'Ekonomi son birkaç yılda büyük tahribata uğradı'
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent Uçak, ihmal edilmiş tehditleri temsil eden 'gri gergedan metaforu' örneğini anımsatarak, yeniden yaşanmaya başlanan yüksek enflasyonun yarattığı derin travmanın etkilerinin uzun süre atlatılamayacağını söyledi
İzmir Ticaret Borsası’nın ekim ayı meclis toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent Uçak, geçen yıl atılmaya başlanan rasyonel adımların nihayet çalışmaya başladığını, enflasyondaki gerileme ve cari açıktaki azalma başta olmak üzere, önemli göstergelerde izlediklerini söyledi.
Ekonominin tüm aktörlerinde büyük bir stres olduğunu ve bu stresin, fiyatlama alışkanlığından yatırım iştahına kadar her şeyi negatif etkilediğini belirten Bülent Uçak, ‘’Ekonomide günlük telaşın ötesine geçip üretim hayatımızı yüksek katma değer, ileri teknoloji ve sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde radikal dönüşümden geçirmemiz şart. Türkiye için tarladan sanayiye her alanda kalıcı iyileşmenin yolu, ancak böyle bir değişimden geçiyor. Cumhuriyet, sadece yönetim şekli değil, tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi, toplumsal ve siyasal değişim projesi. 101 yıl önce ihracatımızın yüzde 80’ini tarım ürünlerinden oluşuyordu. Buradan sağlanan gelirle önemli sanayi hamleleri gerçekleştirildi. Bu ülke tarım ile ayağa kalktı; tarım ile yükseldi ve gelecekte de tarımla fark yaratacak; bundan eminim.
Yeter ki doğru adımları atalım ve tarımı yeniden ülkemizin lokomotif sektörü yapalım’’ dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu 2024 bitkisel üretim ikinci tahminlerini hatırlatan Uçak, ‘’Yem bitkileri hariç tarla ürünleri tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretiminin 2023’e göre yüzde 5,2 azalacağı sebzelerde yüzde 6, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 3,5 oranında artış olacağı tahmin edildi. Son 5-10 yıldaki gibi, bu yıl iklim değişikliği etkilerini tarımda net hissettik. Birçok bölgede yetersiz yağışlar, don ve dolu verim ve kaliteyi olumsuz etkiledi. Tahıl üretimi kuraklıktan etkilendi. Zeytinde rekor yaşasak da yetersiz yağışların sofralığa ayrılacak zeytin miktarını düşürdüğünü söyleyebiliriz. Önemli ürünlerimizden çekirdeksiz üzümde son iki yıldır uzun yıllar ortalamasının çok altında üretimle karşı karşıyayız. Bunda iklim şartlarının etkisi olduğunu biliyoruz. Kuraklığın etkisini pamukta da hissettik. Borsamız koordinasyonunda gerçekleştirilen Ege Bölgesi 2024 yılı pamuk rekolte tahmin çalışmasının sonuçlarına göre pamuk ekim alanları yüzde 10 artarak 115 bin hektar, ortalama kütlü verimi yüzde 5 düşüşle dekara 420 kilogram, kütlü üretimi yüzde 5 artışla 484 bin ton tahmin ediyoruz. Çırçır randımanının yüzde 39 olacağı öngörüsü ile de mahlıç pamuk üretiminin geçen yılın biraz üzerinde gerçekleşerek 188 bin ton olmasını öngörüyoruz. Üretimin yoğun olduğu Söke’de sulama imkanlarının yetersizliğiyle, Aydın genelindeki verim düşüklüğü diğer illere göre daha yüksek’’ diye konuştu.
İklim değişikliği küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Bülent Uçak, ‘’Ülke olarak sadece bizim üstesinden gelebileceğimiz durum değil. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele yanında olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yaparak uyum sağlamaya çalışmak önemli. Kıt su kaynaklarının daha verimli kullanılması, toprak kalitesini artırıcı onarıcı tarım faaliyetleri, susuzluğa ve sıcaklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve israfının önlenmesi, iklim değişikliğine uyumda öne çıkan tarımsal önlemler. Bunları yaparken teknolojiyi etkin kullanmamız gerektiğini düşünüyorum’’ dedi.
