Can Atalay neyle suçlanıyor?
Yargılama süreçleri Türkiye kadar dünyada da takip edilen Can Atalay için meclis olağanüstü toplanıyor. Peki Can Atalay neyle suçlanıyor? Can Atalay'ın yargı süreci nasıl işledi ve bugünlere nasıl gelindi? İşte tüm bu soruların cevabı...
Gezi Parkı eylemleriyle ilgili ilk iddianame, 2014 yılında kabul edildi ve aralarında avukat Can Atalay’ın da bulunduğu 26 kişi, "örgüt kurmak ve yönetmek" suçlamasıyla yargılandı. Ancak İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, yaklaşık bir yıl sonra tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Kavala Hariç Herkese İkinci Beraat
4 Mart 2019’da, çoğunluğu Gezi Parkı eylemlerine ilişkin delillerle hazırlanan ikinci iddianame kabul edildi. Dönemin savcısı Muammer Akkaş tarafından toplanan delillerle açılan davada, mahkeme 18 Şubat 2020’de Osman Kavala dışındaki tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Osman Kavala için tahliye kararı verilse de, başka bir dosyadan tutuklanması sağlandı.
Üçüncü Yargılanma Süreci
İstinaf Mahkemesi, Ocak 2021’de beraat kararlarını bozdu ve Gezi davası ile Kavala’nın "casusluk" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasını birleştirdi. Savcı, 4 Mart 2022’de sunduğu mütalaada, Kavala ve Mücella Yapıcı’ya, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasını yöneltti. Can Atalay ve diğer sanıklar için ise bu suça "yardım ettikleri" gerekçesiyle ceza talep edildi.
Ağırlaştırılmış Müebbet ve 18 Yıl Hapis Cezaları
25 Nisan 2022’deki karar duruşmasında, Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Can Atalay ve diğer altı sanık ise 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu kararlar, 28 Aralık 2022’de istinaf mahkemesi tarafından onandı.
Yargıtay’dan Bozma ve Onama Kararları
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28 Eylül 2023’te Osman Kavala’nın cezasını onarken, Can Atalay ve diğer bazı sanıkların cezalarını da onadı. Mücella Yapıcı ve Ali Hakan Altınay ise tahliye edildi.
Milletvekilliği ve AYM Krizi
Can Atalay, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nin Hatay Milletvekili seçildi. Ancak tutuklu olduğu için yemin edemedi. Anayasa Mahkemesi (AYM), Atalay’ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu karara uymadı ve Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu. 30 Ocak 2024’te TBMM, Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürdü.
Atalay, vekilliğinin düşürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, hukukun ve anayasanın çiğnendiğini belirterek, mücadelesine devam edeceğini vurguladı. Türkiye, bu süreçte Yargıtay ve AYM arasındaki krizle karşı karşıya kaldı.
Bu karmaşık yargılama süreci, Türkiye'deki hukuk ve siyaset alanında derin tartışmalara yol açtı ve Can Atalay’ın durumu, ülkenin hukuk sistemine dair önemli bir sınav haline geldi.