DEM Parti’den CHP’ye: Görünmez destekçi olmak istemiyoruz
DEM Parti 28. Dönem İzmir Milletvekili ve DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Akın, TV9...
DEM Parti 28. Dönem İzmir Milletvekili ve DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Akın, TV9 İzmir’den Özay Yılmaz’a özel açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin grup toplantısında DEM Parti’nin İstanbul ve bazı bölgelerde yerel seçimler için aday çıkarılması üzerine “DEM Parti’nin muhalefete güç gösterme ve gerekirse kaybettirme stratejisi var” demişti.
DEM Partili Akın, Özel’in açıklamalarına yanıt vererek “Özgür Özel’in ve CHP’nin bugünkü yaptığı açıklamalar, bence yani en azından siyasi ahlak nezaket tarafından kabul edilebilir bir şey değil. Bu tartışmaların kişisel hesapların kamusal hesapların önüne geçtiğini çok kolay görüyoruz. Siyasetçiler topluma doğru bir siyasi kişilik ve anlayış içinde olmazsa insanların buna karşılık olarak olumsuz dönüşleri olur. Biz bunların seviyesine düşmek istemiyoruz. Biz rejimin kaybetmesi için uğraşacağız. Bizim tek hedefimiz Murat Kurum’un belediye başkanı olmasını engellemek. Bizim aday çıkarmamız, CHP’ye karşı bir adım değil. Bizim aynı zamanda bu koşullarda ya sandığa gitmeme tercihiyle karşılaşacak ya da tepki olarak başka partiye oy verecek ama AK Parti’ye gitmesini engellemeye çalışıyoruz” dedi.
GÖRÜNMEZ DESTEK ELEŞTİRİSİ
DEM Parti İzmir Milletvekili Akın, CHP’ye ‘görünmez destek’ eleştirisinde bulunarak “Bu meseleyi 2019’dan başlayarak değerlendirdiğimizde, bizim gördüğümüz bir rejim inşa edilmesidir. Merkezi rejim her türlü şeye hükmetmeye çalışıyor. Yerel seçimler ise bu bakımdan önemliydi. Yerellerde AKP iktidarının bu kadar hegemonya kurarak tüm yetkileri merkezinde toplamasını engelleme görevimiz vardı. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Eğer CHP 11 ilde bu değişikliği sağlayabilmişse, özellikle ‘İstanbul’un kaybedilmesi demek Türkiye’nin kaybedilmesi demek’ diyordu Erdoğan, bu başarıldıysa, genel olarak başarılabileceğine dair bir umut beslenmesini sağlamaya çalıştık. Kendi partimiz dışında başka partiye de oy veriyoruz. Örneğin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaptık bunu. Gelinen aşamada bize değer vermeyen, bizi kabul etmeyen bizimle yan yana gelmeyip başkalarıyla birtakım anlaşmalar yapan bir partiyle bu anlaşmalarının kurulmasını istemeyen bir haldeydi bizim toplumumuz. Ama buna rağmen kent huzuru kavramında her yerde görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerde ise İYİ Parti dışında tüm muhalefetle görüşmeler yaptık. Sadece görünmez bir destekçi olan hikaye bizim toplumumuz tarafından kabul edilmiyor. Bu durumdan İstanbul’da aday çıkarmak zorunda kaldık. Her yerde de aday çıkartmadık” dedi.
DEM’DEN SOYER DESTEĞİ
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, CHP ile yapılan görüşmelerde İzmir Büyükşehir Adayı için Tunç Soyer’in kararlaştırılmasına yönelik açıklamalara şöyle açıklık getirdi:
“Tunç Soyer ile yürüttüğümüz bir müzakere var. Tunç Soyer’i tercih etmediler. Politik olarak pozisyonumuz mevcut koşullarda bizim açımızdan kitlemizin kolaylıkla oy vereceği kişi Tunç Soyer’di. Bunun da sebebini kendilerine söyledik. Biz bitirmiş olduğumuz dönemde mevcut başkanları arasında en azından bizim seçmenlerimizle bağ kurmayı becermiş, onların gönlünde taht kurmuş ve Deniz Poyraz arkadaşımızın katledilmesi sonrasında gelip çekinmeden cenazemize katılmış bir belediye başkanı var. Bu da bizim açımızdan ahde vefa bakımından kıymetliydi. Bizim seçmenlerimizde Tunç Soyer’in aday gösterilmesinde biz her türlü desteği sağlayacaktık. Bunu da CHP’ye ilettik. Ama CHP kendi içerisinde farklı bir tercih yaptı.”
