Dünyayı değiştiriyoruz

Birçok belediye ve kadın örgütleri tarafından uygulanan Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı (KİHEP), kadınlara kadın haklarını, toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatarak bilinçlenmelerini sağlıyor. KİHEP eğitmenlerinden Ayla Erdoğan ve Gülseren Demir, cinsiyet eşitliği vurgusu yaparak, 'Erkeklerin ne önünde ne arkasında, yan yana yürümek istiyoruz' diyorlar.

Dünyayı değiştiriyoruz
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye genelinde 1995 yılından bu yana verilen ‘Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı’ (KİHEP) kadınların hayata karşı bakış açılarını değiştiriyor. 1998-2012 yılları arasında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ile yapılan protokol çerçevesinde yürütülen KİHEP, 2011’de SHÇEK’in lağvedilmesinden bu yana ağırlıklı olarak belediyeler ve kadın örgütleri ile iş birliği içinde uygulanmakta. Halihazırda pek çok belediye ve kadın örgütü tarafından uygulanan KİHEP, 2004 yılında İşkence Mağdurları Merkezi tarafından, İnsan Haklarında Yeni Taktikler kapsamında, ‘Dünyada insan hakları konusunda kullanılan en iyi taktiklerden biri’ olarak seçildi.

KİHEP eğitimi alan ve uzun yıllardır eğitici olarak İzmir’de gönüllü çalışan Gülseren Demir ve Ayla Erdoğan programın kadınlara kattıklarını aktardı. Ayla Erdoğan, kadınlar olarak eşitlik istediklerine dikkat çekerek “Erkeklerin ne önünde ne de arkasında, yan yana yürümek istiyoruz” dedi. Öte yandan ressam Handan Kaynaköz ve gazeteci iş kadını Sezin Şenakar ise eğitimin kendilerine kattıklarını anlatarak kadınlara tavsiyelerde bulundu.

Haber

‘EŞİTLİK İSTİYORUZ’

Yeni Çözümler Derneği’nde 2005 yılında eğitici eğitimi sertifikası aldığını dile getiren Gülseren Demir, “İzmir’de 2017’den beri bu eğitim programını veriyorum. Türkiye’de de olsun dünyada da olsun kadınlar dezavantajlı gruplar arasında yer alıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmaması en çok kadınlar etkileniyor. Bu dezavantajlar ise kadınlar sağlığa, adalete, eğitime erişimi ikinci planda. Erkek çocuğu için de ciddi bir dezavantaj var, ailenin geçimi yükleniyor. Biz bunun eşit olmasını istiyoruz. Biz doğuştan kız çocuğuna da erkek çocuğuna da bazı roller yüklüyoruz. Eşitlik geldiği zaman emin olun herkes mutlu olacak” dedi.

‘HER ZAMAN DUYARLIYDIM’

Demir, cinsiyet eşitliği sağlanmadığı müddetçe toplumun düzelmeyeceğini dile getirerek, “Ben çok eşitlikçi bir baba tarafından yetiştirildim. Kız çocuklarının ve erkek çocuklarının aynı haklara sahip olduğu noktasında telkinde bulunurdu. Ben de bu yüzden hep bu eşitliğe çok dikkat ettim. Ben mutsuzluğun kaynağının toplumsal cinsiyet eşitliği olmaması olduğunu düşünüyorum. Duyarlı olmak için illa bir şey yaşamamıza gerek yok ama benim için en vurucu olan üzerine benzin dökülerek yakılan kadın. Ama ben bundan öncesinde de eşitlik konusunda da duyarlıydım” diye konuştu.

6282 sayılı yasanın kadınları koruduğunu dile getiren Gülseren Demir, “Yasalar uygulanırsa, gerçekten ciddi maddeler var. Biz uygulamada problem yaşıyoruz. Bir kadın karakola gittiğinde ‘Yasayı uygulayayım, hayatını kurtarayım’ denmektense ‘Eşindir, sever de döver de’ denebiliyor. Yani ben yasaların bir noktada koruduğunu düşünüyorum, yeter ki uygulansın. Kadın şiddete maruz kaldığında ve haklarını biliyorsa belki o ortamdan ayrılabilecek” ifadelerini kullandı.

