Eğitimden hukuka yolculuk: 68 yaşındaki Ferda Sarıyer’in 14 diplomasının hikayesi
Ahsen Demircioğlu/ Öğretmenlik mesleğinin yanında Ferda Sarıyer, tekrar üniversite sınavlarına hazırlanarak Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni...
Ahsen Demircioğlu/ Öğretmenlik mesleğinin yanında Ferda Sarıyer, tekrar üniversite sınavlarına hazırlanarak Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Bu karar, uzun yıllar boyunca öğrencilere bilgi ve deneyim aktaran Sarıyer’in, hukuk alanındaki yeni bir vizyona adım atmasını sağladı. Hukuk öğreniminin yanı sıra 14 farklı bölümden diploma aldı. Kamu yönetiminden, halkla ilişkilere, medya ve iletişimden işletmeye, insan kaynakları yönetiminden yerel yönetimlere kadar birçok alanda diploma sahibi oldu. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde iş sağlığı ve güvenliği alanında yüksek lisans yaptı. Sarıyer, doktora yapmak istediğinin de altını çizerken sosyal hizmetler, ilahiyat ve uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanlarında da öğrenimine devam ediyor. Sarıyer, bu 3 eğitimini tamamladıktan sonra 17 diplomasıyla Guinness Dünya Rekorları’na girmeye hazırlanıyor.
Ferda Sarıyer’in diploması
Avukatlık kariyerine adım attıktan sonra da Ferda Sarıyer, hukuk alanında edindiği bilgi birikimini aktif bir şekilde kullanarak toplumun hukuki ihtiyaçlarına çözüm sunmaya devam ediyor.
Ferda Sarıyer’in bazı diplomaları
‘EN ÇOK KORKTUĞUM SINAV, BU SINAV’
Urla CHP Belediye başkan adayı adayı olan Ferda Sarıyer asıl sınavın şimdi başladığını şöyle ifade etti:
“Emekli olur olmaz CHP’ye üye oldum. Emekli olunca belediye başkanı olurum düşüncesiyle yerel yönetimler bölümünü de bitirdim. Şu an Kuşçular köyü CHP delegesiyim. Bu birikim, deneyim, çalışkanlık ve azim dikkate alınırsa seçimi almam lazım. Ama bu sınav, zor bir sınav. En çok korktuğum sınav da bu sınav oluyor”.
Hem eğitimci hem de hukukçu olarak adalet konusundaki görüşlerini ise Sarıyer, şu şekilde dile getirdi:
“Şu anda yaşadığımız toplumda adalet kavramı sadece bir kadın ismi gibi duruyor. Çünkü adalet yok edildi. Sosyal adalet diye bir şey kalmadı. Hak ve hukuk kavramları rafa kaldırıldı. Bireylerin kişisel düşüncesine göre bir adalet sistemi var. Adalet olmazsa olmazımız olmalı. Bizler iyi veya kötü ömür yaşadık ancak torunlarımın geleceğini ne yazık ki, karanlık görüyorum. Keşke onlara, ‘aydınlık bir ülke bırakıyorum’ diyebilseydim. Cumhuriyet’in kazanımlarını büyük önder Mustafa Kemal’in hedefleri doğrultusunda yeterince geliştiremediğimizi düşünüyorum. Geçmişe baktığımızda Avrupa’nın önünde işlere imza attık, şimdi ise Avrupa’nın gerisinde kaldık. Atatürk’ün bıraktığı mirası ileriye götürmek vazifemiz”.
‘BELEDİYE BAŞKANLIĞI ULAŞILAMAZ BİR MAKAM OLMAYACAK’
Sarıyer, belediye başkanı seçilirse nasıl bir yönetim anlayışı benimseyeceğini ise şöyle açıkladı:
“Belediye başkanlığı ulaşılamaz bir makam olmayacak. Örneğin, müdürlük yaptığım dönemlerde kapım hep açıktı. Sekreterim kapıyı kapattığı zaman kendisine çok söylenirdim, ‘Lütfen kapımı açın’ diye. Gelen geçen görsün, kapalı kapılar ardında bir şeyler konuşuluyor denmesin. Buradan geçenler yüzümü görsün. Bana ulaşsınlar.
Şimdi belediye başkanlarından randevu almak oldukça zor. Bizler de yaşadık. Ben kesinlikle öyle olmayacağım. Demokratik anlamda halkla birlikte karar alacağım. Meclisim ne karar verdiyse buna uyarım. Kendi başıma karar almam. Ortak aklı ön plana çıkaracağım. Kenti kentte yaşayanlarla birlikte yönetirim. Adaletsizlik yapmam kayırmam. İnsan hakları evrenseldir. Namaz kılmayabilirsin dinin emrettiği vecibeleri tam olarak yerine getirmeyebilirsin. Tanrı diyor ki, ‘Benim karşıma kul hakkı ile gelme’. Kusurlu olarak gelebilirsin, ama kul hakkıyla gelirsen hakkını yediğin insan seni affetmelidir. Bugün hukukta da böyledir. Göreve geldiğim zaman insan haklarını temele alacağım. Projeler üreteceğim. 100 yıl sonraya hizmet edecek projeler üreteceğim”.