Uçak tarımsal ürün piyasalarındaki sorunları şöyle sıraladı; ‘’Üreticilerin çoğu fiyatlardan memnun değil. Bölgemizin önemli ürünlerinden sanayi tipi domatesin geçen sezonki ortalama kilogram fiyatı 2,9 lirayken, bu sezon çok küçük bir artışla 3 lira olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Ekim’de ortalama 12,1 lira olan sütün kilosu bu yıl yüzde 16 artış ile ortalama 14,3 lira. 2023 Temmuz’da Borsamızda ortalama 8,2 lira olan TMO’nun müstahsilden buğday alım fiyatı bu yıl aynı ayda sadece yüzde 8 artış ile ortalama 8,8 lira olarak gerçekleşti. Fiyatlardaki memnuniyetsizliğinin sebebi üretim maliyetlerinin yüksek olması, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı. Eylül itibariyle Tüketici Fiyat Endeksinin yıllık yüzde 50, tarımsal girdi fiyat endeksinin temmuzda yıllık yüzde 42. Üreticimize hak vermemek elde değil. Geçtiğimiz sezona ortalama 18,7 liradan başlayan çiğitli pamuk fiyatları bu sezona ortalama 23,5 liradan başladı. Artış oranı yüzde 25 ama son iki yıldır fiyatların üretim maliyetinin altında kalması ve az önce bahsettiğim enflasyon oranları göz önüne alındığında, üreticimizin pamuk üretiminde vazgeçebileceği endişesini beraberinde getiriyor. Üretici tarımsal üretimden para kazanmalı, geçimini devam ettirebilmeli ki üretsin. Ekilmeyen tarım arazilerinin artması, köylerin boşalması, çiftçi yaşının yükselmesi, gençlerin bu sektörde gelecek görmemesi tarımdaki kazançların istikrarsız olmasından kaynaklanıyor. Tarım ve gıdayı stratejik sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını da sağlamak durumundayız.’’
Ekonomide sıkıntılı bir dönemden geçildiğinin, kaynakların yetersizliğinin farkında olduklarını ama gıda güvencesini temin etmek için çiftçiye pozitif ayırımcılık yapılması gerektiğini vurgulayan Uçak, ‘’Bu anlamda desteklemeler büyük öneme sahip. 2024 için merkezi yönetim bütçesinden tarımsal desteklemeler için 91 milyar lira ayrılmıştı. Mecliste görüşmelerine başlanan 2025 bütçesinde ise desteklemeler için yüzde 48’lik artışla 135 milyar lira ayrıldığını görüyoruz. 2025 sonu hedeflenen enflasyon oranının Orta Vadeli Programa göre yüzde 17,5, piyasa beklenti anketlerine göre yüzde 25-30 aralığında olduğunu düşünürsek destekleme bütçesinde önemli artış öngörüldüğünü söyleyebiliriz.
Ancak toplam bütçe kadar ürünler bazında verilecek destek, hatta bu desteğin ödeme zamanı da çok önemli. Ppamukta son üç sezondur kilo başına 1,6 lira olarak verilen prim miktarı özellikle bu sezon için üreticimizin beklentisinin çok altında kaldı. Gelecek yıl pamuk primi ne kadar olacak? Gerçekten üretimi ve üreticiyi teşvik edecek bir destekleme yapabilecek miyiz? İlk defa uygulanacak yeni bitkisel üretim destekleme modeli ile tüm bunları 2025 yılında görmüş olacağız’’ diye konuştu.
İTB’YE FAO’DAN ÖDÜL
İzmir Ticaret Borsası 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun her yıl belirlediği bir kuruma yaptığı çalışmalar ve sektöre sağladığı katkılar nedeniyle verdiği ödülü kazandı.
Bu yıl “Daha İyi Bir Yaşam ve Daha İyi Bir Gelecek İçin GIDA HAKKI” mesajıyla kutlanan Dünya Gıda Günü ödülü; tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve rekabet edebilirliği adına tedarik zincirinin tüm aşamalarında sektöre öncü olan katkılarından dolayı İzmir Ticaret Borsası’na verildi.