Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kendini sergileme fetişizminin doğrudan suç eğilimi anlamına gelmediğini vurguladı.

Prof. Dr. Tarhan, “Şiddet ve suça eğilimli kişilerin kişilik yapısı, dürtü kontrol sorunları, medya desteği ve toplumsal ortamla birleştiğinde, suça yönelmeyi kolaylaştırıcı bir zemin oluşturur. Gençler gibi risk grubundaki kişilerde de farkındalık, koruma ve önleme çalışması yapılmalıdır.” dedi.

KENDİNİ SERGİLEME FETİŞİZMİ NE DEMEK?

Kendini sergilemenin doğal bir benlik sunumu olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, bu davranışın sosyal medya ile birlikte gündelik yaşamın bir parçası haline geldiğini ifade etti:

“Ancak bu davranışın fetişizm düzeyine ulaşması, yani kişinin kendi bedenini, yaşamını ya da imajını sergilemeye takıntılı hale gelmesi; psikolojik, sosyolojik, kriminolojik ve hatta kültürel boyutları olan bir konudur. Kendini ifade etmek, görünür olmak doğal bir ihtiyaçtır. Ancak bu ihtiyaç, kişinin kendilik değeriyle orantısız hale geldiğinde, bir tür fetişizme ya da psikolojik bağımlılığa dönüşebilir.”

Prof. Dr. Tarhan, insanların sosyal medyada kendini gösterme ve beğenilme arzusunun doğal olduğunu belirtirken, bunu aşırıya taşıyan davranışların bağımlılığa dönüştüğünü ve özsaygının yalnızca dış onaya bağlı hale geldiğini ifade etti:

“Paylaşım sıklığı, kişinin özdeğerini taşıyan fetiş nesnelerine dönüşüyor. Yani kişi, kendi benliğini ‘seyredilen bir obje’ olarak kurguluyor. Bu davranışın arkasında şu gibi etkenler olabilir: narsistik eğilimler, düşük özsaygı, dijital onay döngüsü ve boşluk ile kimlik arayışı.”

DİJİTAL ÇAĞDA PERFORMANS EKONOMİSİ

Prof. Dr. Tarhan, dijital kültürde kendini sergilemenin bir tür performans ekonomisine dönüştüğünü belirterek, “Kimlik, ‘Ben kimim?’ sorusundan çok ‘Başkalarının gözünde kimim?’ sorusuna indirgeniyor. Kişi, kendisini sürekli bir vitrin gibi düzenlemeye başlıyor. Toplum da bu fetişizmi destekliyor: ‘Göster kendini!’ diyen algoritmalar, fenomen kültürü ve tüketim toplumu bunu besliyor” dedi.

PROBLEM NE ZAMAN BAŞLIYOR?

Kendini sergileme davranışının problem haline gelmesini Prof. Dr. Tarhan şu maddelerle açıkladı:

Dijital görünürlük, gerçek yaşamdaki bağların yerine geçerse

Beğenilmediğinde kaygı, depresyon veya değersizlik hissi oluşursa

Özgünlük kaybolup, sırf dikkat çekmek için yapay içerikler üretilirse

Kişi sürekli izleniyor olma dürtüsüyle hareket ederse

Yalnızlık ve mahremiyet duygusu zedelenirse

Prof. Dr. Tarhan, bu noktada kendimize sormamız gereken soruları şöyle özetliyor:

Bu paylaşımı neden yapıyorum?

Beğeni almazsam ne hissederim?

Düşük doğum kilosu işitmenizi tehdit ediyor!
Düşük doğum kilosu işitmenizi tehdit ediyor!
İçeriği Görüntüle

Görünür olmadığımda öz benlik hissim zedeleniyor mu?

KRİMİNOLOJİK BOYUT VE SUÇ EĞİLİMİ

Kendini sergilemenin aşırı boyutu, gösterişçi ve dijital suçlar ile cinsel suçlarda teşhircilik boyutuna dönüşebilir. Prof. Dr. Tarhan, “Kendini sergileme fetişizmi, başlı başına bir suçla ilişkili değildir. Ancak ödül arayışı, zayıf yürütücü kontrol ve narsisistik özellikler bir araya geldiğinde, risk artışı için güçlü bir çerçeve oluşur ve şiddeti destekler” dedi.
Risk faktörleri arasında; narsistik kişilik bozukluğu, sınır (borderline) kişilik özellikleri, dijital antisosyaller, cinsel sergileme ve sınır ihlalleri, psikolojik bağımlılık ve davranış kontrolü kaybı bulunuyor. Ayrıca gençlerde dürtü kontrol sorunları, kişisel sınır ihlali ve sosyal medya bağımlılığı riskleri artırabiliyor.

ŞİDDET VE GÖSTERİ BOYUTU

Prof. Dr. Tarhan, şiddet eğilimli kişilerde kendini sergilemenin motivasyon artırıcı bir unsur olabileceğini belirterek,

“Şiddet, artık bir mesaj haline geliyor. Fail, kendini ifade ediyor, görünür kılıyor, güç gösteriyor. Kendi varlığını ispat için suça başvuruyor. Bu durum özellikle antisosyal kişilik bozukluğu ve narsisistik eğilimlerle birleştiğinde daha belirgin” dedi.

TOPLUMSAL ETKİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Prof. Dr. Tarhan, şiddetin ve suçun sergilenmesinin bulaşma etkisi yaratabileceğini belirterek, farkındalık, özel alan bilinci, özsaygı, denge, medya kontrolü ve eğitim ilkelerine dikkat çekti. Ayrıca psikoterapi ve rehabilitasyon programlarıyla sergileme ihtiyacının sağlıklı yönlere kanalize edilebileceğini vurguladı.

Son olarak Prof. Dr. Tarhan, gençlerin kendini sergileme fetişizminden korunması gerektiğini şöyle özetledi:

“Kendini sergileme fetişizmi tek başına şiddet eğilimini belirlemez. Ancak şiddet ve suça eğilimli kişilerle birleştiğinde, suça yönelmeyi kolaylaştırıcı bir zemin oluşturur. Bu nedenle gençler gibi risk grubundaki kişilerde farkındalık, koruma ve önleme çalışması yapılmalıdır.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