Çevre kirliliği turizmi tehdit ediyor!
Tatil dönemlerinde artan çevre kirliliğinin yerel ekosistem ve toplum üzerinde kısa ve uzun vadeli etkilerini değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, çevrede meydana gelen tahribatın, turizm faaliyetlerini sekteye uğratabileceğini söyledi
Tatil bölgelerinde artan çevre kirliliğine dikkat çeken uzmanlar, çevre bilincinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, tatil dönemlerinde çevre kirliliğinin artması ve çevre duyarlılığı konusunu değerlendirdi.
Tatil dönemlerinde çevre kirliliğinin artma nedenlerine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, “Tatil için belli şehirlerimizde normalden fazla yoğunluk oluşuyor. Artan kişi nedeniyle sahillerde doluluk oranı artıyor ve açık havada yapılan piknik gibi etkinliklerde de artış yaşanıyor. Sahil ve açık alanlarda geçirilen sürenin de uzamasıyla normalden daha fazla çöp oluşuyor. Oluşan yoğunluk sonucunda katı atık miktarının artmasının yanı sıra su ve toprak kirliliği de oluşabiliyor. Artan taşıt trafiğinden kaynaklı olarak da karbondioksit emisyonları hava kirliliğini de beraberinde getirebiliyor.” dedi.
ÇÖPLER, SİNEKLERİN ARTMASINA NEDEN OLUYOR
Dr. Öğr. Üyesi Karakaş, bayramda Bodrum’da oluşan yoğunluk nedeniyle açık alan ve sahillerde çöp miktarının yüzde 33 oranında artmasıyla görüntü kirliliği oluştuğunu ve hastalık riskinin arttığını belirterek, “Kontrol edilemeyen çöpler, sinekleri de beraberinde getirebiliyor. Kapatılmayan çöpler sivrisinekler için üreme alanı oluşturabiliyor, çöplerdeki sızıntı toprağı ve su kaynaklarını kirletebiliyor. Çöp kaynaklı, sıtma veya enfeksiyon hastalıkları görülebiliyor” diye konuştu.
Çöplerin sağlam naylon torbalarda biriktirilmesini isteyen İnci Karakaş, “Yoğunluk sebebiyle, dolan konteynerlerin yanına çöp bırakılmamalı ve boş konteynerlere götürülmeli. Çöpler sağlam naylon torbalarda biriktirilmeli ve ağzı sıkıca kapatılmalı. Çöplerin miktar ve hacmi azaltılmalı. Organik çöp miktarı ve çöplerin hacmi azaltılması amacıyla sıkıştırılarak torbaya atılmalı. Önlem alınabilmesi için, çevre bilincinin kişilerde yaygınlaştırılması sağlanmalı ve çevre kirliliği ile oluşabilecek olumsuzluklarla ilgili bilgilendirme yapılmalı. Tatil beldelerinde çevreyle ilgili uyarıcı yazılar ve levhalar artırılmalı ve kişilerin dikkati bu yöne çekilmelidir” önerilerinde bulundu.
Tatil dönemlerinde artan çevre kirliliğinin ekosistem ve toplum üzerindeki etkilerini değerlendiren Dr. Karakaş, “Turizmin sağlıklı sürebilmesi için gereken tamamlayıcı faktörlerin başında doğal ve yapay çevre geliyor. Doğal ve yapay çevrede meydana gelen tahribat, uzun vadede turizm faaliyetlerinin sekteye uğramasına sebep olabilir. Çevreye rastgele bırakılan çöplerden kaynaklanan sızıntı sularının ekosisteme ulaşması sebebiyle su kirliliği oluşuyor. Sudaki kirlilik canlı yaşamını tehdit ediyor. Sızıntı suları toprağa ulaştığında toprağın yapısını bozarak, verimini düşürür ve bitki örtüsüne zarar vererek, toprağın kirlenmesine neden olabiliyor. Turizm faaliyetlerinin belli şehir ve dönemlerde artması hava kalitesini düşürüyor bu da bölgede yaşayan insanların sağlığı olumsuz yönde etkilenebiliyor” dedi.
Turizmin, artan karbondioksit emisyonlarının bir kısmından sorumlu olsa da ozon tabakasının incelmesi, artan sera gazı etkisi ve küresel ısınma gibi olumsuzluklara neden olabildiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, “Yaz aylarındaki bölgesel yoğunlaşmayla birlikte, artan atıksu miktarlarıyla arıtma tesisleri yetersiz kalabiliyor. Çevre ve insan sağlığının korunabilmesi için atıksuların arıtılması gerekiyor. Doğal su kaynaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde yeraltı sularının kullanılmasıyla sulak alanların tükenme riski de mevcut.” diye bilgi verdi.