EMEP: Sorumlu dağım şirketi ve denetlemeyen kamu kurumları

Emek Partisi İzmir İl Örgütü, cuma günü gerçekleşen şiddetli yağış sonrasında iki yurttaşın su birikintisinde elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiği olayın ardından yazılı bir açıklama yayınladı.

“ELEKTRİK ŞİRKETLERİ HALKIN YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR”

Açıklamada yaşamını yitiren vatandaşların ailelerine ve sevenlerine baş sağlığı dilenilirken, “Elektrik şirketleri, gelinen noktada özelleştirme adı altında kendilerine devredilen kamusal alt yapı üzerinden iş gören denetimden yoksun, kâr amacıyla deneyimli personelin zaman içinde tasfiye olduğu kendi içinde de taşeronlaşmasıyla halkın elektriğe güvenli, nitelikli ulaşmasının önünde engeldir. Yeterli yatırım ve çağın gerektirdiği teknolojik yenilenmeyi yapmayarak, düşük maliyetler ve eski yöntemlerle çalışan, kârlarına kâr katan elektrik şirketleri halkın yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. İşte tam da bu nedenlerle yaşamını yitiren yurttaşlarımızın sorumlusu GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. ve denetlemeyen kamu kurumlarıdır” ifadeleri kullanıldı.

Açıklama şu ifadelerle devam etti:

“Günlerce elektrik verilememiş fakat bundan ders çıkarılmamıştır. Olayın yaşandığı yerde daha önce benzer sorunlar yaşanmasına, tehlikeler atlatılmasına, ıslak olmayan zeminde dahi akıma kapılanlar olmasına, uyarı ve şikayetlere rağmen herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu kadar kısa süreli bir yağmurda şehrin en işlek yollarının kullanılmaz hale gelmesi kabul edilemez bir altyapıdır. Elektrik dağıtım hatları taşkından etkilenmeyecek ve can tehdidi oluşturmayacak biçimde tasarlanmalıdır

“ENERJİ İHTİYACI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”

Elektrik şirketlerine elektrik tüketim bedelinin %66’sı dağıtım bedeli olarak aktarılmakta ancak gerekli yatırımı ve denetimi yapmayan dağıtım şirketlerinin çağın gerisine düştükleri ve halkın can güvenliğini tehlikeye attıkları artık görülmelidir. Örneğin sıkça yaşanan, henüz geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır’da günlerce süren orman yangınlarının başta gelen nedenlerinden biri elektrik hatlarının uyarılara rağmen düzenlenmemesidir. Enerji ihtiyacı günümüz koşullarında her geçen gün artıyor. Dolayısıyla enerjiye ulaşım insan hakkı olarak görülmeli, güvenli ve ulaşılabilir olması için kamusal hizmetin bir parçası olmalıdır. Üretimden dağıtıma, tüm enerjiye ulaşma süreçleri derhal kamulaştırılmalı, bu alanda çalışan işçi ve emekçilerin, sendika ve meslek örgütlerinin denetimine tabi tutularak sürdürülmelidir. Yaşanan bu olayda sorumluluğu olan şirket ve kamu kurumları soruşturmaya tabi tutulmalı, sorumluluğu olanlar yargılanmalıdır”

HÜSNİYE SEVAL ACUN