Yüzlerce mağara, tarihi hanlar ve uçurum kenarında yürüyüş yolları: Türkiye'nin bu iline turistler akın ediyor, hala gitmeyen kaldıysa...
Yaz aylarının yaklaşması ile beraber birçok kişiyi seyahat heyecanı sarmaya başladı. Vatandaşlar bu yaz nereyi keşfedecekleri konusunda internetten yardım alıyorlar. Yüzlerce mağara, tarihi hanlar ve uçurum kenarında yürüyüş yolları görmek isteyenler Malatya'yı ziyaret edebilirler.
Türkiye içinde birçok güzelliği barındıran bir ülke. Cennet vatan olarak boşuna denilmemiş olan bu ülkede her ilin kendisine has güzellikleri bulunuyor.
Bu yaz gidilecekler listesine yeni bir yer eklemek isteyenler için ise Malatya gösterilebilir.
Devasa kanyonlar, tarihi hanlar ve uçurum kenarında yürüyüş yolları görmek isteyenler Malatya'da bulunan iki yeri ziyaret edebilirler.
Malatya Valiliği internet sayfası üzerinde yer alan bilgilendirmede şu ifadeler kullanılmıştır:
Levent Vadisi
Yaklaşık olarak 65 milyon yıl önceye dayanan ve jeolojik deformasyonlar sonucu meydana gelen bu doğa harikası oluşum, bünyesinde barındırdığı jeolojik özelliklerle birlikte dünyadaki ilginç doğal alanlar arasında gösterilen ve neolitik çağdan kalma kalıntıların da bulunduğu 28 kilometre uzunlukta bir alana sahiptir. Vadi son derece ilginç jeolojik oluşumlar, uçurumlar ve duvar kısımlarında kaya kabartmalarının hakim olduğu yüzlerce mağarayı da içerisinde barındırıyor.
Vadinin görünürlüğünü artırmak ve bu doğa harikasını turizm açısından bir cazibe merkezine dönüştürmek amacıyla, vadide 28 km. boyunca uzayan kayalıkların en merkezi noktasına, Malatya Valiliği Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB) tarafından seyir terası yaptırılmıştır. Seyir terası projesi, nitelikleri bakımından Türkiye’de ilk kez uygulanan bir projedir. Düz bir kaya bloğunun üzerine inşa edilen seyir terası 104 m yüksekliğinde olup gözlem terasının 8,5 m mesafesi boşluğa uzanan, çelik konstrüksiyon ve cam ile inşa edilmiş farklı bir projedir. 2012 yılının ağustos ayında hizmete giren seyir terası, yerli ve yabancı birçok ziyaretçinin ilgi odağı haline gelmiştir.
Seyir terası, Jeolojisi ve kültürel varlıkları ile Anadolu’nun en önemli jeoarkeolojik merkezi konumundaki Levent Vadisi’nin tanıtılmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Doğa yürüyüşü, paraşüt, kaya tırmanışı, kampçılık ve izcilik gibi spor ve alternatif turizm faaliyetlerinin yeni rotası olma yolundaki Levent Vadisi sonbahar ve yaz aylarında tabloları aratmayan manzaralara kapı açıp, ziyaretçiler için eşsiz bir manzarada dinlenme imkânı sunarken, fotoğraf meraklıları için de vazgeçilmez yerlerden biri. Ayrıca yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda fotoğraf sanatçısı vadiye gelerek kamp yapmaktadır.
Nasıl Gidilir: Vadi, Malatya İli Akçadağ ilçesi, Levent beldesi sınırları içerisinde yer almakta D-300 karayolu üzerinde olup, Malatya şehir merkezine yaklaşık 45 kilometre uzaklıktadır.
Taşhan
Hekimhan ilçesinde bulunan Taşhan üç (Ermenice, Arapça, Süryanice) yazılmış olan kitabesine göre 1218 yılında I. İzzeddin Keykavus döneminde yapılmıştır. Yapıda 3 tane önemli kitabe vardır. İlk kitabe üç dilde (Ermenice, Arapça, Süryanice) yazılmış olup; kitabeye göre hana ismini veren ve hanı yaptıran kişi, Ebusalim Bin Ebu-l Hasan Ela- Şamas El Hekim, El Malati, devrinin meşhur doktorlarındandır.
İkinci kitabe sadece Arapça olup Alaaddin Keykubat (1219 – 1237) devrinde yapılan avlulu kısımdan bahsetmektedir. Üçüncü kitabe ise Osmanlı devrindeki tamir kitabesidir. (M. 1661) senesinin Eylül ayına ve IV. Avcı Sultan Mehmet’in saltanat yıllarına rastlar.
Taşhanın planı; önde kare bir avlu, etrafında sıralanan odalar, avlunun arka tarafında dikdörtgen şeklinde ve kendi içinde üç bölüme ayrılan kapalı hol kısmı gelir. Giriş kapısının sağındaki ve solundaki köşe odaları kare planlı ve kendi içinde bölümlere ayrılmış olup her odada ocak vardır. Yan odaların üzeri kaburgalı beşik tonozludur. Kapalı kısmın batı duvarını destekleyen payandalar vardır. Kapalı holün yan duvarlarında çörtenler mevcuttur. Han 2006-2009 yılları arasında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.
Fırat Üniversitesi Sanat Tarihi Profesörü Dr. İsmail Aytaç’a göre Hekimhan Taşhan’da bulunan 800 yıllık kitabenin Türk-İslam tarihinde bir benzeri bulunmamaktadır. Aytaç ayrıca konuyla ilgili aşağıda belirtilen ifadeleri kullanmıştır:
“Dünya’da 2 dilli kitabe çok sayıda bulunmaktadır, ancak 3 dilli kitabe çok ender günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan en meşhurlarından biri Mısır ve Hitit savaşını anlatan Kadeş Anlaşması’dır. Milattan önce 1285 yılında Akadca yazılmış Mısır hiyeroglif dili ve Hititçeye çevrilmişti. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde örneği var. Diğer bir üç dilde örneğimiz Letoon Antik Şehrinden çıkıp bugün yine Türkiye’de Fethiye Müzesi’nde bulunan Likçe, Aramice ve Grekçe kitabesidir. Türk-İslam dönemi için ise bildiğimiz kadarıyla Malatya’nın Hekimhan ilçesindeki Taşhan’da yer almaktadır. Burada Süryanice, Ermenice ve Arapça olarak kaleme alınmıştır. Selçuklulardan itibaren Anadolu’da yaşayan bütün kültür ve inançlar ile etnik yapıların barış içerisinde yaşamaya çalışmasıdır. Özellikle bu kitabenin günümüze kadar gelmiş olması Türk -İslam kültürünün hoşgörüsünün bir devamıdır.
Türk-İslam kültür ve hoşgörüsü ile birlikte yaşama tecrübesinin en somut örneği kabul edilen kitabe “Malatya Vesikası” olarak nitelendirilmektedir.