Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şaibesiz karşınızdayız!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin 8. Olağan Kongresi'nde partisinin yeni bir döneme girdiğini belirterek, kongrenin yapılacağı salonun önünde kendisini bekleyen kalabalığa seslendi. Kongreye Türkiye’nin dört bir yanından gelen vatandaşlara teşekkür eden Erdoğan, “Salonlara sığmayan aşkınızla, coşkunuzla, Ankara’yı demokrasimizin bayram yerine çevirdiniz” dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin bugüne kadar “kavgasız ve şaibesiz şekilde karşınızdayız” bir şekilde ilerlediğini belirterek, 29 il kongresine katıldığını ve bu süreçte dava arkadaşlarıyla kucaklaştıklarını ifade etti. Ayrıca, AK Parti’ye yakışır bir kardeşlik ikliminde, emek ve hizmet veren tüm vatandaşlara teşekkürlerini sundu ve yeni göreve başlayanlara üstün başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
"Edirne’den Kars’a Türkiye’nin dört bir yanından geldiniz. Bu mutlu günümüzde bizleri yalnız bırakmadınız. Salonlara sığmayan aşkınızla, coşkunuzla, Ankara’yı demokrasimizin bayram yerine çevirdiniz.
AK Parti’ye yakışır bir kardeşlik ikliminde, kavgasız, gürültüsüz, hepsinden önemlisi şaibesiz bir şekilde bu süreci bugünlere kadar getirdik. Bizzat katıldığım 29 il kongremizde dava arkadaşlarımla kucaklaştık.
“TÜM VATANDAŞLARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Bizleri bağrına basan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Nöbet değişimine gittiğimiz yerlerdeki kardeşlerime emekleri ve hizmetleri için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Yeni görev alan kardeşlerime üstün başarılar diliyorum. Yenilenmiş, soluklanmış ve güç toplamış olarak bugünden itibaren artık yeni bir döneme ‘Bismillah’ diyoruz.
Bu yeni dönemde de gayemiz aziz milletimizin hayır duasını almaktır. Karşımdaki katılımı görünce Rabbime hamd ediyorum.
“ASLA BAŞARIYA ULAŞAMAZ”
Amacımız milletin gönlünde yer etmek, milletin desteğine mahzar olmaktır. Sizlerden her zamankinden daha fazla gayret bekliyorum. Geleceğimizin teminatı gençler, özellikle sizlere sesleniyorum; kutlu emanate sonuna kadar sahip çıkmaya var mısınız? Türkiye’yi önce 2053, ardından 2071 vizyonuyla inşallah sizler buluşturacaksınız.
Hanım kardeşlerime sesleniyorum; sizlerin olmadığı bir hareket asla başarıya ulaşamaz. Kadınların omuz vermediği bir mücadele, başarı kazanamaz. Sizler 24 yıldır ilmek ilmek ördüğünüz bu davayı çok daha yükseklere taşıyacaksınız.
Sordum, dışarıda katılım ne kadar dedim. Cevap geldi. Dışarıdaki katılım 60 bin. Kar, boran, fırtına dinlemiyoruz."
“TÜM KARDEŞLERİMİ SELAMLIYORUM”
"Bu kutlu sevdaya gönül veren, bu sevda ile ayakta duran, bu sevdaya baş koyan herkesi selamlıyorum. Bu sevda ile devletine, bayrağına, vatanına, ezanına, istiklaline sahip çıkan aziz milletimin her bir ferdini yürekten selamlıyorum. 81 vilayetimizin her birinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kardeşlerimi selamlıyorum.
Gözü kulağı bizde olan, kaderini Türkiye’nin ve Türk milletinin kaderiyle birleştirmiş tüm mazlumları, aynı şekilde selamlıyorum. Bu sevdanın neferi, meftunu olan her bir kardeşimi, saygıyla, sevgiyle, şükranla selamlıyorum.
8. Olağan Büyük Kongremizin, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını niyaz ediyorum. İlk fetih günlerinden, terörle mücadeleye kadar bu güzel sevda uğruna şehit düşen kahramanlarımızı yad ediyorum.
“ŞEREF DUYACAĞIMIZ TEK DEVLET TÜRKİYEMİZDİR”
İlk günden beri bu partiye, bu kardeşinize sahip çıktınız. Rabbim hepinizden tek tek razı olsun. Sizlerle birlikte kuruluşundan bugüne teşkilatımızın her kademesinde mesai harcayan, partimize katkı veren, alın teri döken tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Bizim içinde yaşamaktan şeref duyacağımız tek devlet Türkiyemizdir. Bizim okuyacağımız tek mars İstiklal Marşımızdır. Bizim hayattayken üstünde, öldükten sonra altında huzurla yatacağımız tek yer, kutsal vatan topraklarımızdır.
