Göz sağlığınızı tehdit ediyor | Bırakmazsanız...

Modern yaşamın getirdiği stres ve yoğun tempo, göz sağlığını olumsuz etkileyen birçok faktörü beraberinde getiriyor. Son yıllarda sıkça karşılaşılan bir sorun olan "kuru göz sendromu", göz yüzeyinde nem kaybı yaşanmasına ve ciddi göz hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Yaşar Güleser, kuru göz sendromunun tedavi edilmediği takdirde gözde kalıcı hasarlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.

KURU GÖZ SENDROMU: BELİRTİLER VE NEDENLERİ

Kuru göz sendromu, gözyaşı üretimindeki yetersizlik veya gözyaşının aşırı buharlaşması sonucu göz yüzeyinde kuruluk hissiyle kendini gösteriyor. Dr. Güleser, hastaların kuru göz şikayetlerini genellikle "gözlerim yanıyor, batıyor" ya da "göz kapaklarımı açıp kapatmakta zorlanıyorum" şeklinde dile getirdiğini belirtiyor. Ayrıca, bazı hastalar gözlerinde kum tanesi varmış gibi bir hisse kapıldıklarını ifade ediyor. Kuru göz sendromunda, gözyaşı üretimi artmış olsa da bu durum tahrişe bağlı bir refleks reaksiyon olarak ortaya çıkıyor ve gözlerde sulanma meydana gelebiliyor.

GÖZ SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN GÜNLÜK ALIŞKANLIKLAR

Dr. Ümit Yaşar Güleser, kuru göz sendromunun birçok günlük alışkanlık ve çevresel faktörden kaynaklandığını belirtiyor. Özellikle son yıllarda teknolojik cihazların yaygın kullanımı, göz sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Yapılan araştırmalar, günde 6-8 saatten fazla ekran karşısında kalan bireylerde kuru göz belirtilerinin daha sık görüldüğünü gösteriyor. Uzun süre bilgisayar kullanımı, akıllı telefon ve tablet kullanımının yanı sıra, stres, dengesiz beslenme ve uyku düzensizlikleri de kuru göz sendromunu tetikliyor.

Dr. Güleser, klimalı ve havası kuru ortamlarda uzun süre bulunmanın da göz yüzeyindeki nem kaybını hızlandırdığını ifade ediyor. Bunun dışında, sigara dumanına maruz kalma ve yanlış kontakt lens kullanımı da kuru göz sendromuna zemin hazırlayan etkenler arasında yer alıyor.

KURU GÖZ SENDROMUNU ÖNLEMENİN YOLLARI

Kuru göz sendromunun şikayetlerini önlemek ve göz sağlığını korumak için bazı basit ama etkili önlemler alınabilir. İşte Dr. Güleser’in önerdiği altı önemli adım:

1.    EKRAN BAŞINDA GÖZ KIRPMA EGZERSİZLERİ

Uzun süre ekran karşısında kalmak, göz kırpma refleksini zayıflatır ve göz yüzeyinin kurumasına neden olur. Her 20 dakikada bir, ekrandan uzaklaşıp 20 saniye boyunca gözlerinizi dinlendirin ve sık sık göz kırpın. Bu basit alışkanlık, göz yüzeyinin nem dengesini korur.

2.   ORTAM HAVASINI NEMLENDİRİN

Kuru hava, gözyaşının hızla buharlaşmasına yol açar. Klimalı ortamlarda nemlendirici cihazlar kullanarak ortamın nem dengesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca, saç kurutma makinesi, klima ve vantilatörlerin doğrudan gözlere hava üflememesi önemlidir.

3.   YETERLİ SU TÜKETİN

Vücudun su dengesiyle gözyaşı üretimi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Günlük 2-2.5 litre su içmek, hem genel sağlığı hem de göz sağlığını destekler.

4.   DOĞRU KONTAKT LENS KULLANIMI

Kontakt lenslerin hijyen kurallarına uygun şekilde kullanılması gerekir. Lenslerinizi gece mutlaka çıkarın ve önerilen süreden fazla takmamaya özen gösterin. Ayrıca, her lens her göze uygun değildir, bu yüzden göz doktorunun önerdiği lensi kullanmak önemlidir.

5.   SUNİ GÖZYAŞI DAMLALARI

Koruyucu madde içermeyen suni gözyaşı damlaları, göz yüzeyinin nem dengesini sağlamada etkili bir çözüm sunar. Ancak bu ürünleri kullanmadan önce mutlaka bir göz doktoruna danışılması önerilmektedir.

6.   D VİTAMİNİ VE OMEGA-3 TÜKETİMİ

D vitamini eksikliği, kuru göz ile ilişkili olabiliyor. Balık, ceviz ve keten tohumu gibi Omega-3 yağ asitleri içeren besinler, gözyaşı üretimini destekler ve kuru göz sendromunun belirtilerini hafifletebilir.

TEDAVİYE ERKEN BAŞLAMAK ÖNEMLİ

Dr. Güleser, kuru göz sendromunun yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebileceğini, tedavi edilmediğinde göz yüzeyinde kalıcı hasarlara ve kronik enfeksiyonlara yol açabileceğini vurguluyor. Bu nedenle, göz sağlığınızla ilgili herhangi bir şikayetiniz olduğunda, uzman bir doktora danışmak oldukça önemlidir.