Çernobil fokurduyor, umursayan çıkmıyor!

Turgay Kılıç/YENİ İZMİR- İzmir’in merkezinde toprağa gömülü radyoaktif maddeler 16 yıldır kentin gündeminde. Buna ilişkin muhtarından belediye...

Çernobil fokurduyor, umursayan çıkmıyor!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Turgay Kılıç/YENİ İZMİR- İzmir’in merkezinde toprağa gömülü radyoaktif maddeler 16 yıldır kentin gündeminde. Buna ilişkin muhtarından belediye başkanına, milletvekilinden sivil toplum kuruluşu üyelerine, öğretim görevlilerine bir çok kişi aktivist gibi çalışarak soruna çözüm üretmek için çabaladı. Halkın sağlığı için 16 yıldır devam eden bu mücadelede şu güne kadar hiçbir sonuç elde edilemedi.

Emrez Mahallesi’ndeki eski kurşun fabrikasının bulunduğu arazide ‘tehlikeli atık’ gömüldüğü tespit edilmesi sonrası Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, İzmir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile birçok kurum tarafından inceleme gerçekleştirildi. Yapılan incelemelerde Türkiye’de üretimi olmadığı gibi girişi de yasak olan nükleer santral çubuklarındaki ‘Europium 152 maddesinden kaynaklı radyoaktif etkenler olduğu tespit edildi. Toprak altında ‘500 bin tonun üzerinde nükleer radyoaktif madde’ saptanırken Türkiye’ye nasıl getirildiğine ve gömüldüğüne dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadı.

 İZMİR İÇİN TEHDİT 

Çevre Yüksek Mühendisi ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yüksek Kurulu eski Başkanı Helil Kınay, Yeni İzmir’e yaptığı açıklamada, bölgedeki kurşun üretim fabrikasının tarihinin 1940’lı yıllara uzandığını hatırlattı. Tesisin, dönüşüm amaçlı kullanılması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca denetimden geçerek lisans verilmesinin hemen ardından tehlikeli atıkların tespit edildiğini kaydeden Kınay, “Bu atıklar yalnız Gaziemirliler’i değil İzmir’de yaşayan herkesi tehdit ediyor. Özellikle yağmurlu havalarda radyoaktif maddelerden yayılan, topraktan çıkan gazları görmelisiniz.  Bunlar soluma ve yer altı sularına karışma yoluyla tüm canlıları bir şekilde etkiliyor” dedi.

Haber

UZMANLIK GEREKTİRİYOR

İnsan ve çevre sağlığı yönünden büyük tehdit oluşturan ve önemli riskler barındıran bu durumun acil çözüme kavuşması gerekirken 16 yıldır hiçbir şey yapılmadığının altını çizen Kınay, davaların ve mücadelelerinin halen devam ettiğine dikkati çekerek şunları söyledi: 2022 Aralık ayında, alanını yetkili firma tarafından temizlik çalışmalarının yapılacağı Bakanlık tarafından duyuruldu ve bölge kapatıldı. Ama ‘Europium 152’nin çok özel koşullarda ve uzman ekip tarafından özenle bertaraf edilmesi, çok özel koşullarda saklanması gerekiyor. Firma bu yeterlilikte olmadığından yine herhangi bir işlem yapılmadı. Bugün ise konuya ilişkin ne bir bilgilendirme, ne araştırma, ne de çalışma yapılıyor.

 ELDE BİR SONUÇ YOK

Yasal anlamdaki yapılan çalışmalar neticesinde elimizde bir şey yok. Zaman zaman bölge halkı, alana araç giriş çıkışların olduğu ve kamyonlarla nakliye yapıldığına dair şikâyette bulunuyor. Bölgede ise hâlâ toprak yığınlarının altında gömülü olan radyoaktiften kaynaklı atıkların olduğunu biliyoruz. Yağmurlu havalarda ve sıcaklık değişikliğinde duman ve gaz etkileri görülüyor. Bu da bölge halkını rahatsız ederken nefes almakta zorlanıyorlar.”

Halkın sağlığının tehdit eden bu duruma ilişkin Meclis’te sunulan soru önergelerinin, Bakanlık’a gönderilen yazıların cevapsız kaldığını aktaran Kınay, Gaziemir’deki bu durumun,  yurt dışından kontrolsüz getirilen atıkların yarattığı tehlikeye çok net bir örnek olduğunu vurguluyor.

GENLERİ BOZUYOR

Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü emekli Öğretim Üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül, daha önce radyoaktif maddeler hakkında verdiği bilgide insan sağlığı açısından sakıncalarını da şu sözlerle ifade ediyor: Yayılan radyasyon canlının DNA yapısını bozar, kemiklere, cilde, üremeye, tiroide ve gözlere olumsuz etkileri vardır ve bunlar da birçok rahatsızlığa yol açar. En çok da gözleri tahrip ettiğinden katarakt dünyada ve ülkemizde hızla artıyor. Genlerin bozulmasına sebep olur; belki 10 parmaklı, belki kolu omzunda olmayan bebekler doğar. Üniversitelerin patoloji bölümlerinde bunun gibi bebek ölülerinin görün, kanınız donar. Bizden sonraki nesle etkileri ise 100 yıl sonra belli olur. Sakat doğumlar, zihinsel bozukluklar gözlemlenir.

Haber

 

Bakmadan Geçme