“ÖNEMLİ OLAN İSTİKAMETİ KAYBETMEMEK”
Dün rahattık, bugün sıkıntı çekeriz, yarın yeniden rahata kavuşuruz. Önemli olan istikameti kaybetmemek. Türkiye Yüzyılının bu uzun yolculuğun yeni bir nefeslenmesi, tazelenmesi, yeni bir kilometre taşı olarak görüyoruz. AK Parti kurulduğu günden bu yana 24 yıldır, kendini sürekli yenilemeyi, değiştirmeyi, geliştirmeyi başaran bir siyasi teşekküldür.
“BAKİ OLAN TEK ŞEY DAVADIR”
En büyük görev, ana kademe kadrolarına düşüyor. Partimizin tüm hanelere girebilmesini sağlayan kadın kollarımızdan daha fazla gayret göstermelerini istiyorum. Türkiye’yi önce 2053 sonra 2071 vizyonlarıyla buluşturacak olan gençlerimizden talebim, gençliğin tüm dinamizmini partimize taşımalarıdır. Burada isimler fanidir, baki olan tek şey davadır. Kadrolarımız değişken ama ilkeler sabittir.
“PARALARLA KULELER YAPARAK ULAŞMADIK”
Dünya siyaset literatürüne geçen muazzam bir başarıya imza attık. Bu eşsiz başarıya öyle kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz balya balya paralarla kuleler yaparak ulaşmadık. Bu tarihi başarıyı aziz milletimizin umutlarını, beklentilerini, hayallerini siyasete taşıyarak yakaladık.
“22 YILDIR TÜRKİYE’NİN KAPTAN KÖŞKÜNDEYİZ”
Gençler bakın; biz sadece seçimleri kazanarak değil asıl gönülleri kazanarak 22 yıldır iktidardayız. Hanelerden önce gönüllere girdiğimiz için 22 yıldır Türkiye’nin kaptan köşkündeyiz. Bir gönül kazandıysak, bu milletin gönül sarayında kendimize yer bulabildiysek bu bize şeref olarak yeter diyoruz. Bu gerçeği hiçbir zaman unutmayacağız. Sözüne, ahdine sadık bir kadro olarak nereden geldiğimizi asla unutmayacağız.
“14 AĞUSTOS 2001’DEN BERİ BEKLİYORLAR”
Milletin heyecanını, umutlarını çoğaltmak için siyaset yaptık. Kibirli siyaseti hiçbir zaman kapımıza yaklaştırmadık. Eksikliklerimizi, hatalarımızı örtmek yerine bunları giderecek güçlü bir iradeyle milletimizin karşısına çıktık. Bugün de iç muhasebemizi cesaretle yapıyoruz. Şurayı önemle vurgulamak istiyorum; AK Parti’ye düşmanlık edenler başka örneklere bakıp hep bu hareketin dağılmasını, tökezlemesini beklediler. Bütün umutlarını AK Parti’nin zayıflamasına bağlayanlar 14 Ağustos 2001’den beri bekliyorlar. Daha çok bekleyecekler.
“KRİZLERLE MİLLETİMİZ FAKİRLEŞTİRİLDİ”
Demokrasimizin tepesinde onyıllar boyunca hep karabulutlar dolaştı. TBMM’nin iradesi belli dönemlerde gasbedildi. Milletin egemenliği ilkesi sadece lafta kaldı. Seçimle gelen hükümetler kimi zaman darbeyle, kimi zaman baskıyla, kimi zaman gazete manşetleriyle görevden uzaklaştırıldı. Hep bunu yaşadık. Ülkenin seçilmiş başbakanının, bakanlarının idam edildiği günleri gördük. Fidan gibi delikanlıların son nefeslerini idam sehpalarında verdiğini gördük. Siyasi istikrarsızlığın beslediği ekonomik krizlerle milletimiz fakirleştirildi. Böylece Türkiye küresel rekabetin dışında tutuldu. Hep 10 yılda bir işletilen darbe mekaniği ile milli irade çalınırken, ülkemiz altın değerinde yıllarını kaybetti. ‘Yeter, söz de karar da milletindir’ diyerek bu sömürü düzenine biz son verdik.
“BİR ÜRÜN GİBİ ALINIP SATILDI”
Ülkemizde muhalefet maalesef sürekli demokrasi krizi çıkartarak, sandıkta alamadığı yetkiyi iç ve dış güçlerden devşirme hevesinden hiç vazgeçmemiştir. Muhalefetin seçim kazanmak için terör örgütleriyle, anti demokratik güç merkezleriyle işbirliği yapacak kadar gözünü karartması, ülkemizi toksik demokrasi sorunuyla karşı karşıya getirmiştir. Bu sorunla son iki seçimle ciddi şekilde muhatap olduk. Devletin stratejik kurumları, bakanlıkları, belediye başkanlıkları pazar tezgahındaki bir ürün gibi alınıp satıldı.
