- Haberler
- İzmir
- Doktor milletvekili adaylarından 'Artık doktor dövebiliyoruz' tepkisi: Sorumlusu AKP'dir
Doktor milletvekili adaylarından 'Artık doktor dövebiliyoruz' tepkisi: Sorumlusu AKP'dir
Özlem Kara/ Yeni İzmir- Geçtiğimiz günlerde bir sokak röportajı sırasında “Bir 25 sene öncesini hatırlamazsınız siz....
Özlem Kara/ Yeni İzmir- Geçtiğimiz günlerde bir sokak röportajı sırasında “Bir 25 sene öncesini hatırlamazsınız siz. Benim eşim devlet hastanesinde çalışırken, sigortada ben çocuğumu gösteriyordum. Birimiz bir kuyrukta birimiz diğer kuyrukta. Doktor beni azarladı, ‘hadi yürü git fakültede uğraş’ dedi. Böyle bir muamele görüyorduk. Şu an biz doktor dövüyoruz. Şu an doktorları beğenmiyoruz doktor dövüyoruz. O rahatlıktayız. Daha bunun ötesi mötesi yok” söylemlerinin ardından sosyal medyada büyük tepki uyandırdı.
Öte yandan son 21 yılda sağlık emekçilerine yönelik hem fiili hem de psikolojik şiddet artmaya devam ederken Sağlık-Sen’in raporlarına göre, 2022’nin 9 ayında 339 sağlık çalışanı sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldı, 1 doktor ve 1 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.
Konuya ilişkin görüştüğümüz sağlık emekçisi milletvekili adayları olan Türkiye İşçi Partisi İzmir 2 bölge Milletvekili adayı Özlem Avcı ve Türkiye Komünist Partisi İzmir 2 Bölge Milletvekili adayı Gülperi Putgül Köybaşı duruma tepki göstererek bu söylemlerin ve fiziksel şiddetlerin artmasını nedenini iktidarın geliştirdiği politikalar olduğunu söylediler.
TKP’li Putgül: Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin sorumlusu AKP’dir
Psikiyatrist hekim Türkiye Komünist Partisi (TKP) 2.Bölge 1.sıra Milletvekili adayı Gülperi Putgül Köybaşı, hekimlere yönelik şiddetin artışından AKP iktidarının ve bizzat Cumhurbaşkanının sorumlu olduğunu söyledi. Putgül, iktidarın yıllardır hekim düşmanlığını besleyen söylemleriyle halk ve hekimleri karşı karşıya getirdiğini belirtti. Putgül, “AKP iktidarının sağlık politikaları, bir yandan halkın sağlık hizmetine ulaşımını giderek daha zor ve pahalı hale getirirken bir yandan da sağlık emekçilerinin çalışma koşullarını ağırlaştırdı. Sonuçta bugün, bir uzman hekimden randevu alınmasının haftalarca sürebildiği bir sağlık sisteminden söz ediyoruz. İş orada da bitmiyor, bu kez poliklinik kapılarındaki bekleyiş başlıyor. Hekimler ise günde bazen 100’ü geçen hasta sayısı ve malpraktis yasalarıyla köşeye sıkıştırılmış durumdalar. Bu kaosun içinde yaşanan aksaklıklara bir de yöneticilerin sağlık çalışanlarını değersizleştiren söylemleri eklendiğinde kaçınılmaz bir biçimde hasta ve hasta yakınlarının öfkesi de hekimlere yöneliyor. Öte yandan biliyoruz ki bu sadece hekimler ve hasta/hasta yakınları arasında yaşanmıyor. İçinde yaşadığımız sömürü ve kâr odaklı düzen, zaten yaşamın her alanında şiddeti yeniden ve yeniden üretiyor. Toplumu büyük bir çaresizliğe ve yalnızlığa mahkum eden bu sistemde, öfke ve dolayısıyla şiddet normalleşiyor. Bu düzen sürdükçe öfkemiz ne yazık ki sorunlarımızın asıl kaynağına değil karşımıza çıkan ilk muhatapına yöneliveriyor. İşi insanın ruh sağlığını iyileştirmek olan bir hekim olarak; sömürünün dolayısıyla güç ilişkisinin ortadan kalktığı eşitlikçi bir düzende, şiddetin de ortadan kalkacağına ve insanlığın dayanışma içinde yaşayabileceğine inanıyorum” dedi.
