“Ben hayatımın düş kıyısıyım”

TÜYAP'ın Onur Konuğu Veysel Çolak,  'Kariyerist biri olsaydım 'Veysel Çolak olmak iyi bir duygu kaynağı' derdim. Öyle değil. Öyle olmuyor. Çünkü kariyerist, oportünist, makyavelist, uvriyerist, popülist değilim. Olamam da. Olsam, Veysel Çolak olamam. Ben hayatımın düş kıyısıyım. Kendimle barışığım, ana dünyayla barışık değilim. Dünyayla hesabım var' diyor.

“Ben hayatımın düş kıyısıyım”
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bu sene 25. kez yapılacak olan TÜYAP’ın Onur Konuğu Veysel Çolak’ın yirmi beşi şiir; diğerleri şiir sanatı ve şiir kuramı üzerine yazdığı altmıştan fazla kitabı var.

Çolak, “Acı çekiyorum, Hayatımın acı çekerek geçtiğini düşünüyorum, “tükenmez ” dediğim insanın tükendiğini, bencilleştiğini, duyarsızlaştığını, neo-liberalizmin esiri olduğunu görüyorum. Canım daha çok yanıyor. Duygularım, hayatım delik deşik oluyor” diyor.

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.  tarafından, Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile İzmir Kitap Fuarı gerçekleşiyor. Siz de fuarın onur konuğu olacaksınız, öncelikle sizi can-ı gönülden bir kere daha kutluyorum. Okurlarınız;  edebiyatınız, yaşam görüşünüz ve eserlerinizin detaylarını öğrenecekler, yapılacak bu fuar kitapseverlere neler katacaktır?

Teşekkür ederim.

İnsanoğlu /insan kızı varlığını sürdürebilmek için beslenmesi, örtünmesi, barınması ve üremesi gerekir. Var olmanın vazgeçilmezidir bunlar. Temel gereksinmeler yani. Beşinci sıraya neyi koymalı insan? Elbette kültürü koymalı ki düşünsel, duygusal bakımdan da beslenebilsin. Kültürel besin vazgeçilmezdir. Ne yazık ki bunun bilincinde değil büyük çoğunluk. Bu nedenle de sağlıklı bir toplum değiliz. Kısaca toplumsal bireyler kültürel besinden payanı alamayan toplumların ve bireylerin gelişemediğinin bilincine varmalı. Bakın dünya toplumlarına kültürel olanı özümlememiş uluslar her bakımdan köhne bir hayatı sürdürmekte ve sömürge olmaktan kurtulamamaktadır. Kültürlenmek bireyi özgürleştirir. Bu unutulmamalı.

Kitap fuarları, kültürün önemine dikkat çekebilir. Kültürel ürünlerin/ kitapların önemini kavratabilir. Her insanda bir kültürlenme süreci başlatabilir. Kötümser biriyim ama iyimser düşünerek, kültürlenme sürecinin bir ayağının kitap fuarları olabileceğini söyleyebilirim.

Pandemi nedeniyle İzmir Kitap Fuarı ertelendi ve 2 yıldır yapılmamıştı. 25. kez bu sene gerçekleşecek olan fuar, İzmir’in kültür sanat ve edebiyat dünyasına ne gibi verim sağlayacak?

Türkiye’de, İzmir; kitabın çok okunduğu kentler arasında görünüyor. Birçok kitabın fuarda sergileniyor olması, okurum diye not alınan kitapların okur tarafından kolayca bulunmasını sağlayacaktır. Ulaşım giderlerinin artması, insanların internet yoluyla kitap almalarını bir hayli geriletti. Fuarda kitap okurun ayağına gelecek. Bu olanağın yabana atılmaması gerekiyor. Ayrıca birçok oturum, panel, konferans olacak. Bunları dinlemek; bekletilen sorulara yanıt bulmayı sağlayabilir. Dahası yanıtı aranan yepyeni sorular edinilmesini sağlayabilir bu etkinlikler. Soru önemlidir. Sorusu olan insan, araştırır, araştırırken bilgilenir, bilinçlenir, kültürel olarak yetkinleşir. Kitap fuarları kültürel bir ortam olarak insana bunları kazandırabilir.

