Her yıl 1.4 milyon kişi hepatit kurbanı
Dünya genelinde 350 milyondan fazla insanın yakalandığı ve yine her yıl 1,4 milyon insanın ölümüne neden...
Dünya genelinde 350 milyondan fazla insanın yakalandığı ve yine her yıl 1,4 milyon insanın ölümüne neden olan hepatit hastalığı ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen 28 Temmuz Hepatit Günü’nde sağlık kuruluşları çeşitli etkinlikler düzenliyor.
Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yekta Tüzün, “Hepatit A ve E’den hijyen kurallarına dikkat etmek, güvenli gıda ve su tüketmek; hepatit B ve C’den korunmasız cinsel ilişkiden ve steril olmayan tıbbi malzemelerin kullanımından sakınmak, kan ürünlerinin hepatitler açısından taranması ve riskli bireylerin belirlenmesi, yayılmasını engellemek için son derece önemli” dedi.
“Vücudumuzun ana rafinerisi” sayılan karaciğerin iltihaplanması anlamına gelen Hepatit, birçok etkenden kaynaklanabilirken, en yaygın türleri ise viral hepatitler olan hepatit A, B, C, D ve E virüsleri. Her bir virüs, farklı yollarla bulaşıyor ve farklı hastalık seyrine sebep oluyor. Hepatit A ve E su ve yiyecekler yoluyla bulaşırken, hepatit B, C ve D daha çok kan ve diğer vücut sıvıları yoluyla yayılıyor. Hepatit A ve E kronikleşmiyor ancak hepatit B ve C karaciğer sirozu ile karaciğer kanserine yol açabiliyor.
NASIL KORUNURUZ?
Medicana International İzmir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yekta Tüzün hepatit B aşısının etkili bir koruma sağladığını ve ülkemizde hepatit B aşısının 1998’den beri rutin çocukluk aşı takvimine eklenmiş ve risk grubundaki kişilere de ücretsiz olarak uygulanan bir aşı olarak önemli bir işlev üstlendiğini söyledi. Hepatit C virüsüne karşı aşı henüz bulunamadığını belirten Tüzün, şöyle dedi: “Ülkemizde de hepatit hastalığı için sağlık güvencesi kapsamında ulaşılabilinir ve etkin tedaviler bulunuyor. Aşı dışında, hijyen kurallarına dikkat etmek, güvenli gıda ve su tüketmek hepatit A ve E’den korunmada önem arzederken, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmak ve steril olmayan tıbbi malzemelerin kullanımından sakınmak, kan ürünlerinin hepatitler açısından taranması ve riskli bireylerin belirlenmesi ise hepatit B ve C virüslerinin yayılmasını engellemek için son derece önemli.”
HASTALIĞIN ERKEN TESPİTİ ÖNEMLİ
Prof. Dr. Tüzün, hepatit hastalığının erken teşhisinin tedavi sürecinde büyük bir fark oluşturduğunu ifade ederek şunları kaydetti: “Hepatit B ve C kronikleşme eğilimi taşıdığı için, erken tanı konulması, uygun tedavi ile hastalığın kötü sonuçlarından korunulabilmeyi sağlar. Bu sık görülen Hepatit B, C ve D, belirti vermeden sinsi denebilecek şekilde ilerlerken, risk altında olan kişilerin düzenli kontrol yaptırması hayati önem arz eder. İştahsızlık, karın ağrısı, ateş, eklem ağrıları, mide bulantısı ve kusma, halsizlik ve yorgunluk, ciltte ve gözlerde sararma gibi şikayetler olduğunda vakit kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurulması gerekiyor.”
İHA