“PANZEHİRİ AK PARTİ VE CUMHUR İTTİFAKI’DIR”
Daha iki sene öncesinde ülkeyi beraber yönetmeye talip olanların, gırtlak gırtlağa kavgaya tutuştuğunu gördük. Bu toktik demokrasinin panzehiri AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, toksik demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Türkiye Yüzyılını inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevini yerine getirmekten kaçınmayacağız. Bunu da hep olduğu gibi siyasetin er meydanında yapacağız.
“BUNUN İÇİN YA TERÖR, YA DEMOKRASİ DİYORUZ”
Terörsüz Türkiye ideali, her kesimden vatandaşımızın yürekten desteklediği, geniş tabanlı bir milli mutabakatın ifadesidir. Hiçbir demokratik ülke terörün silahına da, siyasi örgütlenmesine de, uzantılarına da tölerans gösteremez. Terörle demokrasi aynı anda bir arada bulunamaz. Bunun için ya terör, ya demokrasi diyoruz. Türk’e de, Kürt’e de, Sünni’ye de, Alevi’ye de hiçbir faydası olmayan dış kaynaklı fitne ürünü bir literatür yığınıyla boğuşmaya vaktimiz yok. Yeni bir dünya kurulurken, terör belası başta olmak üzere Türkiye’nin safralarından kurtulması gerekiyor. Terörün, silahın karanlık gölgesinin ülkemizin üzerinden tamamen çekileceği günler inşallah yakındır. Terör duvarını yıkıp atacağız. Terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştireceğiz.
“HAİN YAPIYLA MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Pensilvanya’daki hainbaşının ölümü sonrasında bu örgüt yurt dışında da çöküş ve dağılma dönemine girmiştir. FETÖ tehdidi bertaraf edilene kadar, bu hain yapıyla mücadelemiz sürecek. FETÖ ve 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünü AK Parti’yi yıpratma aracı haline dönüştürmek isteyenler, tarih önünde hesap vereceklerdir.
“İSİMLERİNİ ŞİMDİDEN YAZDIRMIŞLARDIR”
MHP’ye ve onun kıymetli Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. MHP ve Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı çatısı altında ülkemizin kronik tüm sorunlarının çözümünde kolaylaştırıcı, destekleyici ve yapıcı tavırlarıyla Türk siyasi tarihine isimlerini şimdiden yazdırmışlardır. Cumhur İttifakı sapa sağlam olduğu sürece Türkiye güvendedir.
“AYASOFYA’YI AÇARAK DUALARLA BULUŞTURDUK”
Alevi vatandaşlarımızın taleplerinin çok önemli bölümünü karşıladık. Diller, lehçeler, tabelalar üzerindeki yasakları kaldırdık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken kızlarımızın dramına biz son verdik. Kadınların devlet kurumlarında baş örtüleriyle çalışabilmesine imkan sağladık. 84 yıllık hasretin ardından Fatih’in emaneti olan Ayasofya’yı açarak dualarla buluşturduk. Hiç kimsenin diline, dinine, mezhebine, etnik kökenine bakmadık. Nice reformu 22 yıl boyunca sabırla hayata geçirdik.
“REKABET ETME ŞANSI VERDİK”
Son tartışmalara gösteriyor ki; bazı hastalıklar halen devam ediyor. İmtiyazlarını kaybetmek istemeyen eski vesayetçi söylemlerle siyasete ve hükümete ayar vermeye çalışıyor. Batılı güçlerle kurdukları ilişkilere güvenenler, Türkiye’nin değiştiğini, eski Türkiye’nin artık olmadığını kabullenemiyorlar. AK Parti döneminde sermayelerine sermaye katan iş dünyasının içindeki bir grup, kirli muhalefet anlayışını yeniden devreye alma çabasında. Geçmişte manşetler ve ellerindeki finans üzerinden siyasetçileri tehdit eden bu ekibin tek derdi, kayıplarını devlet hazinesinden yeniden tazmin etmektir. Aslında biz bunlara ülkemizi büyüterek, küresel düzeyde eşit şartlarda rekabet etme şansı verdik. Ama zihinler temizlenmeden, sadece zincirlerden kurtulmak, insanları ve kurumları özgür kılmaya yetmiyor.
“İŞTE ER MEYDANI”
Milletimize istihdam sağladığınız müddetçe hep yanınızda olduk, olmayı da sürdürürüz. Ancak; eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız; işte er meydanı. Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır. Bu sözlerim sadece siyaset heveslisi sermaye temsilcilerine değil, aynı zamanda gönüllü taşeronluğa soyunan muhalefet partilerinedir."