'Depremin etkisinden kurtulamıyoruz'

Yeni İzmir Gazetesi’nden Semi Tektaş’ın haberine göre 'Bana bir şey öğretenin kırk yıl kölesi olurum demişti'...

'Depremin etkisinden kurtulamıyoruz'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yeni İzmir Gazetesi’nden Semi Tektaş’ın haberine göre ‘Bana bir şey öğretenin kırk yıl kölesi olurum demişti’ Hz. Ali. İnsanların birey bilincini, eğitimini, hayata bakış açılarını öğreten ilk insanlar öğretmenlerdir. Bugün her ne kadar emeklerinin karşılığını alamasalar da eğitim verme isteklerinden vazgeçmiyor. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremde 50 binden fazla canımızı kaybettik. Aylar geçti ama acılar hala taze. Hatay’da özel eğitim öğretmenliği yapan Hataylı depremzede bir öğretmen 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde gazetemize bir mektup yazdı.

İşte o mektup: 

“Depremin üzerinden aylar geçti. Ama süreç hala devam ediyor ve imkansızlıklar içinde devam ediyor. Bir süre buradan çıkmak zorunda kaldık. Daha sonra geri geldik. Hem depremler hem yıkım çalışmaları hala devam ediyor. Zaman ilerledikçe bomboş bir enkaz şehre dönüşen bir memleketin acısını, kaybedilen arkadaşların, akrabaların acılarını; anılarını kaybetmenin ve bir daha göremeyecek olmanın ağırlığı altında devam eden bir hayattayız. Psikolojik olarak da fiziksel olarak da ne kadar güçlü durmaya çalışsak da bu yaşananların etkisi hiçbir zaman geçecek gibi değil. Her gün bu boşluk daha da derin bir yokluk hissi veriyor.

ZORLUKLAR ARTTI

Deprem bölgesinde her şey imkansızlıklar içinde, bizlerde eğitimi imkânsızlık içinde sürdürmeye çalışıyoruz. Yıkım olan ilçelerde eğitimin sürdürülmesi neredeyse imkânsız bir hal aldı. Özel eğitim öğrencilerinin deprem öncesi dönemde bile eğitimin her alanından faydalanamadığını düşünürsek depremden sonraki süreçte bazı ilçe ve köylerde daha da dezavantajlı hale geldiler. Bu durum hem öğrenciye hem de öğretmene daha zorluk hissi veriyor, daha çok yoruyor. Sınıf kapasiteleri esnetildiği için bazı sınıflarda haddinden fazla öğrenci eğitim görmeye başladı. Normal şartlarda eğitim sürecine odaklanma problemi yaşayan bu öğrenciler dersten ve okuldan tamamen koptu bu da bizi daha da olumsuz etkiledi.

Deprem bölgesinde gördüğümüz bunca yıkım be kayıptan sonra Öğretmenler Günü’nün artık çok fazla bir özelliği kalmadı. Sadece Öğretmenler Günü değil herhangi bir kutlamanın, özel kutlamanın bir önemi kalamadı. Koca bir hayatın baştan sona 2 dakika içinde yok olduğu kıyamet gibi yaşanılan bu felaket ve sonraki süreçteki ihmaller ve geciken insani yardımlar insanı daha da değersiz hissettirip daha da depresyona sürükledi bu yüzden hiçbir heyecanı yok.

MOTİVASYON YOK

Deprem bölgesinde sınıf kapasiteleri aşıldı ve birçok okul yıkıldığı için öğrenciler sağlam kalabilen okullara gönderildi bu yüzden okullarda bir kaos var. Öğrencilerin de öğretmenlerin de motivasyonu çok düşük. Herkesin süreci atlatma ve sorunları sıralama şekli farklı olsa da kayıpların üstüne eklenen ulaşım sorunları kimi zaman elektrik ve su sorunları da eklenince problemler çeşitleniyor ve daha kötü bir hal alıyor.

Ülkece hazırlıksız olunması, ihmallerin gün yüzüne çıkması, yardımların gelmemesi, geç gelmesi, kimi zaman seçimin kimi zaman başka konuların depremi ve afet bölgelerini gölgelemesi, ulaşım sorunları, güvenlik sorunları insanların bir nevi kaderine terk edilmesi gibi bir durumla karşılaştık bunların hepsi yaşanılan sorunlardan bazıları.”

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme