Hasan Sözbilir uyardı: Santorini patlarsa İzmir'e kül yağabilir
'İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı'nda konuşan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Santorini'de meydana gelebilecek bir volkanik patlamada küllerin İzmir'e gelme riski olduğuna dikkat çekerek, patlamanın yaşanacağı günün meteorolojik koşullara bağlı, küllerin doğrudan Türkiye üzerine gelmesi durumunda sağlığın, tarımın ve binaların tehlikeye düşebileceğini açıkladı
İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı'nın Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlediği 'İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı'nın açılışında sunum yapan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’de; deprem, tsunami ve volkanik patlama riskinin düzeylerini anlattı.
İzmir'in geçmişten günümüze şiddetli depremler yaşamış bir kent olduğunu hatırlatan Sözbilir, şunları söyledi: "Son bin yılda İzmir’e baktığımızda, 7 üzeri depremler olduğunu görüyoruz. Biraz daha güneye baktığımızda ise daha derin depremler olduğunu, yani 8'i aşan depremler meydana geldiğini de görüyoruz. İzmir depremleri üzerinden yorumlarsak, 1688 İzmir depreminde 10 şiddetinde bir deprem yaşanmış. Bu, can ve mal kaybı olduğu anlamına geliyor. 2005 yılında Sığacık Körfezi'nde sınırda bir deprem oldu. Zeminde çatlaklar oluştu, binalarda hasar meydana geldi ve heyelanlar yaşandı. 30 Ekim'de gerçekleşen İzmir depreminde, 30 km uzakta yaşanan bir sarsıntı bizde can kaybına neden oldu. Buna benzer şekilde, Santorini'de 7 şiddetinin üzerinde bir deprem olması durumunda yine aynı şekilde bir sarsıntı olacağını düşünüyoruz. 30 Ekim depremi sonrası küçük de olsa bir tsunami meydana geldi. "
"CEBİNİZDE YÜZÜNÜZÜ KAPATABİLECEĞİNİZ BİR MALZEME BULUNDURUN"
Santorini'de 7 ve üzeri bir depremi öngördüklerini belirten Sözbilir, "Santorini Adası'nın kuzeyinde yaşanan depremler ve volkanlara baktığımızda, son 1 milyon yıldır farklı zamanlarda ve farklı şekillerde patlamalar olduğu ve ardından depremler gözlemlendiği görülüyor. Yer kabuğunda yaşanan dalma-çıkma hareketi devam ettikçe, depremler ve volkan patlamaları riski sürecek. Volkanın altındaki hareketlenme ile onun altında madenler de gelişiyor. Patlama yaşandıktan sonra orada madencilik faaliyetleri görülecek. Bölgedeki tüm volkanları inceledik; 4-5 volkanda patlama gerçekleşmiş, ardından deprem ve tsunami görülmüş. Normalde İzmir’de en yüksek 7 şiddetinde deprem beklenirken, burada çok daha yüksek bir şiddet öngörüyoruz. Santorini’de M.Ö. 1600 yılında yaşanan volkan patlamasında, sıçrayan küllerin birçok bölgede izine rastlanıyor. Bu, böyle bir patlama olursa kül hareketinin nasıl bir yol izleyebileceğini gösteriyor. Patlamanın olduğu günkü meteorolojik koşullara bağlı olarak, örneğin doğuya doğru rüzgar eserse, küller doğrudan Türkiye üzerine gelebilir. Bunun etkileri ise şunlar olacaktır: hava kirlenecek, solunum zorlaşacak, hava yolları kapanacak, tarıma zarar verecek ve köy evlerinin çatısı çökecektir. Bu nedenle alınması gereken önlemlerden biri, herkesin cebinde yüzünü kapatabileceği bir mendil bulundurmasıdır" diye konuştu.
"AFET FARKINDALIĞINA İHTİYACIMIZ VAR"
İzmir'de yapı stoklarının niteliksiz vatandaşların bilinçsiz olması nedeniyle beklentilerin üzerinde bir can kaybının yaşanabileceğine dikkat çeken Sözbilir, "Türkiye’de şiddet 8 ve üzeri olduğunda can kaybı yaşanıyor. Şiddet düşük olursa büyük bir sorun olmaz, ancak 30 Ekim’de de şiddet çok yüksek olmamasına rağmen Manavkuyu’da büyük yıkım oldu. Orası yapısı ortaya çıkarılmış bir bölge; denizin altında olmasına rağmen deprem verilerini alabiliyoruz. Denizin üzerinde gemilerle dolaşarak denizin altını fotoğraflıyoruz. Bize oldukça uzak bir yer olmasına rağmen, yapı stokumuzun niteliği ve insanların bilinç düzeyi yeterince yüksek olmadığı için bir sorun yaşanabilir. Bir afet farkındalığına ihtiyacımız var" dedi
“2030 YILINDA İZMİR HER TÜRLÜ AFETE HAZIR OLACAK”
"İzmir'in master planının mutlaka güncellenmesi gerekiyor" diyen Sözbilir, İzmir'i etkileyen tehlikeler karşısında yapılması gerekenleri şu sözlerle açıkladı: "Depremlerin olduğu bölgede yüksek sıcaklıklı bir malzeme bulunuyor ve bu yüzeye çıkarsa magmalar patlayacaktır. Lavların fayların içine girmesiyle depremler oluşuyor. 2011 yılında burada ilk deprem fırtınası yaşandı. 2021’de de benzer bir durum meydana geldi, ancak deprem fırtınası daha düşük seviyedeydi. Bugün ise depremlerde artış olduğunu ve günde 500 depremin yaşandığını gördük. Bu, burada bir deprem fırtınası aşamasının bittiğini ve yeni bir aşamaya geçildiğini gösteriyor. Magma dediğimiz malzeme 2-3 metre kadar yüzeye yaklaşmış durumda. Henüz patlama aşamasına gelmedi, ancak bu tehlikeler karşısında ne yapacağız? Türkiye’de deprem üzerine çalışma yoğunluğu 1999 depremi sonrası arttı. Herkes kendi ölçeğinde bir şeyler yapmaya çalışıyor. Türkiye içinde 17 aktif fay hattı var, ancak dışarıdaki 40 fay kırılırsa İzmir olarak biz de etkileneceğiz. İzmir master planı kilit bir noktada ve mutlaka güncellenmesi gerekiyor. Her senaryoya göre farklı hazırlıklar yapılmalı. Hedefimiz 2030 yılı; bu tarihe kadar İzmir’in her türlü afete karşı hazır olacağını düşünüyoruz. Bina bazlı deprem uyarı sistemi olmalı, bilgi notları halkla paylaşılmalı ve vatandaşlar bilinçlendirilmelidir."