Eğitim şart!
Acı ama gerçek, İzmir'in 18 ilçesinde eğitim ortalaması ilkokul, 8'i lise, 4'ü ise lisans üzeri seviyesinde çıktı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 15-21 Mart tarihlerinde düzenlenecek İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi hazırlık toplantılarından “Eğitim Çalıştayı”, EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi’nde (Portekiz Sinagogu) geniş bir katılımla düzenlendi. Çalıştayda eğitim ve öğretim alanındaki sorunlar ve çözüm önerileri görüşüldü. Çalıştayın çıktılarının 15-21 Mart’taki kongrenin sonuç bildirgesine katkı sağlaması bekleniyor.
Eğitimdeki sorunlar
Çalıştayda eğitim ve öğretimdeki sorunlar, öğrencilerin yaşadıkları problemler, adaptasyon sorunları, afet yaşanan bölgelerde eğitimin önemi, afet durumlarında eğitime dönüş planı, eğitimde fırsat eşitliği kavramı, eğitimcilerin eğitimi, okul öncesi eğitimin önemi, eğitim müfredatının önemi ve düzenlenmesi, dijitalleşmenin eğitime etkisi gibi birçok konu tartışıldı.
Çalıştaya akademisyen ve siyasetçiler, uzmanlık alanı eğitim olan sivil toplum kuruluşları, dernek, kooperatif ve sendikalar katıldı.
“En büyük devrim”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Eğitim Koordinatörü Aytekin Sözen, İzmir’in ilçelerine göre eğitim verilerini paylaşarak “İzmir’de 18 ilçemizin eğitim ortalaması ilkokul, 8 ilçemizin lise, sadece 4 ilçemiz ise lisans üzerinde. Burası İzmir. Eğitim devrimini yapmamış bir ülkenin hiç kimsenin önüne geçme şansı yoktur. Bu çalıştaydan, kongreden bir mesaj çıkacaksa yetkililere şunu söyleyelim; yeni yüzyılda yapılabilecek en büyük devrim eğitimdir” dedi.
“Mesleki eğitime el atılmalı”
Prof. Dr. Makbule Başbay, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi ara raporunu incelediğini belirterek şöyle konuştu: “Raporda çok güzel şeylere değinilmiş, fakat bazı noktaların daha çok somutlaştırılması gerekiyor. Örneğin mesleki eğitim meselesine çok hızlı el atılmalı. Model okulların açılması doğrudan hedef olarak koyulabilir. Mesleki eğitime model olarak oluşturulan bu okulların da nitelik ve gücünü artırmak önceliğimiz olmalı.”
“Yeni Bir Program Anlayışı Gerekli”
Duvarsız Okul kurucusu Şükran Evirgen, çocukların düşünme becerilerinde ve üretken düşüncelerinde büyük bir gerileme gördüklerini belirterek yeni bir eğitim programı ihtiyacını şu sözlerle açıkladı: “Benim önerim ihtiyaçlara dayanan, yani evrensel düşünüp yerel hareket etmenin kıymetinden hareketle eklektik bir program hazırlamak. Dünyadaki gelişmiş erken çocukluk eğitimi modellerinin güçlü yanlarının bizim ülkemizin hem kültürel hem de gelişimsel ihtiyaçlarına entegre edilerek oluşturulmuş yeni bir program anlayışı gerekli. En gerekli husus modeli oluşturmak; çünkü şu ana kadar eğitimdeki gelişmeler fiziki yapı, derslik ve öğretmen sayısıyla ifade edildi. Fakat nitelik de nicelik kadar önemli. Bu iki faktör asla ayrı düşünülmemeli.”
“Özgür düşünceyi geri getirmeliyiz”
İzmir Çağdaş Eğitim Kooperatifi (İZÇEK) kurucularından Mehmet Seyrek, köy enstitülerinde uygulanan eğitim sistemini örnek göstererek “Demokratik eğitim deyince en güzel örneğini köy enstitülerinde görüyoruz. Bu kurumlarda her cumartesi günü öğrenciler, öğretmenler, müdürler toplanıp birbirlerini değerlendirirdi. Öğrenciler, öğretmenlerini ve müdürleri bile eleştirebilirdi, hem de 1940’ta. Biz 2023’te şu anda bunu yapamıyoruz. Bu özgür düşünce sistemini geri getirmemiz gerekiyor” dedi.
Öğrencilerin aynı zamanda vicdanlı, merhametli, doğayı seven, empati yapabilen, insanları seven, yurtsever bireyler olmalarını istediklerini belirten Seyrek, sözlerine şöyle devam etti: “İyi bir ülkede yaşamak istiyorsak değerleri olan öğrencilere ihtiyacımız var. Peki, bunları kim yapacak? Konuşuyoruz, çalıştay yapıyoruz sonra diyoruz ki ‘Devlet yapsın’, havale ediyoruz. Bunları dernekler, vakıflar, en çok da kooperatifler yapacak. Bunları biz yapacağız, yapmalıyız.”
HABER MERKEZİ