“Gıda güvenliği kamunun görevi!”

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü nedeniyle yaptığı...

“Gıda güvenliği kamunun görevi!”
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, gıda güvenliğini sağlamanın kamu görevi olduğunu ifade etti.

Yeni Kiraz.com internet sitesinden Göksu Tekin’in haberine göre 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü dolayısıyla Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, açıklamalarda bulundu. Günün önemine dikkat çeken Toprak, yaşamanın insan hakkı olduğu gibi sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmenin de bir insan hakkıdır olduğuna vurgu yaptı. Toprak, bu durumu sağlamanın kamunun görevi olduğunu hatırlattı.

“MERDİVEN ALTI ÜRETİLEN GIDALAR”

Gıda enflasyonunun yüksek olmasının gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimi çok daha fazla etkilendiğini belirten Toprak, “Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biri. Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltıyor. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmakta. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkmakta; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş” dedi.

“ENFLASYON YIKICI”

Uğur Toprak, taklit ve tağşiş gıdalar ile ilgili uyarılarda bulunarak, “Bu tür ürünler sokakta, kontrolsüz ortamlarda dökme veya ambalajsız şekilde satılabilmekte ve tüketicilere ulaşabilmekte. Ancak tüketiciler bu tür ürünlere itibar etmemeli, satın almamalı ve tüketmemeli. Bunların yerine ambalajlı, etiketlerinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen kayıt veya onay numarasının olduğu ürünler satın alınmalı. Taklit ve tağşiş ile mücadelede elbette ifşa etmek, denetimleri arttırmak, caydırıcı para ve hatta hapis cezası vermek önemli. Ama ülkemiz için asıl önemli nokta da işin sosyoekonomik boyutudur” diye konuştu.

Öte yandan gıda ürünlerindeki pahalılığa dikkat çeken Toprak, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Sonuç olarak; enflasyon, sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme