Bakan Nebati, iş insanlarının feryadına pembe tablo çizdi
'İzmir İş Dünyası Toplantısı', Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin katılımıyla, Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret...
‘İzmir İş Dünyası Toplantısı’, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin katılımıyla, Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ev sahipliğinde, gerçekleştirildi. Bakan Nebati öncesinde konuşma yapan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener uygulanan ekonomik politikalardan finansmana erişime kadar birçok konuda eleştirilerde bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Bakan Nebati, yapılan eleştiriler ile ilgili konuşmadı. Öte yandan Nebati, enflasyonun son 2 aydır düşüş eğiliminde olduğunu öne sürdü.
VATANDAŞA ‘İSRAF’ UYARISI
2023’e olumlu bir atmosferde giriş yapıldığını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, “Diğer taraftan, küresel ısınma nedeniyle yaşanan kuraklık ve doğal afetler ekonomik aktiviteyi uzun vadede baskılayan en büyük tehditlerin başında geliyor. İş insanlarımıza çevre dostu, sürdürülebilir yatırımlar yapmanızı öneriyorum. Vatandaşlarımızın da aynı bilinçle israftan sakınarak su ve enerji tasarrufunda bulunmalarının çok kıymetli olduğuna inanıyorum” dedi.
Nebati, Türkiye’nin 2022 yılındaki krizleri fırsata çevirdiğini söyleyerek, “Tüketici güven endeksi gibi öncü göstergeler de 2023 yılında ekonomimiz hakkında olumlu işaretler vermektedir. Bu başarıların temelinde 20 yıldan bu yana elde ettiğimiz kazanımlar olduğu gibi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracata odaklanan Türkiye Ekonomi Modelimiz de önemli bir paya sahiptir. Nitekim, 2022 yılının ilk üç çeyreğinde G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Ekonomik aktivitedeki güçlü toparlanma ve etkili politikalarımız sayesinde, 2021 başından 2022 Kasım ayına kadar 4,5 milyon vatandaşımıza ilave istihdam oluşturduk” diye konuştu.
‘BÜTÇE DİSİPLİNİ BOZULMAYACAK’
İhracatta 254,2 milyar dolar ile cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldığını vurgulayan Nebati, “Uyguladığımız politikalarla 2022 yılında turizmde de rekorlar kırdık. Faiz harcamalarının bütçemizden aldığı payı önemli oranda düşürerek oluşturduğumuz mali alanı da her daim eğitime, sağlığa, ulaşıma, yani vatandaşımıza hizmete yönlendirmeye devam ettik. Bu vesileyle buradan şunu da açıkça belirtmek isterim: Nasıl ki 2022’de son 20 yılın en iyi bütçe performanslarından birini sergilediysek 2023 yılında da bütçe disiplininin bozulması gibi bir durum kesinlikle söz konusu olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Nebati, 2022 yılının yüksek enflasyonla geçirildiğini söyleyerek, “Enflasyonda da son 2 aydır düşüş eğilimine girmiş bulunuyoruz. Kurlardaki volatilitenin azalması, beklentilerdeki iyileşme ve iş dünyamızın fiyat sabitleme ve indirme kampanyamıza devam eden desteğiyle, ilerleyen aylarda da enflasyonda belirgin düşüşler görmeye devam edeceğiz. Öte yandan, enflasyondan vatandaşlarımızın alım güçlerinin etkilenmemesi için, 2022 yılında 290,4 milyar lira vergi gelirinden vazgeçtik” dedi.
‘REKABET ŞANSIMIZ YOK’
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, finansman erişimindeki zorluk ile birlikte yüksek enflasyon ve düşük döviz kuru nedeniyle zor zamanlar geçirdiklerini dile getirdi. Döviz kurunu baskılayarak enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını söyleyen Eskinazi, “Mevcut döviz kuru enflasyonla mücadelede size bir başarı kazandırmazken, bizlerin de rekabetçiliğinin önünde büyük bir set oluşturuyor. İhracatçılar olarak, döviz kurlarının mevcut durumu bizlere acı veriyor. İhracatı kösteklerken, ithalatı artırıyor” diye konuştu. Yüksek enerji maliyetleri nedeniyle rekabet etme şansının azaldığına dikkat çeken Eskinazi, tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
Bakan Nebati’nin ihracatta rekabetçiliğimizin sürdürülebilirliği ve artması, ithalatın azalması ve işsizliğin önüne geçmek için TL’nin değerinin düşmesi gerektiğine dair söylemlerini hatırlatan Eskinazi, “Sizinle aynı dili konuşuyoruz. Aramızdaki tek fark, TL’nin piyasada gerçek değerini bulması için siz Hükümet olarak bizden çok daha fazla aksiyon alabilecek konumdasınız. Biz ihracatçılar ise bu konuda sizin atacağınız adımlara muhtacız. Siz Türk Lirası’nın nominal değerine kavuşması için gerekli adımları attığınız takdirde ihracatımızı Orta Vadeli İstikrar Programındaki hedefler doğrultusunda artırma sözünü şimdiden verebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘YENİLİKÇİ ANLAYIŞ GEREKİYOR’
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, dünyada ‘Türkiye Yüzyılı’ olması için sorunların çözümü için sürdürülebilirliği sağlayacak bir irade ortaya konması gerektiğini vurgulayarak, “2002 yılında tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da yüzde 12’ye yakın olan payının 2021 sonunda yüzde 5.7’ye gerilediğini görüyoruz. Tarım ve hayvancılığın milli gelirdeki payının bu denli erimesi tüm dünya için bir çarpık gelişme sorunu ve bence Türkiye pek çok ülkenin düştüğü bu hataya düşmemeli. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da tarım ve hayvancılığın payını yeniden yüzde 10’un üzerine çıkartacak her türlü adımı kararlılıkla atmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için çağın rekabetinin getirdiği yenilikçi bir anlayışa ihtiyaç var” dedi.
