EÜ Etnografya Müzesi ile kültürel değerlere yolculuk

Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesi, Anadolu ve Balkan yörelerinin maddi ve manevi kültürel değerlerini ziyaretçileriyle buluşturuyor....

Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesi, Anadolu ve Balkan yörelerinin maddi ve manevi kültürel değerlerini ziyaretçileriyle buluşturuyor. Etnografik özellikler taşı­yan 3 bine yakın tarihi eserin envantere kayıtlı olduğu müzede, Türk ve Balkan ülkelerine ait zengin  bir koleksiyon yer alıyor. Müze, geleneksel halk giysileri, halk çalgıları, düğün evi sergilerinin yanı sıra; takı, aksesuar ve silah gibi birçok özgün esere de ev sahipliği yapıyor. Günümüzde yok olmaya yüz tutan geleneksel mesleklere ait el sanatları müzede sergilenirken, sürdürülebilirliklerini sağlamak amacıyla terzilik, ağaç ve bakır işleme, ayakkabı ve çarıkçılık gibi meslekler de canlandırılıyor. Müzede, sesli rehber uygulaması sayesinde eserler hakkında dinleyerek de bilgi alınabiliyor.

 20 BİN 736 KARE FOTOĞRAF VE 208 SAAT VİDEO

Müzenin tarihi hakkında bilgi veren EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Yeliz Maktal Canko, “Müze envanter çalışmaları 2004 yılında Yrd. Doç. Dr. Cengiz Aydın başkanlığında Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü öğretim elemanlarından oluşan 20 kişilik bir uzman kadro ile yürütülen ‘Anadolu ve Balkanlarda Halk Çalgıları, Halk Oyunları, Geleneksel Giyim Kuşam ve Halk Müziği Müze ve Arşiv Oluşturulması’ projesi yoluyla gerçekleştirilen alan araştırmaları ile başlatıldı. Anadolu’da ve Balkanlar’daki etnografik çalışmalar, 201 bilim insanı, 909 kaynak kişiyle görüşmek suretiyle, 14 Balkan ülkesinde 2004-2008 yılları arasında gerçekleştirildi. Proje kapsamında derlenen geleneksel oyun, müzik, giyim kuşam ve yöresel sazların bilgilerini içeren söyleşi ve performanslar, 20 bin 736 kare fotoğraf ve 208 saat video kayıtları halinde dijital metin bilgileri haline dönüştürülerek, büyük bir veri arşivi oluşturuldu. Müzenin kuruluşundan sonra bağış yoluyla koleksiyon çeşitlendirilerek, daha da zenginleştirildi” dedi.

 Aslı Özkaya

Bakmadan Geçme