“Eşit, ücretsiz bir sağlık sistemi için mücadelemiz devam edecek”
TKP’nin meclise girebilmeniz dahilinde, sağlık çalışanlarına şiddet, ek ödenek vs ilişkin bir çalışmalarına ilişkin bilgi veren Putgül, “TKP’nin varlık gösterdiği bir mecliste, hekimlerin ve diğer sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının insanileştirilmesi ve şiddetin önlenmesi meselelerinin meclisin gündeminde tutulması sağlanacaktır. Yine almakta oldukları maaşların performansa dayalı ek ödeneklerle değil insanca yaşamalarını sağlayacak şekilde emekliliklerine de yansıyacak biçimde düzenlenmesi doğrultusunda sesimizi yükselteceğiz. Mecliste sağlıkla ilgili geçen tüm yasalar konusunda halkımızı bilgilendireceğiz. Sadece mecliste bizim yapacaklarımızla değil halkın kendi yaşamlarını ilgilendiren bu başlıklarda harekete geçmesi ve örgütlülüğüyle bu işin üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Bu nedenle; eşit, ücretsiz ve herkes için ulaşılabilir bir sağlık sitemi mücadelemiz, durmaksızın devam edecek” ifadelerini kullandı.
TİP’li Avcı: Sağlık hizmetlerinin ücretsiz sunulması toplumcu yönetim anlayışının vazgeçilmezidir
Doktor Türkiye İşçi Partisi (TİP) 2. Bölge 5.sıra Milletvekili adayı Özlem Avcı, mevcut iktidar döneminde sağlık emekçilerinin hakkının verilmemesi, zor koşullarda çalışmaya mahkum bırakılması ve hatta öldürülmeleri artık ne doktorların, ne hemşirelerin, ne de sağlık alanı emekçilerinin güvenli alanda olmadığını gösterdiğini belirterek, “Sokak röportajında, iktidar yanlısı birinin; mevcut sağlık sistemin çok iyi olduğunu vurgulamak isterken, ‘Artık doktor dövebiliyoruz” diye övünmesi, sağlık politikalarının hangi aşamaya geldiğini en son ve en akıl almaz haliyle karşımıza çıkarmıştır. Defalarca ilgili kurumlara, bakanlıklara yapılan başvurulara rağmen, sağlık emekçilere dönük hiçbir saldırı caydırıcı cezalarla sonuçlandırılmamıştır. Ağır eğitimlerden geçiyor ve ağır şartlar altında çalışıyoruz. Haftalık çalışma süresinin en uzun olduğu grup sağlık emekçilerinindir. Bin bir emekle eğitimlerini tamamlayan doktorlarımız bütün bu koşullar karşısında pandemi döneminde şanslarını yurt dışında aramak zorunda kalmışlardır. Sağlık çalışanları daha güvenli ortamda, insani çalışma süreleri ve hak etikleri ücretlerle çalıştırılmalıdırlar. Cezalar caydırıcı olmalı ve sağlık çalışanlarının halk nezdinde saygınlığı yükseltilmelidir. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin halka ücretsiz sunulması toplumcu yönetim anlayışının vazgeçilmezidir. TİP’in seçim bildirgesinde bu madde en üst sırada yer almaktadır” dedi.
“Var gücümle çalışacağım”
Mecliste sağlık emekçisi bir doktor olarak var gücüyle çalışacağını söyleyen Avcı, “Bütün haklarımız alınana kadar çalışmak meslektaşlarıma karşı üstlendiğim bir sorumluluktur. Bu sorumluluk aynı zamanda eşit, ücretsiz , ulaşılabilir sağlık hizmeti sağlama noktasında da yurttaşlarımız için de yerine getirilecektir” ifadelerini kullandı.
(A.Ö)
Haber Merkezi