellikle ataklar halinde seyrettiğini belirterek, özellikle geceleri artan öksürük ve eforla tetiklenen nefes darlığının astımın tipik belirtileri olduğunu vurguladı. Ayrıca, bazen çocuklar sadece uzun süreli ve tekrarlayan öksürüklerle astım tanısı alabiliyor.
ASTIMIN TETİKLEYİCİ FAKTÖRLERİ
Çocukluk çağı astımının pek çok farklı tetikleyicisi bulunuyor. Doç. Dr. Çiçek, bu tetikleyicileri alerjenler (ev tozu akarları, polenler, hayvan tüyleri), soğuk hava, hava kirliliği, kimyasallar ve bazı solunum yolu enfeksiyonları olarak sıraladı. Ayrıca, çocukların psikolojik durumları, gülme, ağlama ve koşma gibi eforlarla da astım atakları tetiklenebilir.
ASTIMIN TANI SÜRECİ
Astımın tanısı, çocuğun şikayetlerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesiyle konulabilir. Alerjik testler astımın teşhisinde yardımcı olabilir ancak bazı astım vakalarında alerjiye bağlı bir durum olmadan da astım görülebilir. Çocukluk çağında astım genellikle klinik bir tanıdır ve alerjik reaksiyonları tetikleyen faktörlerin belirlenmesi tedavi sürecini şekillendirir.
ASTIM GEÇİCİ Mİ, KALICI MI?
Astımın geçici olup olmadığı konusunda ailelerin en çok sordukları sorulardan biri, hastalığın ilerleyen yaşlarda nasıl seyrettiğidir. Doç. Dr. Çiçek, astım semptomlarının erken yaşlarda başlaması halinde hastalığın kalıcı olma riskinin daha yüksek olduğunu belirtti. Genetik faktörler, alerjik duyarlılık ve çevresel etmenler, astımın kalıcı olup olmayacağını etkileyen önemli faktörler arasında yer alır.
ASTIM TEDAVİ SÜRECİ
Astım tedavisinin amacı, hastalığın kontrol altına alınması ve semptomların azaltılmasıdır. Uzun dönem tedavilerinde, kontrol edici ilaçlar (önleyici ilaçlar) ve semptom giderici ilaçlar kullanılır. Doç. Dr. Çiçek, rahatlatıcı ilaçların sık kullanımının sakıncalı olduğunu, bu ilaçların yalnızca acil durumlarda kullanılması gerektiğini söyledi. İleri tedavi seçenekleri arasında biyolojik ajan tedavileri ve alerjen immünoterapisi yer alır. Alerjen immünoterapi, alerjik hastalıkların ve astımın doğal seyrini değiştirebilecek tek tedavi yöntemidir.
HANGİ DURUMLARDA HASTANEYE BAŞVURULMALI?
Astımlı çocukların şikayetleri bazı durumlarda evde tedaviye yanıt vermeyebilir. Eğer hastanın şikayetleri 1 saat içinde düzelmiyorsa, hışıltı, nefes alma güçlüğü, göğüste çekilme, siyanoz (morarma) gibi semptomlar gelişmişse, mutlaka hastaneye başvurulmalıdır. Ayrıca, evde rahatlatıcı ilaçların etkisiz olduğu durumlarda hastanede tedaviye devam edilmesi gerekmektedir.
Çocukluk çağı astımı erken tanı ve doğru tedavi ile kontrol altına alınabilir. Astım tedavisinde önemli olan, aile-hekim-çocuk üçlüsünün işbirliği yaparak tedavi sürecini takip etmesidir. Erken tanı ve düzenli tedavi ile astımlı çocuklar, sosyal hayatlarını kısıtlamadan sağlıklı bir yaşam sürebilirler.