- Haberler
- Sağlık
- Beynin kendini iyileştirme yeteneği keşfedildi: 800 bin disleksili için umut ışığı oldu
Beynin kendini iyileştirme yeteneği keşfedildi: 800 bin disleksili için umut ışığı oldu
Teknolojik yenilikler, sağlık sektöründe devrim niteliğinde değişiklikler yaratıyor. Yapay zekâ destekli teşhisler, giyilebilir cihazlar ve daha birçok inovasyon, hastalıkların tedavisinde ve sorunların çözülmesinde önemli adımlar atılmasını sağlıyor.
Özellikle nöroteknoloji, beyin dalgalarını analiz ederek insan-makine etkileşimini mümkün kılarken, öğrenme güçlüğü yaşayan bireylere umut oluyor. Bu teknoloji, ilaçsız, kişiye özel ve maliyet açısından daha uygun tedavi seçenekleri sunarak, dünya genelinde her 10 kişiden yaklaşık 1’ini etkileyen disleksi gibi öğrenme güçlüklerine karşı etkili bir çözüm vaat ediyor.
Teknolojik gelişmeler, hayatın her alanında bize kolaylık sağlıyor. Sabahları telefonlarımızı elimize aldığımızda, temassız ödeme sistemleriyle alışveriş yaparken, her an teknolojiyle iç içeyiz. Teknolojiler, birçok sektörde daha önce hayal edilen yeniliklerin kapılarını aralıyor ve küresel düzeyde köklü değişikliklere yol açıyor.
Sağlık sektörü, teknoloji sayesinde en hızlı dönüşüm geçiren alanlardan biri. Yapay zekâ destekli teşhis sistemleri, hastalıkların erken tespiti için önemli bir adım atarken, giyilebilir cihazlar ise hastaların sağlık durumlarını anlık olarak takip edebiliyor. Robotik cerrahi, minimal invaziv ameliyatların gerçekleştirilmesini mümkün kılarken, tele-tıp uygulamaları da hastaların evlerinden çıkmadan uzmanlara ulaşmasını sağlıyor. Yapılan son araştırmalara göre, sağlık bilişim teknolojileri pazarının 2024’te yaklaşık 360 milyar dolara ulaşması ve 2029’a kadar yıllık yüzde 15 büyüme oranıyla 730 milyar doları geçmesi bekleniyor.
Disleksi, Erkeklerde 5 Kat Daha Fazla Görülüyor
Teknolojinin sunduğu yeniliklerden biri de öğrenme güçlüklerine çözüm sunan nöroteknoloji uygulamaları. Auto Train Brain CEO’su Dr. Günet Eroğlu, geleneksel eğitim yöntemlerinin öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar için yetersiz kaldığını belirterek, "Nöroteknoloji uygulamaları, bu bireylere umut oluyor. Disleksi, erkeklerde kızlara oranla 5 kat daha fazla görülüyor ve toplumda bir hastalık olarak bilinse de aslında nörogelişimsel bir farklılık. Bu bireylerde zekâ geriliği yoktur, hatta üstün zekaya sahip olabilirler. Beynin işleyişini anlayıp, beyin dalgalarını analiz ederek bu kişilerin ilgili bölgeleri iyileştirilebiliyor," dedi.
Beyin Sinyalleri, 800 Milyon Disleksili Bireye Umut Oluyor
Öğrenme güçlüklerinin, nöronlar arasındaki sinyal sisteminin farklı çalışmasından kaynaklandığını söyleyen Dr. Eroğlu, "Beyin, nöroplastisite sayesinde yeni bağlantılar kurarak öğrenme sürecini iyileştirebilir. Beyinden gelen sinyallerin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek, kişiye özel eğitim içerikleri sunuluyor ve böylece beynin işleyişi normale dönüyor," diye ekledi. Bu teknoloji, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu, yani 800 milyon disleksik bireyi umutlandırıyor. Hem ilaçsız tedavi sunması hem de kişilerin istedikleri zaman ve yerde gelişim sağlamalarına imkân tanıması, nöroteknolojinin bu alandaki potansiyelini gözler önüne seriyor.