Bin bebekten 3'ü işitme kaybıyla doğuyor!

Elektrik süpürgesi çalışırken, televizyonun sesi odayı kaplamışken bebeğiniz mışıl mışıl uyumaya devam ediyor, baş ucunda ilgisini çekmek için yaptığınız hareketlere tepki vermiyor, 18 aylık olduğunda hala tek bir kelime söylemiyor!

Acıbadem Altunizade Hastanesi Uzmanı Dr. Odyolog Emel Uğur, dünya genelinde her 1000 bebekten 3’ünün işitme kaybı sorunu ile dünyaya geldiğini belirterek “Ülkemizde dünya geneli gibi her 1000 bebekten 2-3’ü işitme sorunu ile doğuyor. Türkiye dünya çapında işitme kaybının erken tanısı ve müdahalesini sağlamak için yürütülen Yenidoğan İşitme Tarama Programları içinde en başarılı yüzde 20’lik dilimdeki ülkeler içinde yer alıyor. İstanbul’da tüm yenidoğan bebeklere ulaşıyor ve tarama testleri uygulanıyor. Ülke genelinde işitme tarama programının başarısı yüzde 98-99 civarında” dedi. 

İşitme tarama programının, işitme kaybı olan bebeklerin erken tanılanması ve müdahaleye erkenden başlanması açısından çok kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. Odyolog Emel Uğur, doğumsal işitme kaybı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

İşitme kaybında en önemli risk faktörleri genetik yatkınlık, annenin hamilelik döneminde geçirdiği enfeksiyonlar, prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, yenidoğan sarılığı, yenidoğan yoğun bakımda 5 günden uzun tedavi almayı gerektiren durumlar olarak sıralanabilir. Annenin hamileliğinde kullandığı ilaçlar, kimyasallar, zorlu doğum süreci, doğum sırasında yaşanan travmalar işitme kaybı yaratabilir. İşitme kaybı hayatın herhangi bir döneminde de ortaya çıkabildiğinden dikkatli olmak gerekir. 

BEBEKLERDE İŞİTME KAYBININ ÖNEMLİ SİNYALLERİ!

1.    Bebeğiniz 3 aylık olduğunda sesinizin olduğu yönü bulmaya çalışmıyorsa, 
2.    6 aylık olduğunda babıldamaya (-bab- bab,- mam-mam gibi ses üretimleri) başlamamış ya da bir süre sonra son verdiyse, 
3.    Uyku esnasında/uyanıkken yüksek seslere irkilmiyor ve tepki vermiyorsa,
4.    Bebekler hazır değillerse 12. ayda  hala  kelime üretmeyebilir. Ancak ismine bakmalı, basit komutlarınızı anlamalı, sizi görmese de ses tonu ve konuşma ritminizden duygu çıkarımları yapabilmeli. İyi ve sevecen üslup ile seslendiğinizde gülücüklerle, kahkahalarla yanıt vermeli, kızdığınızda sesinizden bunu anlayarak ağlamalı. Tüm bu tepkilerden uzak kalıyorsa,
5.    18. ayda tek kelime üretmediyse ileri işitme testleri için referans merkezlerine başvurulmalı.  

Yenidoğanda ilk işitme testleri hastaneden taburcu olmadan yapılır. Bebek uyurken dış kulak yoluna kulaklık, başına elektrotlar yerleştirilir. Ses sinyali verildiğinde işitme sinirinde oluşan cevaplar cihaz aracılığıyla kaydedilir. Zararsız, ağrı, acı vermeyen, cilt bütünlüğünü bozmayan işlemdir. Yeterli yanıt varsa ‘bebek testten geçti’, yoksa ‘kaldı’ olarak cihaz tarafından sonuçlandırılır. 

“BEBEĞİM TESTTEN KALDI, NE YAPMALIYIM?”

Tarama testleri çok erken dönemde uygulandığı için her bebek ilk testleri geçemeyebilir. Bu nedenle testten kalırsa endişelenmeyin. Öncelikle tarama testleri tekrarlanmalı. Test farklı günlerde olmak üzere iki kez daha tekrarlanabilir. İkinci test planlaması genellikle 5 gün sonrasına atanır. Yine kalırsa 15 gün sonraya test planlaması yapılır.  İşitme tarama programı iki basamaklı planlanmış olup, test sonucuna/risk durumuna göre ileri tanısal testler gerekebilir. İleri tanısal testler Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş hastanelerde odyologlar tarafından yapılır. Tüm testlerden kalırsa ileri testler için doğum yaptığınız hastane referans merkezi hastanelere sevk eder. İleri tanı testlerinin olabildiğince erken yapılması gerekir. Risk faktörü varsa bebek testten geçse bile referans merkezine sevk edilmeli. 

İLK 6 AYDA TEDAVİYE BAŞLANMALI!

İşitme duyusu bireyin etrafını keşfetmesi ve uyum sağlayabilmesi için çok kritik bir öneme sahiptir. Bu adaptasyon süreçlerinden birisi de dil ve konuşma gelişimidir. Lisanın doğru gelişebilmesi için mutlaka işitmenin normal sınırlarda olması gereklidir. Çünkü duymadığımız, maruz kalmadığımız lisanı öğrenemeyiz” diyen Dr. Odyolog Emel Uğur, bebeğin en geç 3 aylık olduğunda işitme kaybının tanılanması ve 6 aylık olana kadar tedaviye başlanmasının hedeflendiğini, böylece işitme kaybından kaynaklanabilecek sorunların önüne geçilebileceğini söylüyor. 

İşitme kaybı sadece doğumsal değil, yaşamın herhangi bir döneminde çeşitli nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. İşitme kaybı ne kadar erken tanılanır ve müdahale edilirse çocuk için daha avantajlıdır. 

Dr. Odyolog Emel Uğur “İşitme kaybı sorunu tanılandığı gün ve müdahalelerin başladığı gün bizler için milattır. Amacımız daima, işitme kaybının bir engel olmasının önüne geçmek,  işitme kayıplı bireyi topluma entegre etmek, bireysel potansiyeline ulaşması için önünü açmak, gelecekte çocuğun eğitimli, üreten ve topluma yararlı bir birey olmasını sağlamaktır. Bu nedenle tedaviye, çocuğun dil-konuşma gelişimi, bilişsel gelişimi gibi faktörlerin dışında akademik başarısı, sosyal yaşantısı gibi konuları da dikkate alarak karar veririz” diyor.

Bakmadan Geçme