Felci yenmelerini birlikte kutladılar

Onları bir araya getiren sebep ise aniden karşılaştıkları inme ve birçok nedene bağlı gelişen beyin hasarı. Hayatlarını kabusa çeviren mücadeleden zaferle çıktılar

İnme, beyin dokusunun oksijen almasını engelleyen, beyne giden kan akışının kesilmesi ya da beyin kanaması sonucu oluşan, ani gelişen, hızla müdahale edilmesi gereken acil tıbbi durum. İnme geçiren kişilerde aniden ortaya çıkan bir tarafta güçsüzlük, uyuşma veya konuşma zorluğu en sık gözlenen belirtiler arasında. Sinirsel felç belirtileri geri dönüşlü olabilirken, doğru müdahale edilmediğinde kalıcı hasar bırakabiliyor. Dünyada yılda ortalama 15 milyon kişiye ilk kez inme tanısı konuyor, birçoğu inme nedeniyle hayatını kaybedebiliyor. Birden fazla nedenden gelişebilen beyin hasarı beyin tümörü, kalp durması sonucu beynin oksijensiz kalması, travmaya bağlı gelişebiliyor, yaşamsal fonksiyonların kaybını beraberinde getirebiliyor. İnme ve beyin hasarının erken tedavisi yaşam şansını artırırken, bu durumlara bağlı oluşabilecek engel ve fonksiyon bozukluklarının önüne geçilmesini sağlayabiliyor.

Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar öncülüğünde bu yıl 4.’sü düzenlenen “Mucize Organ Beyin Sempozyumu”, alanında uzman profesyonelleri ve inme ya da travmaya bağlı beyin hasarının ardından tedavi sonrası yaşama tutunmuş hastaları da bir araya getirdi.

İnme ve beyin hasarlarında acil müdahalenin önemi, belirtilerin tanınması, erken dönemde başlanan fizik tedavi programlarının ve robotik rehabilitasyonun hastanın normal hayatına dönmesindeki başarısına dikkat çekilen toplantıda, beyin hasarı ve beyin tümörü sonrası nöro-rehabilitasyon programları hakkında bilgiler paylaşıldı. İnme ve beyin hasarı nedeniyle sakatlık ve ölüm riski ile karşı karşıya kalan ancak doğru tedavi planlaması sayesinde yeniden hayata dönen hastalar bu süreçteki ilham verici hikayelerini dinleyiciler ile paylaştı.

Toplumun inme ve beyin hasarı hakkında bilinçlenmesinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Engin Çakar, “İnme ve beyin hasarı, halk sağlığı için büyük tehdit oluşturuyor ve bazı bireylerde belirli sağlık sorunları, yaşam tarzı nedeniyle risklerin arttığı görülüyor. Bireylerde yaşlılık, yüksek tansiyon, kalp, diyabet, obezite, sigara ve alkol kullanımı gibi etkenlere bağlı inme görülmekle birlikte travma, tümör, beynin oksijensiz kalması durumlarında beyin hasarı görülmesi mümkün. Risklerin yönetilmesi için düzenli sağlık kontrolleri, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri önem taşıyor” şeklinde konuştu.

Felçli hastaların erken dönemde müdahale ile yatağa bağımlılıktan kurtulabileceğini söyleyen Prof. Dr. Çakar, şöyle devam etti: “İnme ve beyin hasarı tedavisindeki gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini artırıyor, bağımsız hareket etme potansiyellerini iyileştiriyor. Fizyoterapist ve ergoterapistle yapılan fizik tedavi egzersizleri, uygulanan nöro-rehabilitasyon teknikleri ve el-kol ve yürüme robotları ile hastaların yürüme yetilerinin, ince motor becerilerinin geri kazandırılması sağlanıyor. Hastaların önemli bölümü yatağa bağımlılıktan kurtulup, kısmi veya tam bağımsızlığa kavuşabiliyor.”

2011 doğumlu Tornika, Gürcistan’dan yüksekten düşme sonrası tedavi olmak için geldi. Düşme sırasında kafa travması ve buna bağlı beyin hasarı gerçekleşen Tornike Kobulia’nın annesi Matia Sanadze yaşadığı süreci şöyle anlattı: “Oğlum futbol oynamak için arkadaşlarıyla bir inşaata çıktığı sırada ayağının kayması konucu 4. kattan aşağı düştü. Beyin kanaması geçirip 2 ay hastanede komada kaldı. Yurtdışında birçok hastaneye başvuru yaptığımızda kimse olumlu dönüş yapmazken Prof. Dr. Engin Çakar bizi tedavi etmek için çağırdı ve oğlum hızla sağlığına kavuştu.”  

16 yaşındayken 2 kez beyin kanaması geçiren ve artık ayağa kalkamayacağı söylenen Sude Yılmaz, “Aynı gün 2 saat ara ile beyin kanaması geçirdim. Aylarca yatağa bağımlı yaşadım. Benim için başka doktorlar ümitsiz olduklarını söylediler. Engin hocam ve muhteşem ekibi sayesinde konuşup yürüyebiliyorum. Üstelik hayallerimin peşinden koştum ve şu an özel bir üniversitede Beslenme ve Diyet bölümü 2. sınıf öğrencisiyim” diye konuştu.
 

Basın Bülteni

Bakmadan Geçme