Devlet Bahçeli'den 2. Öcalan çağrısı: TBMM'ye gelsin!
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM grup toplantısında terörist başının tecridinin kaldırılması durumunda TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşmasını istedi.
“KANA SUSAMIŞ KATİLLER GÜRUHUDUR”
Bahçeli, masum insanlara yönelik saldırıların ve cinayetlerin insanlığın yüz karası olduğunu vurgulayarak, "Yeni doğan bebekleri, SGK'dan günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötenaziye başvuran, insanın aklına getiremeyeceği, havsalasının alamayacağı, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar, emin olunuz sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karalarıdır. Yeni doğan çetesi denilerek dünyaya gelen her bebeğe aslında haksızlık yapılıyor, bunlar olsa olsa tıbbi artık, ölüm ve soygun çetesi, kana susamış katiller güruhudur. Bu ölüm çetesinin failleri arasında geçen konuşmaların gün yüzüne çıkmasından sonra şöyle düşündüm; bir insan daha fazla nasıl alçalabilir, nasıl bu kadar yerin dibine geçebilir. Para için bebekleri ölüme mahkum eden, üstelik bunu güle oynaya, karşılıklı mavralarla yapan namussuzlara verilecek hangi ceza vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir, hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir, hangi ceza yüreklere su serpebilir" diye konuştu.
“TEFTİŞ MEKANİZMASI GECİKMEKSİZİN ÇALIŞTIRILMIŞTIR”
Devlet Bahçeli, toplumsal dokuyu sarsacak olayların sosyal ve ulusal medyada ifşa edilmesinin kuşku verici olduğunu söyledi. 26 Nisan 2024’te düzenlenen operasyonda 47 kişinin gözaltına alındığını ve 22 kişinin tutuklandığını hatırlatan Bahçeli, 10 özel hastanenin faaliyetlerinin durdurulduğunu ve ruhsatlarının iptal edildiğini belirtti. Bahçeli, "Toplumsal dokumuzu sarsacak, devlet-millet uyumunu sakatlayacak, insan hak ve onurunu ayağa düşürecek kahredici olayların zincirleme halinde sosyal ve ulusal medyadan ifşa edilmesi ve bunların da provokasyon iklimini canlı tutması son derece kuşku vericidir. Sağlık Bakanımızın da temas ettiği üzere, ölüm ve soygun çetesinin işlediği suç ve cinayetler aylar öncesinde tespit edilmiş fakat bugünkü gibi konuşulmamış ve gündeme gelmemiştir. Nitekim 26 Nisan 2024 tarihinde bebek ticareti yapan soysuz çeteye operasyon yapılmıştır. 47 kişi gözaltına alınmış ve 22 kişi tutuklanmıştır. 10 özel hastanenin faaliyeti durdurulmuş, çalışma ruhsatları iptal edilmiştir. Sağlık Bakanlığı vaziyete zamanında müdahil olmuştur. Görevi suiistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir şey de söz konusu değildir. Teftiş mekanizması gecikmeksizin çalıştırılmıştır. Adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarmamız eşgüdüm halinde suçluların peşine düşmüştür. Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir?" dedi.
“ZALİM VE ZİLLET BİR AKIL İŞBAŞINDADIR”
Bahçeli, "Yenidoğan Çetesi"ni çökerten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i tebrik etti. Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu duruma da değinerek, "MHP'yi karalayan, Ülkücüleri kötüleyen şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını sabır, sebat ve cesaretle koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i gönülden kutluyor, tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum. Unutulmasın ki, kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır. Önsözü çakal söylese de, son söz her zaman bozkurdun olacaktır. Türkiye'nin içine çekilmek istendiği, günbegün tahrik edilen sosyal, ekonomik ve manevi girdaplara karşı azami dikkat ve uyanıklık şarttır. Kalemizi içten düşürme hesapları sertleşmektedir. Zalim ve zillet bir akıl işbaşındadır. Özgüvenimizi yaralamak, öz değerlerimizi yağmalamak, milli ve manevi dengemizi yıkmak maksadıyla organize ve çok aktörlü bir operasyon süreci derinden derine faaliyet halindedir” ifadelerini kullandı.
