• Haberler
  • Gündem
  • CHP’li Cihaner partisine sert çıktı: Sorumlu Kılıçdaroğlu’dur

CHP’li Cihaner partisine sert çıktı: Sorumlu Kılıçdaroğlu’dur

CHP’li Cihaner, bugün sabah gerçekleştirilen Kocaeli 38. İl Kongresinde konuşarak sert eleştirilerini yumuşak ve sakin bir...

CHP’li Cihaner, bugün sabah gerçekleştirilen Kocaeli 38. İl Kongresinde konuşarak sert eleştirilerini yumuşak ve sakin bir ses tonuyla ifade etti. Kürsüde sakince konuşmasını sürdüren Cihaner, partide bir lümpen siyasetin filizlendiğine işaret ederek “Parti’de bir lümpen siyaset egemen oldu. Teorisi siyaset olmaz. Önce büyük bir fikriniz olacak ve sonra o fikrin siyasal iletişimi olacak. Dünyada sosyal demokrasinin bile neoliberal saldırılar karşısında parti bu günden yarına değişen bir siyasi anlayışla yönetildi. Bizim bu lümpen (ayaktakımı) siyasi anlayışını terk etmesi gerek. En büyük sorunumuz bu yenilgiyi değerlendirirken sadece son seçimlerden hareket etmeliyiz. Bu yenilginin temellerinin belki 15-20 yıl öncesine gitmemiz gerekiyor. Siyaset bir birikimli süreçtir. CHP ne zaman liberalleşme ve muhafazakârlaşma dediğimiz ve bu muhafazakârlığın da yanlış bir muhafazakarlık olmasından dolayı; üzerine de Ekmelettin İhsanoğlu, dokunulmazlıklar, 2015’teki seçim başarısına sahip çıkamama ve yanlış adaylar ile üzerine protokoller ve kayıt dışı siyaset birikince sonunda bu yenilgiyi getirdi” dedi.

‘Failleri belirlemeliyiz’

20 yıllık siyasetin faillerinin son seçimlerde belirlenebileceğinin altını çizen Cihaner, “Bu son seçimi değerlendirmemizdeki sebep failleri iyi belirlemek ve fırsatçı siyasetçilerin çıkmasından dolayı. Sanki bir günah keçisi bulup o süreçteki belirleyiciler yokmuş gibi ağzını açıyorlar sosyal demokrasi, ağzını açıyorlar sol, ağzını açıyorlar parti içi demokrasi iyi de yıllardır örgütü sen yönetmişsin, yıllardır genel başkanlığı ve belediye başkanlığını sen belirlemişsin. Şimdi de dönmüş diyorsun ki her şeyin sorumlusu Kılıçdaroğlu’dur. Kuşkusuz birinci derecede sorumlu Kılıçdaroğlu’dur. Ama sen de birinci derecede sorumlusun” dedi.

Vekalet savaşında iki grup

CHP’li Cihaner, CHP içerisindeki ‘değişimciler’ ve ‘genel merkezciler’ olarak adlandırılan gruba da ‘Ben buna bir vekalet savaşı diyorum’ diyerek şöyle konuştu:

“Bu yarışın dışında bir şey tarif etmeye çalışıyorum. Ben buna bir vekalet savaşı diyorum. Kendilerine ‘Genel Merkezciler’ ve ‘Değişimciler’ olarak adlandıranlar tutumlarını bir vekalet savaşı olarak görüyorum. Bu vekaletin arkasındakilerin her platforma öne çıkarak kendilerinin sizlere hesap vermesini istiyorum. Bunu da sizlerden talep ediyorum. Şu anda belediyeler öteden beri CHP içerisindeki belediyeler parti ile ilişkileri sıkıntılıydı. Hep müdahale etmeye çalıştılar. Bu ilişki artık vesayet ilişkisini de aştı. Neredeyse iş veren ve çalışan ilişkisine döndü. Belediye başkanı mı seçiyoruz, parti komiseri mi seçiyoruz oksa küçük küçük genel başkanlar mı seçiyoruz belli değil. Bir yerde belediye varsa, mahalle delegesini de ilçeyi ve ili de belirliyor ya da belirlemeye çalışıyor. Ondan sonra da dönüp demokrasi deniyor. Bu aldatmacayı kesinlikle sizlerin kararlarıyla yırtıp atmalıyız.

‘Belediye başkanları hizmet için seçilirler’

Kahvaltı programlarındaki siyasi konuşmaları da gündeme getiren CHP’li İlhan Cihaner, “Yarın İstanbul’da veya Ankara’da belediye başkanları, ilçe başkanları ile kahvaltı yaptığında acaba oradaki belediye başkanları, ilçe başkanlarına ‘Aman ha siyasi tartışmayı doğru zeminde yapın, kararınızı doğru verin’ mi diyor ya da ‘ Başkanlar biraz acıkmış karınlarını ben doyurayım mı’ diyor yoksa bir şey mi dayatıyor? Bunun cevabını siz verin. Dolayısıyla örgüt ve belediye ilişkisini belirlemek zorundayız. Belediye başkanları nihayetinde beldeye hizmet için seçilirler ev görevlerini yerine getirirken partisiz davranırlar. İyi yaptıkları şeyler dahi partiye mal edilmeyi” dedi.

Nasıl bir parti?

Cihaner, nasıl bir parti istediğini üç ana maddeyi açarak şöyle anlattı: “Partimizin üç sütun üzerinde sarsılmazı ve inşa edilmesi lazım. Birincisi ideoloji ile yapılması gerek. İttifak sürecindeki gibi siyasi buhranca ve kişiliksiz, ilkesizlikten çıkarak kendi ilkeleri üzerinde yürümesi lazım. Atatürk ilkeleri ve ama onun üzerinde de günümüz sosyal demokrasinin sorunlarını da aşan bir sol sosyal demokrat hattın oturması gerekiyor.

İkincisi, kadro meselesidir. Mevcut o bulamacın kadrolardan doğru bir yemeğin yapılması mümkün değildir. Mutlaka bundan kurtulmasıdır.

Üçüncüsü de parti içi hukuk olmalıdır. Sadece tüzük ve program değil. Buna de en popüler örnek tüzüğümüzün 52. maddesi ‘Bir kimse ikince defa üst üste merkez aday gösterilemez’ dediği halde yıllardır gösteriliyor. Nasıl oluyor bu?” dedi.

HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme