Boyundaki sinsi tehdit
Beyni besleyen ana damarlardaki tıkanmanın 40 yaş sonrası daha sık görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Süleyman Özkan, belirtileri taşıyanların zaman kaybetmeden tedaviye başlamasını, ilerleyen aşamalarda ameliyat gerektiğini açıkladı
Halk arasında şah damarı olarak bilinen karotis, beyni besleyen, boynun sağ ile sol tarafında bulunan ana damarları oluşturuyor. Bu damarların tıkanması “şah damarı tıkanıklığı” olarak adlandırılıyor. 40 yaş üstündeki kişilerde görülen şah damarı tıkanıklığı, tedavisinde geç kalındığında geçici veya kalıcı felce, ölüme bile neden olabiliyor. Acıbadem International Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özkan, zamanında tedavi edildiğinde hastalığın ilerlemesinin önlenebildiğine dikkat çekerek, "Şah damarı tıkanıklığında gecikmemek için 40 yaş üzeri diyabet, hipertansiyon ile kolesterol yüksekliği gibi risk faktörlerine sahip kişilerin göz kararması, baş dönmesi, el kol uyuşması, yürüme bozukluğu, denge kaybı ve konuşma bozukluğu gibi sorunlarda zaman kaybetmeden hekime başvurmalı. Çoğunlukla belirgin semptom göstermeyen şah damarı tıkanıklığının erken teşhisi için 40 yaş üzeri kişilerin belirli aralıklarla ultrasontaraması yaptırmaları tavsiye ediliyor” dedi.
Damar sertliği (ateroskleroz) ile seyreden şah damarı darlıklarına koroner arter darlığı ve bacak damar darlığı eşlik edebiliyor. Şah damarı tıkanıklığı felç tablosu oluşturuncaya dek belirti vermeden yavaş ve sinsi ilerliyor. Beyin damarının biri tümüyle tıkalı olduğu halde şikayete neden olmayabiliyor. Hasta yakınması olmasa da felç geçirebiliyor. Şah damarı belirti verdiğinde göz kararması, baş dönmesi, el kol uyuşması, yürüme bozukluğu, denge kaybı ve konuşma bozukluğu ile kendini belli ediyor.
Şah damarındaki tıkanıklık yüzde 50’nin altındaysa hastanın risk faktörlerine yönelik önlemler alması ve kan sulandırıcı ilaç kullanması yeterli oluyor. Ancak şah damarındaki darlık ciddi boyutlardaysa ameliyat gündeme geliyor. Prof. Dr. Süleyman Özkan, ameliyata başvurulan durumları şöyle anlattı: “Hastada son 6 ayda hafif derecede geçici felç olması ve şah damarlarında yüzde 50’den fazla darlık olması halinde ameliyata başvuruluyor. Ultrasonografide şah damarda yüzde 70 üzerinde darlık belirlenmesi, yakınma olmasa da felç riskinin artması nedeniyle ameliyatın yapılması gerekiyor.”
AMELİYAT SIRASINDA
Şah damarı tıkanıklığının tedavisinde “cerrahi” altın standart olarak kabul ediliyor. Nedeni mevcut plağın tamamen çıkarılması, damarın orijinal haline getirilmesi ve ameliyatın ardından ilaç tedavisiyle önlemlerin alınması, hastalığın tekrarlanmasının çok düşük ihtimal olması. “Endarterektomi” adı verilen ve boyuna 2-3 santimlik kesi yapılarak gerçekleştirilen yöntemde damar içindeki plak, yani kolesterol içerikli pürüzlenme tamamen çıkarılıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan, ameliyatın lokal anestezi altında ve hastayla konuşarak gerçekleştirildiğini belirterek “Hastanın en iyi nörolojik takibi ‘uyanık olma hali’ ile sağlanır. Ameliyat hasta uyanıkken, bir saat gibi kısa zamanda tamamlanıyor. Hasta 1-2 gün içinde hastaneden taburcu oluyor” diye konuştu.
AMELİYAT SONRASI
Ameliyatın ardından hasta günlük yaşamına hemen dönebiliyor. 1-2 hafta ağır işlerden uzak durması, araç kullanmaması gerekiyor. Nadir rastlansa da ağrı ve beyin fonksiyonlarında farklılık gibi sorunlar gelişirse hemen doktora bilgi verilmesi uyarısında bulunan Prof. Dr. Özkan, “Bunların yanı sıra şah damarının yeniden daralmaması için hastaların kolesterol ve kilo kontrolüne önem vermeleri, uygun beslenme programı oluşturmaları, damar sertliğiyle ilgili risk faktörlerini azaltmaları, hipertansiyonla mücadele etmeleri, düzenli egzersiz yapmaları ve bol su tüketmeleri büyük önem taşıyor. Şah damarı tıkanıklığında stent tedavisi komplike olmuş, tekrar daralmış, ameliyat şansı olmayan hastalarda uygulanır. Stent sonrası ameliyat şansı kalmıyor. İkisinin kombine uygulandığı durumlar da var” dedi.