Bel ağrısında pandemi alarmı

Tüm dünyada sanayileşme ve teknolojik ilerleme ile birlikte yaygın hale gelen bel ağrısı, pandemi boyutuna ulaşmış bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriliyor.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Çidem, bel ağrısının yaşam kalitesini düşürerek iş gücü kaybına yol açtığını belirtti.

“İnsanların yaklaşık yüzde 80’i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşıyor. Bu durum, baş ağrısından sonra en yaygın görülen ağrı türüdür ve iş gücü kaybının en büyük sebeplerinden biridir” diyen Prof. Dr. Çidem, hareketsiz yaşam tarzı ve stresi önemli risk faktörleri arasında gösterdi.

HATALI HAREKETLER KRONİK TRAVMAYA YOL AÇABİLİYOR

Bel ağrısının en yaygın sebeplerinden birinin bel kaslarının zorlanması ve spazmlar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çidem, şu örneği verdi: “Bir su damlasının uzun süre aynı noktaya damlaması zamanla o yeri deforme eder. Benzer şekilde, bele zararlı hareketler düşük yoğunlukta bile olsa tekrarlandığında zararı artar. Uzun süre sandalyede oturarak çalışan biri, beliyle sürekli dönme hareketi yaparsa veya fabrika çalışanı her gün aynı harekete maruz kalırsa, bu durum kronik travmalara neden olabilir.”

STRES, BEL AĞRISINI ARTIRIYOR

Ofis ortamındaki düzensiz çalışma şartlarının ve iş stresinin bel sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Çidem, “Stres, kaslarda gerginliğe ve sertleşmeye yol açarak bel ağırısının en önemli tetikleyicilerinden biri haline geliyor” dedi.

DİSKLERİN YIPRANMASINA YOL AÇIYOR

Hareketsiz kalmanın omurgaya zarar verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Çidem, şu uyarıda bulundu: “Omurgamızın temel yapı taşı olan disklerin beslenmesi hareketle gerçekleşir. Uzun süre hareketsiz kalmak, disklerin yeterince beslenememesine ve zamanla yıpranmasına yol açar. Bu durum hem bel ağırısına sebep olur hem de uzun vadede omurga sağlığını tehdit eder.”

BEL AĞRISINA KARŞI ERKEN TEDAVİNİN ÖNEMİ

Bel ağırısının ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Çidem, “Bel ağırısı ihmal edilirse kronik hale gelir ve kireçlenme ya da fıtık gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” dedi. Erken dönemde tedavinin daha başarılı olduğunu belirten uzman, ilaç tedavileri, fizik tedavi, manuel terapi, akupunktur ve diğer geleneksel tıp yöntemlerinin başarıyla uygulandığını dile getirdi.

GÜNLÜK YAŞAMDA BEL SAĞLIĞİNİ KORUMAK İÇİN NE YAPILMALI?

Bel sağlığını korumanın en önemli yollarından birinin doğru hareket etmek olduğunu belirten Prof. Dr. Çidem, özellikle ofis çalışanlarına şu önerilerde bulundu:

  • Uzun süre oturmak yerine aralıkla kalkıp yürümek.
  • Sandalyenin döner olmasını tercih ederek vücudu değil, sandalyeyi döndürerek hareket etmek.
  • Sandalyeden kalkmadan eğilip bir şey almak yerine önce doğrulup, ardından çömelerek eşya almak.
  • Oturma pozisyonunda diz ve kalça açısını 90 derece tutmak, ayakların yere tam temas ettiğinden emin olmak.
  • Doğru postürü koruyarak başı ve sırtı düz bir şekilde tutmak.

Bel sağlığını korumak için bu basit önlemlerın büyük fark yaratabileceğini belirten Prof. Dr. Çidem, “Düzenli egzersiz ve doğru duruş alışkanlıkları edinmek, bel ağırısı riskini önemli ölçüede azaltır” dedi.