‘TUGAY’IN İZMİR’DE TANINDIĞINI SANMIYORUM’
DEM Parti Milletvekili Akın, CHP’nin İzmir Büyükşehir adayı Cemil Tugay’la aracılar ile görüşme yaptığına değinerek “Tugay’la aracılar ile bir telefon trafiğimiz oldu. O görüşmede ise Cemil Tugay’la belediye başkanlığı esnasında herhangi bir selamımız olmadı. Belediye başkanı özelliğinde ise İzmir’de tanındığını ve bilindiğini sanmıyorum. Nasıl bir durum var bilemiyorum. Ama Karşıyaka belediyesi, çalışanlarıyla ciddi bir kavgalı halde ve ödemlerini yapamamış durumda, kent hizmetleri tarafından ciddi sorunlar var. Bu durumda halk çok tepkili. Ölçümüz bu. Bu durumda önümüzde seçimlerde peşin yargı olarak Tunç Soyer’i sevip Tugay’ı sevmiyoruz diyemeyiz. Biz siyaset yapıyoruz. Halk ve toplum için nasıl bir yol çizileceğini göreceğiz. Ama bizler de müzakeremizden vazgeçmeyeceğiz. Cemil Tugay’la da oturur yapılması gerekenleri, yapması gerekenlerini konuşacağız. Yapılması gerekenleri yapmıyorsa bizim için açık itiraz edilmesi durumunda itirazımızı da yaparız” dedi.
HAMZA DAĞ’IN TEHLİKELİ PROJESİ
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Çanakkale ve İzmir Körfez’inden gelen bir kanal projesinin tehlike saçacağına işaret etti. Akın, “Karaburun’a gittim, Karaburun’da bir kaymakam var. Oradaki kaymakam sahtekarlık olduğu ve hususi bir şekilde yaptığı inşaatın yıkılması için alınan kararı uygulatmıyor. Belediyenin müdahalesiyle yıkılması gerekirken buna izin vermiyor. Ben yerinde açıklama yaptım. Hamza Dağ, ise oraya gidip, ‘Burada her türlü çevreyi, doğayı koruyan çalışmalar yapacağız’ diyor. Şimdi iki yüzlülüğün bu kadar fazla. Senin aday gösterdiğin yerde yapılması gerekenler yapılmamış, öbür taraftan da sen bir rezerv alanı ilan etmişsin. Buradaki hikaye ise deprem gerekçesiyle İstanbul ve İzmir’de kentsel dönüşüm ile ilgili uygulanmasıdır. Bir kenti ihtiyacı olan değil de bir ele geçirme ihtiyacı olduğunu ortaya koyuluyor. Bu bakımdan 10 yıldır Çeşme ile kanal projesi arasında bağ var. Çanakkale’den gelen bir yol üzerinden Körfez’in altında devam eden bir kanal projesiyle Çeşme yoluna bağlamak istiyorlar. O aslında Çiğli’deki tüm doğal yapı ve kuş cennetini bozacak bir hikâye. Urla’dan bunu yapıp Narlıdere’nin öbür tarafından çıkarıp Çeşme yoluna bağlamak istiyorlar. Bu proje ise Hamza Dağ’ın çılgın projesiymiş. Bu çok tehlikelidir. Bunu her yerde konuşacağız. İnsanlar ise bunun bir kuş cenneti olduğunu bilmiyor. Bu da anlaşılıyor ki İzmir’i yağmalayamaya geliyorlar. Buradan da özellikle, Karaburun, urla ve Çeşme’deki tüm araziyi şimdiden muaflaştırıp Cumhurbaşkanı kararıyla da bir anda oradan 90 bin dönümdük araziye el koydular ve şimdi de satmaya çalışırlar. Bu da İzmir ve kent ulaşımı açısından çok tehlikeli” dedi.
Turgay Kılıç