Demir, toplum tarafından kadına biçilen rollere dikkat çekerek, “Oturmasını kalkmasını bilmelisin, terbiyeli olmalısın, ev işlerine yardımcı olmalısın, yemek yapmayı da öğrenmelisin, evini de temizleyebilmelisin, sinirli ve yıkıcı olmamalı, yapıcı olmalısın, saygılı olup alttan almalısın, ha bu arada akademik olarak da başarılı olmalısın. Büyüdükçe yeni roller eklenir kadının rol repertuarına. Örneğin iyi bir eş olmak, iyi bir anne olmak, iyi bir gelin olmak, kocayı, çocuğu, evi ihmal etmemek, tutumlu olup para biriktirebilmek, bakımlı ve ilgili olup kocanın gözünü dışarıya baktırmamak, bir de mesleğin de iyi olmak şeklinde devam eder” açıklamasını yaptı.

Haber

‘NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ BİLECEK’

KİHEP eğitimi almak için 6 erkeğin kendilerine başvurduğunu söyleyen Ayla Erdoğan “Bize kadınlar ulaşıyor ve onlara destek oluyoruz. Bize durumlarını anlattıkları zaman gerekli bilgilendirmeleri yapıp yönlendiriyoruz. Bize genelde şiddet ile ilgili bildirim geliyor. Son zamanlar şiddetin alt türleri dediğimiz mobbing, flört şiddeti, dijital şiddet şikayetleri geliyor. KİHEB eğitimi için bize başvuran her kadına dönüş sağlıyoruz. Biz eğitim için başvuran kadınlara öncelikle ‘Haklarımız var’ kitapçığını anlatıyoruz. Gerçekten kadınlar olarak haklarımızı bilmek bizi güçlendiriyor.  Bu eğitimi aldıktan sonra kadın artık boşanmak istediği zaman haklarını bilecek, ne yapacağını bilecek, ne yapması gerektiğini de bilecek” dedi.

‘EŞİTLİK İSTİYORUZ’

Erdoğan, cinsel ve bedensel hakların korunması ve vücut dokunulmazlığı ile ilgili düzenlemelerin önemli olduğunu vurgulayarak, “2005 yılından önce Türk Ceza Kanunu’nda bir kadının bedenine yapılan saldırıyı yapan kişi Toplum ve Aile Düzenine Karşı İşlenen Suçlar bölümünde ceza alıyordu. Yine aynı şekilde erkeğin bedenine yapılan saldırı Bireylere Karşı Suçlar bölümünde ceza alıyordu. Bu da bizim aslında yasalar içerisinde bile eşit olmadığımızı gösteriyordu. Biz kadın erkek ayrımı yapılmadan toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak istiyoruz. Kadın ve insan hakları bizim için ne kadar önemliyse erkek de haklarını bilmeli. Biz yan yana yürümek, eşit olmak istiyoruz. Ne erkekler bizim arkamızda olsun ne biz erkeklerin arkasında olalım” diye konuştu.

‘MÜCADELE İÇİNDEYİZ’

Kız çocuklarının eğitimine dikkat çeken Ayla Erdoğan, “Bu varmış gibi gözüken ama gözükmeyen alanlar. Kız çocukları çok zor şartlar altında okuyorlar. Şu anda deprem bölgesindeki okullar kapatıldı, yurtlara aileler yerleştirildi. Bu kız çocukları belki eğitimine sekte vuracak belki de evlendirmeler olacak. Önümüzde neler olacağını bu depremin bize getireceği bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği var” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, cumhuriyet kurulduğundan beri kazanılan haklara sahip çıkmak için mücadele içinde olduklarını söyleyerek, “Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, kadın-erkek eşitsizliği, çocuk yaşta evlilikler, işyerlerinde farklı ücret politikaları, eğitim, ulaşım, iş sahibi olma konusundaki eşitsizlik, doğum sağlığı ve hakları, cinsel ayrımcılık gibi karşı karşıya olduğumuz sorunlardan bazıları… Yıllardır süregelen bu düzen, hakları için mücadele eden biz kadınların hareketleriyle bozulmaya başladı. Kadınların üzerine yüklenen cinsiyet rolleri özellikle son birkaç yıldır oluşturulan farkındalıkla yıkılıyor. Kadını yalnızca evde oturup, yemek yapmaya, çocuk bakmaya zorlayan zihniyet yavaş yavaş baskınlığını yitiriyor. Bu ise kadınların verdiği mücadele ve dayanışma sayesinde oluyor” açıklamasını yaptı.