Dokuz gün boyunca devam edecek fuarda;  panel, söyleşi, atölye çalışmaları ve çocuk etkinliklerinden oluşan 120 kültür etkinliği ve imza günleri de olacak. Ayrıca 450 yayınevi ve sivil toplum kuruluşuna da ev sahipliği yapacak. Fuar, yeni yerinde okurların ilgisini çekebilecek mi?

İzmir Kitap Fuarı’nın Basmane’den Gaziemir’e taşınması iyi olmadı. Bu, birçok insanın kitap fuarına gelmesini engelleyecektir. Kitaplarının basıldığı yayınevinin fuara katılıp stant açmış olmasına karşın fuara katılamayacağını açıklayan birçok şair/yazar var. Ayrıca yakın ilçelerden gelenlerin de gelmeyeceği duyumlarını aldım. Ayrıca okulların öğrencileriyle birlikte gelemeyeceğini söyleyen birçok öğretmen var. Umarım Kitap Fuarı eski yerine, Basmane’ye taşınır önümüzdeki yıllarda.

Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği’nin (YAYBİR) açıkladığı Ocak 2022 verilerine göre, Türkiye’de toplam 21 milyon 192 bin 225 adet kitap basıldı. Ocak 2021’de bu sayı 26 milyon 490 bin 859’du. Basılan kitap miktarı ise Aralık 2021’e göre de 2 milyon 627 bin 411 adet azaldı. Sizce bu kadar kitap basılmasının nedeni nedir?

Kitabın bu kadar basılmasının nedeni, öncelikle herkesin her yazdığını kitaplaştırmasıdır. Ciddi editöryel çalışmalardan geçmiş ve sonrasında basılmış çok az kitap olduğu kanısındayım. Bir çılgın dönem bu. Aşılacaktır. Basıldığı gün eskiyen kitaplar basılmayacaktır. Öte yandan Türkiye’de yapılan bir araştırmada insanlara ihtiyaçları soruluyor, kitap 282. sırada. Oysa üreme, beslenme, barınma, örtünmeden sonra, beşinci sırada olmalıydı kitap. Ne yazık ki öyle değil. Her yazılan basıldığı için, kitaplaştırıldığı için, okur da bundan olumsuz etkilenip okumaz hale gelmiş. O yüzen okumaz yazarların çağını yaşıyoruz.

‘ACI ÇEKİYORUM’

Ömrünüzü şiire, edebiyata ve insana adamış birisi olarak büyük bir sorumluluk taşıyorsunuz. Taşıdığınız büyük yük, size ne hissettiriyor?

Acı çekiyorum, hayatımın acı çekerek geçtiğini düşünüyorum, “tükenmez ” dediğim insanın tükendiğini, bencilleştiğini, duyarsızlaştığını, neo-liberalizmin esiri olduğunu görüyorum. Canım daha çok yanıyor. Duygularım, hayatım delik deşik oluyor. Mutsuzluk katlanarak üstüme yığılıyor. Bu yüzden böyle bir dünyada iyi hissetmek alçaklıktır diye düşünüyorum.

Şiirde ‘Veysel Çolak’ olmak nasıl bir duygu?

Kariyerist biri olsaydım ‘Veysel Çolak olmak iyi bir duygu kaynağı’ derdim. Öyle değil. Öyle olmuyor. Çünkü kariyerist, oportünist, makyavelist, uvriyerist, popülist değilim. Olamam da. Olsam, Veysel Çolak olamam. Ben hayatımın düş kıyısıyım. Kendimle barışığım, ana dünyayla barışık değilim. Dünyayla hesabım var. Bu nedenle durmadan yazıp duruyorum.

2022’de yayımlanan kitaplar:

Yansımanın Gerçeği (inceleme),  Yabancılaşma ve Öteki Şiir (deneme) Mürekkebin İçtiği Ses (inceleme), Paradokslar/Elveda İnsan (deneme), Kanımla Derime Yazdım (içsel günlükler), Ölümcül Aşklar Tarihi (şiir)

2023’te yayımlanan kitaplar:

Yara Oldu Kaldı (İçsel günlükler), İçimde Dolaşan Hançer (şiir)

 

 

 

 

 

Bakmadan Geçme