“Bahane çok, acımız daha çok!”
Depremde kendisi gibi hemşire olan eşi Asiye Gül'ü kaybeden Birlik Sağlık-Sen Hatay Temsilcisi Abdullah Gül, dere yatağına yapıldığı iddia edilen hastane ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
Birlik Sağlık-Sen Hatay Temsilcisi Abdullah Gül, Birlik Sağlık-Sen Genel Merkezi’nde basın mensupları ile bir araya geldi. Yoğun bakım hemşiresi olarak Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Abdullah Gül, kendisi gibi hemşire olan Asiye Gül’ü nöbet tuttuğu sırada kaybetti. Abdullah Gül, hastanenin dere yatağında ve depreme dayanıksız olduğuna dair rapor olduğunu vurgulayarak sorumlular ile ilgili suç duyurusunda bulunduğunu aktardı. Gül, “Devletimiz sağ olsun, dere yatağına hastane yapan yöneticilerimiz sağ olsun” dedi. Açıklamaya Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Birlik Yerel-Sen Genel Başkanı Reşat Bozat, Birlik Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Seray Şahin ve Birlik Sağlık-Sen İzmir Şube Başkanı Saniye Tanrıverdi katıldı.
MOLOZ YIĞINI
Deprem ve deprem sonrasındaki ihmallere şahit olduğunu belirten Gül, “Ben Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görev yapıyorum. Benim evim hastaneye çok yakındı, deprem gecesi çocuklarım ile birlikte ek binaya gittim. Gittiğimizde hastanenin bazı bölümlerinin yıkıldığını gördük. Enkaza çıkıp eşimin adını seslendiğimde ‘Ağbi üstüme basıyorsun az ileri git’ dediğini duydum. Sanki gittiğim yer hastane değil de moloz yığınıydı. Ben o süreçte herkese durumu ilettim, hastane polisi sürekli olarak anons geçti” diye konuştu.
“28. SAATTE GELDİLER”
Abdullah Gül, Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’ne 28’inci saatte Ümraniye Belediyesi 10 kişilik bir ekip yönlendirildiğini dile getirerek, “İlk gün çok şiddetli bir yağmur ile birlikte artçılar devam ediyordu. Biz o gün 8 vatandaşımızı kurtardık. Biz göçük halinde olan sağlık memurları ile çökme tehlikesi olan acile girdik. Tıbbı malzemeleri alıp enkazdan çıkarttığımız hastalara müdahale ettik. 28’inci saate kadar yardım çığlıklarımıza rağmen yanımıza gelen olmadı. Ümraniye’den gelen ekipte maalesef yeterli ekipman yoktu. Ses gelmediği için 2’nci gün öğleden sonra gitmek zorunda kaldılar. Biz devletin kurumunda tek başına kaldık” ifadelerini kullandı.
“YANIMIZDA DEĞİLLERDİ”
Ses alındığında Ümraniye’den gelen ekibin geri döndüğünü vurgulayan Gül, “Biz kadın sesi duyduk, o ses hemşire arkadaşlarımızın bulunduğu yerden geliyordu. Gece 3’ten sonra o ses de kesildi. 3’üncü günü öğleden sonra başhekim yardımcımız geldi, bir vatandaşı ellerimiz ile çıkarttığımıza şahit oldu. En acısı biz orada enkazın altında yatan canlarımız için betonları kaldırırken, göçüğün çıkan odunlarla çocuklarımızı parkta ısıtmaya çalıştık. İsyanımızdan sonra artık ekipler gelmeye başladı. Ama 7’nci günün sonunda ne valilik ne kaymakamlık yanımızda değildi” açıklamasını yaptı.
Birlik Sağlık-Sen Hatay Temsilcisi Abdullah Gül, eşi Asiye Gül’e 7’nci gün ulaştığını söyleyerek, “12 Şubat 1997’de öğleden sonra 2’de Asiye hayatıma girdi. 12 Şubat 2023’te akşam onu kaybettim. O beni hayatımdan çıkmadı ama artık bedenen yok. Bunun gibi yaşadığımız nice trajedi var. Allah bunu kimseye yaşatmasın” dedi.
“DEPREME DAYANIKSIZDI”
2006 yılında hastanenin yüzde 40 depreme dayanıksız raporu olduğuna dikkat çeken Gül, “Devletimiz sağ olsun, dere yatağına hastane yapan yöneticilerimiz sağ olsun. Bahanelerimiz çok, ama acımız da bahanelerimiz kadar çok. Size sormak istiyorum, 2006 yılında depreme dayanıksız olan dere yatağına yapılan hastanenin 2023 yılına kadar hizmet vermeye devam etmesinin hiç mi sorumluları yok? Biz zamanında basın açıklamaları yapıp, bu hastanenin depreme dayanıksız olduğunu söylemişiz, yer de gösterip Antakya’nın şurasına yapılması uygun demişiz. Bu hastane yapılmasın diye o kadar mücadele ettik, mücadelemiz sonucunda 3 bin 600 fore kazık çaktıklarını söylediler” diye konuştu.
“HESAP VERECEKLER”
Abdullah Gül, son olarak suç duyurusunda bulunduğunun altını çizerek, “Adalete olan inancımız sonsuz, ilahi adalete olan inancımız da sonsuz. O ölen onlarca binlerce insanın hesabı diğer dünyada sorulacaktır ama biz bu dünyada da hesap vermelerini istiyoruz. Biz eşim ve eşim gibi insanların veballerini üzerimizde hissediyoruz. Sonuna kadar bu mücadelenin peşinde olacağız” ifadelerini kullandı.
Haber: Sıla Arabacıoğlu
Fotoğraflar: Batuhan Vuruşkanlar