Cumhuriyet'in doktoru: İbrahim Refik Saydam

Askeri Tıbbiyeyi Doktor yüzbaşı olarak bitiren Saydam, Almanya'da Berlin Askeri Tıp Akademisi'nde Brandenburg, Danzig, Spandou ve...

Cumhuriyet'in doktoru: İbrahim Refik Saydam
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Askeri Tıbbiyeyi Doktor yüzbaşı olarak bitiren Saydam, Almanya’da Berlin Askeri Tıp Akademisi’nde Brandenburg, Danzig, Spandou ve Scharite’te eğitim görmüştür. 1914’te atandığı sahra genel sağlık müfettiş muavinliği sırasında bakteriyoloji enstitüsünü örgütleyerek tifo, dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanos ve dizanteri serumlarının burada üretilmesini ve I. Dünya Savaşı boyunca ordu ihtiyacının karşılanmasını sağladı. Tifüse karşı hazırladığı aşı Tıp Literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşında Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşı’nda kullanıldı.

1919’da 9. Kolordu sağlık müfettişi muavinliği görevi ile Mustafa Kemal’in yanında Samsun’a çıkan Saydam, Erzurum’da Mustafa Kemal’in karargâhı dağıtıldıktan sonra Erzurum askeri hastanesi bulaşıcı hastalıklar servisi şefliğine atandı. Fakat bu görevi kabul etmeyerek ordudan ayrıldı. 1920’de TBMM’ye Beyazıt milletvekili ve Milli Savunma Vekaletine bağlı Sıhhiye Dairesi Başkanı olarak girdi. Türkiye Cumhuriyetinin ilk Sağlık Bakanı olan Refik Saydam 14 yıl sürecek olan bu görevinde sağlık hizmetlerinin temellerini attı. 21 Haziran 1934’de Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesi üzerine, Atatürk tarafından “Ben ona niçin Saydam dedim, o içi dışı bir, tertemiz bir insan pırlantasıdır da ondan” denilerek Saydam soyadı verildi.

1925’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesince ve ölümünden otuz iki yıl sonra 1974’de Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesince kendisine fahri profesörlük unvanları verildi. 1931- 1938 yıllarında zaman zaman Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına vekaleten bakan Refik Saydam, Atatürk’ün ölümünden sonra İçişleri Bakanlığı, CHP genel sekreterliği ve 15 yıl Kızılay Başkanlığı yaptı.

Refik Saydam, 8 Temmuz 1942’de İstanbul’un besin sorununun düzenlenmesi için yaptığı bir inceleme gezisinde istirahate çekildiği otel odasında kalp bölgesinde hissettiği şiddetli bir ağrı üzerine tıbbi müdahaleye yetiştirilemeden saat 00.40’da, henüz altmış bir yaşında iken yaşama veda etti.

İbrahim Refik Saydam’ın 10 Temmuz 1942 cuma günü tren ile Ankara’ya getirilen cenazesi Cebeci Asrî Mezarlığı’nda defnedildi.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme