‘Faiz artışı, tek başına yetmez’

Yenikiraz.com internet sitesinden Semi Tektaş'ın haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in atanması ve Merkez...

Yenikiraz.com internet sitesinden Semi Tektaş’ın haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in atanması ve Merkez Bankası Başkanlığı’na Hafize Gaye Erkan’ın getirilmesinin ardından yapılan ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından faiz artışı kararı çıktı. TCBM politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükseltti. Kurul toplantı sonrası yapılan açıklamada, “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” denilerek gelecek için de faiz artışı sinyali verildi.

Politika faizinin makul seviyede artığını söyleyen Ekonomist Arda Tunca, “Piyasada bazı kesimlerin politika faizlerinde yüzde 25-30 gibi beklentisi vardı. Bu beklenti yanlış ve irrasyoneldi. 15 puanlık artış benim de olması gerektiğini düşündüğüm bir artıştı. Buradaki temel konu aslında şu, faizleri tek başına arttırmak ekonomideki özellikle kredi mekanizmasındaki kilitlenme düğümünü çözmek için hiçbir şekilde yeterli değil. Faiz oranlarının artması sadece büyük resmin içinde bir ufak bir parçadır. Esas yapılması gereken iş bankacılık sisteminde son 2-3 yılda getirilmiş olan mevzuatın düzeltilmesidir. Bununla ilgili hiçbir şey bilmiyoruz. Bu konu hakkında ne yapılacağını bilmiyoruz. Bu faiz arttırmanın bankacılık sistemi üstünde ne kadar etkisi olacak, ne kadar hasar verecek? Sorularına cevap bulamıyoruz. Çünkü bu faiz artırımı ile ellerindeki bonoları zorla bankalara aldırılan devlet, borçlanma ve senetlerin fiyatlarını aşağı indirecek. Dolayısıyla burada bir zarar söz konusu olacaktır.  Şimdi bununla ilgili buradaki düzeltme ne olacak?”  diye konuştu.

15 MAKUL AMA

Bankacılık sektöründe ciddi sorunlarının olduğunu bunların çözülmesi gerektiğini söyleyen Tunca, “Çok büyük bir faiz artırımının yanlış olacağını düşünüyordum ki 15 civarında olması makul oldu. Dolayısıyla yüzde 15 makul bir seviyedir. Ama aması var bunun. Dediğim gibi altını özellikle çiziyorum piyasanın politika faizinin yüzde 25-30’lara gideceği düşüncesi son derece irrasyoneldir. Yüzde 15 makul oldu ama regülasyonlar, bankacılık sistemindeki mevzuat ve bankaların menkul kıymet alma zorunlulukları ile ilgili düzenlemeler şimdi ne olacak, nasıl yapılacak? Bunların eş zamanlı olarak ele alınması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

YOL HARİTASI YOK

Bundan sonra yapılması gereken iki olgu olduğunu söyleyen Tunga, “Şimdi nasıl ilerleyeceğini bilemiyoruz. Çünkü bir beyanat yok ortada, ne olması gerektiği konusunda bir yol haritası çizilmedi. Öncelikle bankacılık sistemi içerisinde fiyatlama mekanizmasının sadeleşmesi ve bankaların sadece faizli ürünler fiyatlandırması yapabildikleri, piyasanın hem bankalar hem de müşterileri için sadeleşmiş bir fiyatlama sisteminin acilen hayata geçirilmesi lazım. Bu ilk yapılması gereken iş ve bu en kolay olanıdır. İkinci olarak ise menkul kıymet alımlarıyla ilgili bankalara zorla aldırılan oranların aşağı doğru çekilmesi lazım. Bu oranları peyder pey düşürmek lazım. Burada önemli bir diğer nokta ise bankalara stres testleri yapıldı mı? Bu faiz artırımlarının bir puanlık, iki puanlık, üç puanlık artırımının bankalar üzerinde ne etkisi olacaktır? Bankaların üstündeki yükler hesaplandı mı? Bu matematiksel hassasiyet ele alındı mı? Bunu bilmiyoruz. Bunun da yapılması gerekiyor. Bu stres testlerinin sonuçlarına dayalı olarak yeni adımların atılması gerekir” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme