Dijital detoksla okula hazırlık
Okulların açılmasına kısa süre kala yapılacak 'dijital detoks' öğrenci ve ebeveynler için farkındalık oluşturabilir, öğrencilere daha sağlıklı yaşam fırsatı sunup, zihinsel yorgunluk ve stresi hafifletebilir
Dijital teknoloji kullanmanın sürekli bildirimler almak, akan enformasyona zihinsel olarak yetişmeye çalışmak olduğuna işaret eden Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Odaklanma kapasitemiz olumsuz etkileniyor, zihnimiz yoruluyor. Dijital detoks, derin ve kesintisiz odaklanmayı mümkün kılıp zihinsel yorgunluğu azaltabilir” dedi
Dijital teknolojilerin hayatın her alanına nüfuz ettiğini belirten Doç. Dr. Atalay, “Dijital teknolojiler yaşamımızın neredeyse her alanında varlık gösteriyorlar ve çoğu zaman hayatımızı kolaylaştırıyorlar. Fakat aynı zamanda çok uzun saatler boyunca ve neredeyse bağımlılık derecesinde kullandığımız teknolojik araçlar, sosyal medya platformları faydalı oldukları kadar zarar da verebiliyor. Sürekli bağlantıda kalma hali dikkat dağınıklığı ve strese de sebep olabiliyor. Dijital iletişim teknolojilerini yoğun şekilde kullanmak fiziksel sağlık üzerinde de olumsuz etkiler bırakabiliyor. Sosyal ilişkiler sürekli ve yalnızca dijital iletişim araçlarıyla yürütüldüğünde ilişkilerin derinliği azalabiliyor.”dedi.
Johann Hari’nin ‘Çalınan Dikkat’ kitabının ayrıntılı şekilde dijital teknolojilerin insana ve toplumsal yaşama etkilerini anlattığına işaret eden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Bu problemlere yönelik çözüm önerilerinden biri dijital detoks. Bireylerin belirli bir süre boyunca mobil telefonlardan, tabletlerden, sosyal medya mecralarından uzak durmasını içeriyor. Dışarıdan müdahale ile değil, bireylerin kendi tercihleri ile uyguladıkları bir deneyim. Dijital detoksu belirli sürelerde tamamen kısıtlayanlar olduğu gibi, kendilerine sınırlı bir kullanım süresi tanıyarak uygulayanlar da var.”diye konuştu.
Dijital detoksun faydalarını anlatan Doç. Dr. Atalay, şöyle devam etti: “Dijital detoks uyguladığımızda fiziksel aktivite, doğada zaman geçirme, yüz yüze sosyal etkileşim ve kişisel hobilerle ilgilenme gibi alternatif aktivitelere yönelecek zamanı bulabiliriz. Fark etsek de etmesek de sosyal medyada uzun zaman geçiriyoruz. Yapılabilecek birçok faaliyeti erteliyor ya da vazgeçiyoruz. Dijital detoks ihmal ettiğimiz, zaman ayıramadığımız bu faaliyetlere dönmemize vesile olabilir. Dijital teknolojilerin kullanımından kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklarda hafifleme olabilir.”
Sosyal ilişkilerin dijital teknolojilerden hem olumlu hem olumsuz etkilendiğine işaret eden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Bir yandan mesafeler ve zaman sınırı olmaksızın diğerleriyle bağlantıda kalmamızı sağlarken bir yandan da yüz yüze iletişimi azaltıyor. Mobil telefonlar yüz yüze iletişim sırasında dahi sürekli ekrana bakma alışkanlıkları nedeniyle problemlere neden oluyor. Sosyotelizm (Phubbing) yani, yanımızdaki insanla ilgilenmek yerine, mobil telefonlara bakmak, hem aile içi iletişimi ve ilişkileri hem de arkadaş ve çiftler arasındaki iletişimi olumsuz etkiliyor. Dijital detoks bu sorunları azaltmak için de kullanılabilir. Örneğin ailenin birlikte vakit geçirdiği belirli saatlerde (örneğin yemek masasında) ya da bazı günlerde telefon kullanımı kısıtlandığında sohbet ve paylaşımlar için fırsat yaratılabilir.”dedi.
Dijital teknolojileri kullanmanın bir anlamda sürekli bildirimler almak, sürekli akan enformasyona zihinsel olarak yetişmeye çalışmak demek olduğuna işaret eden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Dolayısıyla odaklanma kapasitemiz bundan olumsuz etkileniyor, zihnimiz yoruluyor. Dijital detoks, daha derin ve kesintisiz bir odaklanmayı mümkün kılarak zihinsel yorgunluğu azaltabilir. Sosyal medya kullanımı FMO yani bir şeyleri kaçırma korkusu, kendini başkalarıyla kıyaslama, kötü haber bağımlılığı gibi sorunlara da neden olabildiği için Dijital detoks, bu stres ve kaygının azalmasına neden olarak kişileri rahatlatabilir.”şeklinde sözlerini tamamladı.