DEÜ’de Sendikal Baskı
Yeni İzmir Gazetesinden Berivan Kaya'nın haberine göre, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu,...
Yeni İzmir Gazetesinden Berivan Kaya’nın haberine göre, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel-İş Bölge Temsilciliği’nde düzenlediği basın açıklamasında, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde sağlık emekçilerinin sendikal baskıya maruz kaldıklarını belirtti. Basın açıklamasına Arzu Çerkezoğlu’nun yanı sıra DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, DİSK şube başkanları ve çok sayıda üye katılım sağladı.
DİSK örgütü tek yumruk
İşçi sınıfı için demokrasinin ön koşulunun sendikalı olmaktan geçtiğine dikkat çeken DİSK Arzu Çerkesoğlu, “Bugün Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde sağlık iş sendikamızın üyesi olan arkadaşlarımız için buradayız. DİSK böyle bir örgüt, bir tek üyemizin bile yaşadığı haksızlık karşısında DİSK örgütü tek yumruk olarak haksızlığa uğrayan arkadaşlarımızın yanında oldu. DİSK’i DİSK yapan temel değer dayanışmadır ve emeğe ger koşulda sahip çıkmaktır. Türkiye bir seçim sürecinde ve biz işçi sınıfı olarak demokrasiye sahip çıkan bir örgütüz. Cumhuriyeti geleceğe taşıyacağımız bu süreç ancak demokrasiyle mümkün olacaktır. Demokrasi tüm toplumsal kesimlerin kendi emeği ve ekmeği hakkında karar sahibi olmasıdır. İşçi sınıfı açısından demokrasinin ön koşulu örgütlü sendikalı olmaktır. İşçi sınıfı sendika olmadan bir ülkenin geleceğinden söz edilemez. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yaşadığımız süreç son derece önemlidir” ifadelerine yer verdi.
“Arkadaşlarımız sendikaya üye olmadığı için mağdur”
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yıllardır sendika üyelerinin çeşitli haksızlıklar yaşadığına dikkat çeken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “ Ebru Başpınar arkadaşımız sendika temsilcisi olduğu için kendi çalıştığı birimden başka bir birime sürgün edildi. Biz o dönemde görüşmeler yaptık ve yargı süreci devam ediyor. Şimdi de TİS sözleşmesi ve kamusal çerçeve sözleşmesi sonucunda arkadaşlarımız mağduriyetler yaşıyorlar. 40’ın üzerinde bir kısmı üyemiz olan arkadaşlarımıza Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırmama gibi bir baskı uygulanıyor. Sendikalı olmak anayasal bir haktır. Kimse kimseyi üye olmaya ya da istifa etmeye zorlayamaz. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde arkadaşlarımız sendikal baskıya maruz kaldılar. TİS’in 4. maddesi dayanışma aidatı vererek haklardan faydalanacağı söylerken oradaki arkadaşlarımız sendikaya üye olmadığı için mağdur ediliyorlar. Uygulama birliği söz konusu değil. Sendika kanunu çok açık. TİS sözleşmesi hükümlerinden işçilerin nasıl faydalanacağı tarif edilmiştir. Dayanışma aidatı ödeyerek işçilere verilen haklar anayasa mahkemesi kararına rağmen DEÜ arkadaşlarımızın sözleşmeden faydalanamıyor “ dedi.
“Haksız hukuksuz bir yaklaşımı yakıştıramıyoruz”
Dokuz Eylül Üniversitesi yönetimine çağrıda bulunan Arzu Çerkezoğlu, “Bu kadar yüksek enflasyonlu bir süreçte sağlık işçileri kamu hastanelerinde taşeron belası altında ayakta kalmaya çalışıyor. Sağlık işçilerinin bir miktar iyileşme sağlayan TİS’ten bile yararlandırmayan bir zihniyeti kabul etmiyoruz. Mevcut sendikaya üye olmasa bile dayanışma dilekçesiyle o haklardan yararlanacak arkadaşlarımız mağdur ediliyor. Zaten düşük ücretle çalışan arkadaşlarımızın yaşadığı bu mağduriyetin giderilmesi gerektiğinin alını çiziyoruz. Görüşme noktasında kapılar kapandı. DEÜ yönetimini bu arkadaşlarımızın yaşadığı hukuksuzluğu gidermek üzere adım atmaya çağırıyoruz. Oradaki yetkili sendikaya da tek cümle, sendikalar işçilerin hakkını, hukukunu korumak için vardır. İşçilerin kazanılmış haklarını engelleye çalışan eylemin adı sendika olan hiçbir kurumla bağdaşmamaktadır. Üniversiteler her zaman toplumun bir kaç adım önünde olmalıdırlar. Topluma örnek olması gereken kurumlardır. Üniversite yönetimine haksız hukuksuz bir yaklaşımı yakıştıramıyoruz. DEÜ yönetimini bu yanlıştan dönmeye ve arkadaşlarımızın ekmeğine uzanan bu uygulamalara son vermeleri için çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.
“Tüm kurumların içini boşalttılar”
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise açıklamasında, “28 Mayıs bu yüzden önemli. AKP tüm kurumlara eski milletvekillerini rektör olarak atıyor. Bir anlamda tüm kurumların içini boşalttılar. Buradan sesleniyorum işçilerin ekmeğinde gözü olanların gözü çıksın” ifadelerine yer verdi.