Bakan Kurum İzmir'de: Körfez nefes alamıyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, körfezin karadan gelen kirlilik nedeniyle ciddi şekilde etkilendiğini ve artık nefes alamaz hale geldiğini söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, körfezin karadan gelen kirlilik nedeniyle ciddi şekilde etkilendiğini ve artık nefes alamaz hale geldiğini söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi'nin karadan gelen kirlilik nedeniyle ciddi şekilde etkilendiğini ve artık nefes alamaz hale geldiğini açıkladı. Körfezin bazı bölgelerinde yaşam kalmadığını ve balıkların oksijen eksikliği nedeniyle öldüğünü belirten Bakan Kurum, kirliliğin nedenlerini ve çözüm önerilerini paylaştı.
İZMİR KÖRFEZİ TEHLİKE ALTINDA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Körfezde yaşanan çevre felaketine dikkat çeken Bakan Kurum, İzmir Körfezi'nin karadan gelen kirlilik nedeniyle ciddi bir tehlike altında olduğunu söyleyerek, “Sizleri sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum. Bugün, çok anlamlı bir zaman diliminde, İzmir’in Kurtuluş Haftası’nda, Güzel İzmir’imizdeyiz. Bildiğiniz gibi; yakın zamanda İzmir Körfezi’miz, yeniden toplu balık ölümleriyle, kötü koku ve görüntülerle gündeme gelmişti. Biz de bugün TÜBİTAK Gemimizdeyiz. Hepimizin içini sızlatan o görüntüleri ve sebeplerini yerinde görmek için; bilim insanlarımızla, valimizle, belediyelerimizle gerekli saha çalışmalarımızı yapıyoruz. İzmir Körfezimiz, dünyanın göz bebeği olan bir tabiat harikasıdır. Kurtuluş savaşında düşmanın denize döküldüğü yer burasıdır. Mavi Vatan’ımızın en anlamlı noktası, en muhteşem bölgesidir. Bağımsızlığımızın simge mekânıdır. Burası; birbirinden güzel adalarıyla, tuzlaları, dalyanlarıyla; kuş cenneti ve lagünleriyle, tam bir cennet parçasıdır” dedi.
AMONYAK MİKTARI 50 KAT FAZLA
Bakan Kurum, körfezdeki oksijen seviyesinin çok düşük olduğunu ve denizdeki amonyak miktarının olması gerekenden 50 kat fazla olduğunu belirtti. Bu durumun, evsel ve endüstriyel atıkların yeterince arıtılmadan suya karışmasından kaynaklandığını ifade etti. İzmir Körfezi'ndeki fosfor, klorofil-a ve amonyum azotu gibi zararlı maddelerin sınır değerlerinin iki katına çıktığını söyleyen Bakan Kurum, “Maalesef bugün; sıraladığım tüm bu güzellikler tehlike altındadır, adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezimiz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır. Bakanlık olarak geçtiğimiz günlerde; bu acı durumun sebeplerini incelemek için harekete geçtik. Körfezin farklı noktalarında deniz suyu numuneleri aldık. Üzülerek söylüyorum. Denizdeki, atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Yani bu ne demek? Evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor demek. Bu da beraberinde koku problemini getirmekte, insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezindeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken, bu seviye 1,8’e, yer yer 0’a kadar düşmüştür. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan İzleme Sonuçları’nda da; kirlilik parametrelerinin; özellikle 2020 yılından sonra ciddi artış gösterdiği görülmüştür. Şu anda İç Körfez’de; toplam fosfor, Klorofil-a ve Amonyum azotu gibi zararlı maddeler; sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef İç Körfezimizde; denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Altını çizerek ifade etmek gerekirse; şu anda Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız, oksijensiz kaldıkları için ölmüştür” ifadelerini kullandı.
Bakan Kurum, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin verimsizliği konusunda defalarca uyardıklarını ve bu yüzden 13 ayrı ceza uyguladıklarını belirtti. Çiğli tesisinin kapasitesinin üzerinde atıksu aldığı ve bu nedenle katı atıkların arıtılmadan körfeze döküldüğü bilgisini vererek, “Çiğli atıksu arıtma tesisinin verimli işletilememesi de ayrı bir problemdir. Bakanlık olarak; Çiğli Atıksu Arıtma tesisi düzgün işletilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni defalarca uyardık. Son 5 senede 6 milyon liradan fazla tutarda, 13 ayrı ceza uyguladık. Bu cezaların sebebi, tesisin düzgün çalıştırılmaması; İzmir Körfezi’ni her gün önceki günden daha fazla kirletmesidir. Buraya dikkat etmenizi rica ediyorum. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinden daha 12 gün önce, yani 23 Ağustos’ta yine numune aldık. Analiz sonucu bizi yine üzmüştür. Çünkü tesisteki katı madde değeri olması gereken limitin tam 4 katına çıkmıştır. Peki, bu sorun neden ortaya çıkıyor, vatandaşımıza basitçe izah edeyim! Çiğli atıksu arıtma tesisinin kurulu kapasitesi, günde yaklaşık 605.000 metreküptür. Ama tesise gelen atıksu miktarı günlük 700.000 metreküpü aşmaktadır” dedi.
TUNÇ SOYER’İ İŞARET ETTİ
Kurum, körfezin ekosisteminin çökmüş durumda olduğunu ve bu çevre felaketinin sorumlusunun, seçildikten sonra körfez için hiçbir adım atmayan yerel yöneticiler olduğunu söyleyerek eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i işaret etti. Kirliliği azaltmak ve sorunları çözmek için bilim insanlarıyla iş birliği yapacaklarını ve eksiklikleri anlık olarak takip edeceklerini açıklayaan Bakan Kurum, “Tesise gelen fazla atıksu tesiste arıtılmıyor; çok yüksek miktarda katı atık; orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir körfezi’mizin dibine birikiyor, dip çamurunu arttırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor. Eğri oturup doğru konuşacağız. Bugün Körfez’de yaşanan, tam anlamıyla büyük bir çevre felaketidir. İzmir Körfezi’nin ekosistemi artık tamamen çökme noktasına gelmiştir; İzmir Körfezi ölmektedir. Bu güzelim denizin bu hale gelmesinin sorumluları; seçim meydanlarında “İzmir Körfezi’nde yüzeceğiz” diyen ama görevdeyken körfez için tek bir adım atmayanlardır. Sorumlular; şimdi suçlarını gizlemek için, “bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi” diyerek kendini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu; yağmursuyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atıksu tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan belediyelerdir” şeklinde konuştu.