“Bor karbür savunma sanayisinin vazgeçilmezidir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi Açılış Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar ise şu şekilde:
“Ülkemizin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini 300 kat artıracak tesisimizin açılışı vesilesiyle bir aradayız. Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan tesisimiz bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır. Bor Karbür özellikle zırh, mekanik parça üretimi gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezidir. Bu tesis sayesinde Türkiye sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor aynı zamanda ülkemiz dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu hale geliyor. Kritik her üründe maruz kaldığımız gizli – açık ambargoların ülkemize yaşattığı vakit ve hamle kayıplarını gayet iyi biliyoruz. Bunun için artık her alanda önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak, onunla birlikte dünya pazarlarında pay sahibi olmamıza katkı sağlayacak yatırımların tamamını destekliyoruz. Sadece Eti Maden bünyesinde yürütülen çalışmalar bile başlı başına birer başarı hikayesidir.
Ham maddeyle başlayıp nihai ürüne kadar uzanacak bir sistemle ülkemizin tüm değerlerini harekete geçirmekte kararlıyız. Esasen dünyada küresel tedarikleri belirli yerlere terk edip sadece fikri mülkiyet haklarının kazancıyla yetinme devri geride kalmıştır. ABD’den Avrupasına kadar üretimi angarya görerek uzak coğrafyalara taşıyan her yerde ciddi bir paradigma değişikliği başlamıştır. Türkiye her gelişme ve gelişmiş ülke pazarlarına yakınlığı, lojistik avantajları, yetişmiş insan gücü ve hammadde potansiyeliyle küresel üretim merkezlerindeki değişimde avantajlı bir yer duruyor.
Geçtiğimiz 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı bu avantajın temelini oluşturuyor. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ne küresel sağlık ve güvenlik krizleri, ne yaşadığımız tabii afetler, ne de önümüze çıkarılan diğer afetler bizi bu hedeften uzaklaştırabilir. Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçtiğimiz bir gerçektir. Covid-19 salgını sebebiyle iki yıl sıkıntı çektik. Tam bu badireyi aşmışken kendimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgenine sıkıştırılarak taviz vermeye zorlandığımız bir başka mücadelenin içinde bulduk. Bu sıkıntının da üstesinden gelirken asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yıkıntıları arasında kaldık.”