‘İZMİR GÖZBEBEĞİ’
Ankara’nın başkent oluşunun etkisi ve İstanbul’un obez büyümesi karşısında İzmir’in çok önemli bir avantajı olduğunu dile getiren Kestelli, “İzmir Türkiye’nin gözbebeği. İzmir sanayi, hizmetler ve tarım gibi üç hayati alanda da iddialı olan dengeli bir kent. Nitekim sanayi ve hizmetlerde üçüncü sıradayken tarımsal milli gelirde ikinci sıradayız. İzmir’e yapılan yatırımların çarpan etkisi çok daha yüksek. Tarımı teknolojiyle büyütme çabalarımıza desteğini artırması, kuraklıkla mücadelede sürdürülebilir çözümler üretmesi, girdi maliyetlerindeki büyük sıçramanın yarattığı tahribatı önlemesi, Dikili, Kınık ve Bayındır’da yürüttüğümüz tarıma dayalı ihtisas organize bölgelerine omuz vermesi ve finansmana erişim sıkıntısına çare olması hayati önemde” açıklamasını yaptı.
‘TL GERÇEK DEĞERİNE DÖNMELİ’
İş dünyasının öncelikli çözüm bekleyen konularının yüksek enflasyon, finansmana erişim ve gerçek dolar kuru olduğuna dikkat çeken Ege Bölge Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Küresel ekonominin de ana gündemi enflasyonla mücadeledir. ÜFE-TÜFE farkından dolayı, pazarda fiyatlar düşmemekte, enflasyona neden olmakta, öngörülebilir fiyatlama yapılamamaktadır. Vatandaş açısından da refah kaybına yol açmaktadır. Son açıklanan 250 milyar TL’lik kredi paketi ve talebimiz olan EYT kredisi için çok teşekkür ediyoruz ama henüz bankalarca kredi açılmadığını da belirtmek isterim. TL’nin döviz karşısında aşırı değerlenmesi de eksik değerlenmesi de sanayimize ve ekonomimize zarar vermektedir” ifadelerini kullandı.
Yorgancılar, üretim ve ihracatın sürdürülebilirliği ve küresel pazarlarda rekabet edebilmek açısından doğrudan üretimde kullanılan elektrik, doğalgaz ve motorin üzerindeki vergilerin makul düzeylere çekilmesi gerektiğin altını çizdi.
‘KAYNAĞI BELİRSİZ DÖVİZE BAĞIMLI OLUYORUZ’
Konuşmasına yüksek enflasyona dikkat çekerek başlayan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, mücadele noktasında baz etkisine bağlamanın doğru olmadığını söyledi. Özgener, piyasalarda güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç olduğunu ifade ederek, “Öncelikli konularımız arasında; para politikasının normalleşmesine ilişkin beklentimiz de yer alıyor. Politika faizi ile piyasa faizi arasındaki fark azaldığı zaman, borç verenler ve borç alanlar, döviz açığı ve fazlası olanlar bilançolarında ani değer farklılıkları ile karşılaşabilirler” diye konuştu.
Özgener, Türkiye Ekonomi Modeli açıklandığı zaman artan ihracat ve turizm gelirlerine bağlı olarak cari açık fazlasına ulaşılacağının hedeflendiğini hatırlatarak, “Bugün ise cari açığın finansmanında eskiden çok önemsemediğimiz ve sıcak para dediğimiz kısa vadeli yatırımların payı azalırken, rezerv kullanımına ve net hata ve noksan denilen kaynağı belirsiz döviz girişine daha bağımlı hale geliyoruz” açıklamasını yaptı.
‘GÜNLÜK KARARLAR SIKINTI YARATIYOR’
Faizler düşmesine rağmen, risk primleri yüksek olduğu için, fiyatlamalar daha fazla müdahale ile düzeltilemiyor ve arz-talep dengesinin bozulmasına neden oluğuna dikkat çeken Özgener, “Konuşmalarınızda, ülkemizin serbest piyasadan asla taviz vermeyen bir ülke olduğunu vurguluyorsunuz. Ama Merkez Bankası ve BDDK’nın bazı tedbirlerinin piyasamızı gereğinden fazla sıkıştırdığını, piyasalardaki oynaklığı arttırdığını, serbest piyasa koşullarını zorlaştıran kararlarla ve sermaye kontrolü algısı yaratarak güvensizliğe neden oluyor. Merkez Bankamızın sık aralıklarla makro ihtiyati tedbirleri devreye alması, uyum sürecini zorlaştırıyor. Günlük politika değişikliklerinin, sistemin bütünlüklü ve istikrarlı bir şekilde geliştirilmesinde sıkıntılar yaratıyor” dedi.