CHP Konak: Ba(s)ın öne eğilmesin!
Yeni İzmir Gazetesi’nden Semi Tektaş’ın haberine göre, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Örgütü seçimlerden sonra...
Yeni İzmir Gazetesi’nden Semi Tektaş’ın haberine göre, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Örgütü seçimlerden sonra basına yönelik artan baskıları protesto etmek amacıyla Konak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında ayrıca tutuklanıp bırakılan gazetecilere yönelik kısa bir tiyatral gösteri gerçekleştirdi.
CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi yaptığı konuşmada uzun gözaltı ve tutuklamalarına dikkat çekerek “Malum şahıs ve partisinin iktidara gelişinden bu yana, sistemli bir şekilde ifade özgürlüğüne, basına ve basın emekçilerine baskı devam ediyor. Yandaş medyaya ve gördükleri baskıya rağmen, kalemini satmayan, gerçekleri olduğu gibi yazan, yayınlayan, halka doğru haber verme konusunda özen ve mücadele gösteren, gerçek basın emekçilerimizin demir parmaklıklar ile baskı altına alınmasını ve insan haklarına aykırı olarak tutuk edilmesini asla kabul etmiyoruz. Yaratmaya çalıştıkları baskıcı ve zulme ortamının daima karşısındayız. Uzun gözaltı ve tutuklama süreleri sonrası ‘pardon’ denilerek serbest bırakılan gazetecilerimizin hayatından çalınan her bir dakika, ülke tarihimize kara bir leke olarak geçmektedir.
Gazeteciğinin suç sayılmadığı, demir parmaklıklar yerine, özgür kalemlerin hüküm süreceği yarınları hep birlikte inşa edeceğiz. O aydınlık günlere ulaşıncaya kadar, ifade özgürlüğü ve özgür basının arkasında dimdik durmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
‘ÜLKEMİZ DEMOKRASİSİNİ KAYBEDİYOR’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından hazırlanan 2022-2023 Basın Özgürlüğü Raporu’na göre son bir yılda en az 96 gazetecinin fiziksel saldırıya uğradığını, 43 gazetecinin sözlü olarak tehdit edildiğini, 97 gazetecinin gözaltına alındığını ve 32 gazetecinin tutuklandığını açıklayan CHP Konak İlçe Gençlik Kolları Başkanı Okan Uslu, “Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ 27 Haziran’da tutuklanmıştı. 50 dakikalık bir yayından cımbızlanarak alınan sözler, Yanardağ’ın tutuklanmasına neden olmuştu. Biz aynı Merdan Yanardağ’ın da söylediği gibi bu davanın şahsi olmadığını biliyoruz. Bu dava anayasa tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ortadan kaldırılmaya çalışılmasıdır. Merdan Yanardağ geçtiğimiz günlerde tahliye edilirken mahkeme başkanı kararı, basın ve ifade özgürlüğünden yana olduğunu söyleyip bir tür özür dileyerek açıkladı. Olabilecek en alt cezayı verdiler. Biz bu senaryoları yıllar önce vizyonda izlemiştik oysaki.
Bunun yanı sıra raporda 4 bin 148 habere ve 46 haber sitesine erişimin engellenme kararı verildi. 682 haberin tamamının veya bir bölümünün ise içerikten çıkarılmasına karar verildi.
Eğer bu arkadaşlar da yandaş medya gibi sussalardı, bugün gözaltına alınmış ve yahut tutuklanmış olmazlardı. Yandaş medya yıllardır 3 maymunu oynamaya devam ediyor. Yarattığı suni gündemlerle toplumun algısıyla oynuyor, gerçeklerin üstünü örtüyor.
Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor.
14-28 Mayıs seçiminin somut sonuçlarını görmeye başladık. İlk önce Merdan Yanardağ daha sonra Ayşenur Arslan. Daha 3 gün önce Serhan Asker havaalanından gözaltına alındı. Bir diğer hukuksuz karar da Gezi davasına geldi. Bu karar aslında aynı gazetecilerin tutuklanması gibi topluma bir göz dağıydı” diye konuştu.
ANAYASAL GÜVENCE
“Bu kararların hiçbir şahsi kararlar değiller, daha demokratik bir toplumda yaşamak isteyen milyonlara verilmiş kararlardır” diyen Uslu,
“İktidarın daha baskıcı ve otoriter bir yola savrulduğunun işaretleri. Farklı bir sese, renge tahammülleri yok. Bu gözaltılar, tutuklamalar, yargılamalar aslında tüm bu sesleri bastırmak için yapılıyor. Ama biz her yerden sesimizi çıkarmaya, Anayasa tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ‘ifade özgürlüğü kadar değerli bir şey yoktur’ ve demokrasi fikirlerin özgürce konuşulduğu topraklarda yetişir.
Öncelikle 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde birçok il ve ilçede iktidar olarak yerelde özgür basını güçlendireceğiz. Daha sonra yapılacak ilk genel seçimde Türkiye’ye tekrardan basın özgürlüğünü getireceğiz.
Buradan sadece yazdığı köşe yazısı için 3 yıl 9 ay ceza Barış Pehlivan’a, Akbelen’de orman katliamını gündeme getiren yurttaş habercilerine ve Türkiye’nin dört bir yanında baskılara rağmen doğru haberi halka ulaştırmak isteyen tüm basın emekçilerine selam olsun!” diyerek sözlerini noktaladı.