‘KORUYAMAZSAK OLAN BİZE OLACAK’

Gazeteci ve iş kadını Sezin Şenakar, kadın olgusunun her zaman gündeminde olduğunu belirterek “Ben her zaman mücadelenin içindeydim ve bu mücadelenin beni fazlasıyla sertleştirdiğini düşünüyorum. Mevcut siyasi yapının eylemleriyle geriye giden kadın hakları beni çok üzüyor. Biz kendi haklarımızı korumazsak olan bize olacak. Zaten erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz, haklarını sürekli kaybeden kadınlar. Bu programa başlama sebebim tam da bu. Kendi haklarımı öğreneyim ki mücadelemi daha iyi öğrenebileyim. Ben bu programda boşanma haklarını, kadınlara nasıl yardımcı olabileceğimi öğrendim” ifadelerini kullandı.

Kadın cinayetlerinin siyasi olduğunu söyleyen Şenakar, “Kadınlar mücadele etmeli, asla boyun eğmemeli. Kadınlar hiçbir zaman teslim olmasınlar ve hep dik dursunlar. Ekonomik, psikolojik ve siyasi alanda da mücadele etsinler. Ben hayatlarını gönüllü olarak bu işe adamış insanlara çok saygı duyuyorum. Kadın yok edilmeye, eve kapatılmaya, güçsüzleştirilmeye ve sesi kesilmeye çalışılıyor” dedi.

‘HAKLARIMIZ VAR’

Handan Kaynaköz, toplumda kadınların ezildiğine ve şiddete maruz kaldığını gördüğünü aktararak, buna kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını söyledi. Eğitimi alma sebebinin kayıtsız kalamaması olduğunu söyleyen Kaynaköz, “Şimdi biz bu eğitim ile haklarımızı ve kendimizi nasıl savunacağımızı öğreniyoruz. Bizim haklarımız var zaten, bu haklarını bilmelerini istiyoruz. Aslında bu eğitimleri erkeklere ‘biz sizle eşitiz’ demek için alıyoruz” açıklamasını yaptı.

KİHEP’İN ETKİSİ

KİHEP’e 2012-2018 döneminde katılan kadınların katılımıyla gerçekleştirilen Etki Değerlendirme Araştırma Raporu’nun sonuçları dikkat çekti.

Katılımcıların yüzde 86’sı KİHEP’in yasal haklarını öğrenmeleri konusunda katkı sağladığını belirtirken, yüzde 85’i kişisel gelişim ve dönüşümlerine katkı sağladığını dile getirmişler. Katılımcılar arasında her 10 kadından 8’i KİHEP sayesinde birçok açıdan bireysel dönüşüm yaşadığını ifade etti.

Katılımcı kadınlar KİHEP’in çocukları ve eşleriyle ilişkilerini iyileştirdiğini şu şekilde dile getirdi. Soruyu cevaplayanların yüzde 86’sı ‘Çocuklarımı toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde yetiştirme konusundaki bilgi ve donanımım arttı’ derken yüzde 84’ü ‘Çocuklarımla iletişimim iyileşti’ ifadelerini kullandı. Öte yandan katılımcı kadınların yüzde 71’i partneri ile iletişiminin güçlendiğini söyledi.

KİHEP’in şiddetle mücadelede olumlu katkı sağladığı katılımcıların yüzde 84’ü tarafından dile getirilirken yüzde 67’si kadın derneklerine üye veya gönüllü olduklarını, yüzde 59’u gelir karşılığında çalışma hayatına geri döndüğünü veya çalışmaya başladığını, yüzde 62’si eğitim hayatına yeniden başladığını belirtti.

 

Haber Merkezi

 

Bakmadan Geçme