“MİLLİ VE TARİHİ BİR VEFANIN ŞAŞMAZ GEREĞİDİR”
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lübnan'da yaşayan Türkmenlere kapıların açık olduğunu duyurmasını, soydaşlık hukukunun önemli bir göstergesi olarak değerlendirdi. Bahçeli, Türk milletinin bir bütün olduğunu vurgulayarak, “Bundan rahatsız olanların, eleştiri çıtasını yükseltenlerin, yeni göç dalgası geliyor diyerek yaygara koparanların Türk'ün Türk'ten başka dostunun ve sığınacağı bir sıcak kucağın olmayacağını bilmelerini elbette beklemiyoruz. Ancak asgari seviyede insan olmalarını, saygı göstermelerini, empati yapmalarını, hoşgörülü ve vicdanlı davranmalarını beklemenin de en doğal hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Türk, Türk'e yardır, candır, kandır, gardaştır, yurttur, yuvadır, sonuna kadar emanettir. Bir zamanlar hakimiyetimiz altındaki mücavir topraklara kafileler halinde gidip yerleşen, oraları Türklük ve İslamlıkla ilmik ilmik dokuyan ecdadımızın bugünkü torunlarına ihtiyaç olduğunda kapılarımızı açmak, gönlümüzü açmak, sofralarımızı açmak milli ve tarihi bir vefanın şaşmaz gereğidir. Türk milleti; hem bekleyen hem beklenen hem de belaları def eden kudret timsalidir" diye konuştu.
“HERKES SİYASİ HESABINI BUNA MUVAFIK YAPSIN”
Bahçeli, Türkiye’de güven bunalımının olmadığını vurgulayarak, 20 Ekim 2024 tarihinde İstanbul 1 Nolu Baro Başkanlığı seçimlerinde yaşananlara dikkat çekti. Bahçeli, "Buna karşılık bunayan ve Türkiye'ye cephe alan bulaşık tipler vardır, alayının hüviyetleri ise bellidir, bilinmektedir. Seçimler zamanında yapılacaktır ve herkes siyasi hesabını buna muvafık yapmak durumundadır. 20 Ekim 2024 tarihinde İstanbul 1 Nolu Baro Başkanlığı seçimlerinde İstiklal Marşımızı hazmedemeyenlerin ortalıkta cirit atması, KHK ile ihraç edilmiş, ne idüğü belirsiz eski bir CHP milletvekilinin başkan seçilmesi, yaptığı konuşmasında Anayasa'nın ilk dört maddesine olumlu manada dokunmayı telaffuz etmesi skandal olmasının ötesinde, yeni bir tuzağın kurulduğunu göstermektedir" dedi.
“TÜRKİYE'DE GÖMÜLECEĞİ BİR TOPRAK YOKTUR”
Bahçeli, yaptığı açıklamada, ihanetlerin ve kötülüklerin hiçbir zaman cezasız kalmayacağını vurgulayarak, "FETÖ elebaşına bile dünya kalmadı, kendi topraklarında, casusluk eğitim aldığı ülkesinde Allah'a hesap vermek üzere öldü gitti. Dileğim Allah'ın azabıyla kahrolması, hıyanetini, müşrik ve münafık emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyyen yanmasıdır. Bu teröristin Türkiye'de gömüleceği bir toprak yoktur. Nerede Türkiye düşmanlığı yapmışsa orada çürüyüp gitmelidir. Kulun hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır. O hesabı soracak Türkiye sevdalısı yüreklerdir" ifadelerini kullandı.
“TBMM DEM PARTİ GRUP TOPLANTISINDA KONUŞSUN”
Devlet Bahçeli, TBMM'de yaptığı konuşmada, her meselenin milli ve ortak akılla ele alınarak çözülebileceğini dile getirerek, “Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız. Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut Hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın" şeklinde konuştu.
“BARIŞÇIL YOLLAR VARKEN TERÖRE MÜRACAAT İHANETTİR”
Devlet Bahçeli, Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığının duyulmasının önemine değindi. Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etme kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki, uzattığım elin bir mesajı da budur. Terör yöntemleriyle herhangi bir yakın veya uzak hedefe ulaşıldığı bugüne kadar görülmüş, duyulmuş şey değildir. Barışçıl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlıktır. Türk milleti bölücü terörle yaşamaya mecbur değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim” sözlerini sonlandırdı.