İhracatçılar İzmir'den ses yükseltti
TİM çatısı altında faaliyet gösteren ihracatçıların bölgesel buluşmalarının ilki EİB'de gerçekleşti. dövizden, finansmana, istihdamdan, kapasite kullanımına, konkordatodan rekabet koşullarına sektörde alarm veren konular görüşüldü
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bölgesel ihracat buluşmalarının ilkini İzmir'de Ege İhracatçılar Birliği'nde (EİB) düzenledi. Toplantıya TİM Başkanı Mustafa Gültepe, TİM yönetimi ve delegelerinin yanı sıra, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, birlik başkanları ve İzmirli ihracatçı firmaların temsilcileri katıldı. Açılış konuşmalarının ardından basına kapatılan toplantıda ihracatçı firmaların talepleri dinlendi, çözüm önerileri üzerine konuşuldu.
EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2024'de 262 milyar dolar döviz kazandıran 150 bin ihracatçının çatı kuruluşu TİM’i ağırlamaktan mutlu olduklarını belirterek, " 2024, finansmana erişim zorlukları, üretimdeki daralma ve rekabet gücünün kaybı gibi sorunlarla sektörlerimize ağır yük getirdi. Bunun en belirgin sonucu şirket kapanmaları ve konkordato başvurularında yaşanan tarihi artış. İhracatımızın düşmesiyle kapasite kullanım oranımız %84’lerden yüzde %77 seviyelerine gerilemiş durumda. Hazırgiyim ve tekstil ülkemizin istihdam deposu. Hazırgiyim sektörü tekstil ile beraber 2 yıl önce 1,2 milyon kişiye istihdam sağlıyordu. Kayıp 300 binden fazla. Aynı dönem sanayide istihdam kaybı 500 bin kişi. Sanayide işsiz kalan 2 çalışandan 1’i tekstil ve konfeksiyon sektöründen. Asgari ücret 22.104 TL olarak açıklandı. Bölgesel asgari ücreti tartışmalıyız. Rakip ülkelerle kıyaslandığında artan maliyetlerimiz nedeniyle rakiplerimize göre %40-50 pahalıyız. Devletin kendi alacakları için yeniden değerlendirme oranı yüzde. Buna paralel bir döviz artışı talep ediyoruz" dedi.
İHRACATÇININ DÖVİZ BOZDURMA ZORUNLULUĞU KALDIRILMALI
Uygulanan ekonomik programın temel eksikliği olarak, reel sektör ve sanayiye yeterli desteğin verilmemesini, ekonomi yönetiminin finansal perspektifle yürütülmemesini gösteren Eskinazi, "Bu, reel sektörün çıkmaza girmesine yol açıyor. İhracat istatistiklerinde artış var, artışın sebeplerini değerlendirince şu ortaya çıkıyor: Kazanılan pazarları kaybetme korkusu, sermayesini yitiren sanayi sektörlerinin daha ucuz i olan ihracat kredileri için ihracat taahhüdünü kapatma ihtiyacı, işyerini kapatmak isteyen imalatçıların kıdem tazminatını ödeyecek sermayeleri olmaması. Bu yapısal sorunlar, ihracatçıların daha etkin destek mekanizmasına ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Yürütülen ekonomik program ekonomi yönetiminden uzak, finansa yönelik yönetiliyor. Reel sektör ve sanayi zaman geçtikçe çıkmaza giriyor. İhracatçılara Merkez Bankası'nın döviz bozdurma mecburiyeti ve döviz alma zorunluluklarının kaldırılarak daha rahat hareket etmesinin sağlanması gerekiyor. Aşırı değerlenen TL’ye karşı ihracatçılar döviz bozdururken mahsup edilmek kaydıyla %10’a kadar teşvik verilmeli. Bankaların talep ettiği Döviz Dönüşüm Desteği Taahhütnameleri’nde bir ay döviz almayacağımıza dair taahhüt veriyoruz. Uygulama Talimatı’nın Madde 7 – 5. fıkrasında Taahhüt tutarının % 10’una kadar yapacakları döviz alımlarının taahhüdün ihlali kapsamında değerlendirilmeyeceği belirtiliyor. Hemen her gün ihracat bedeli tahsilatı yapan ve döviz dönüşüm desteğinden yararlanan firmaların %10 istisna hesaplamasının ne zaman başlayacağı hakkında bankalardan açıklama alamadık. İthalat ödemelerinin istisna kapsamında olduğunu düşünüyoruz ama uygulama talimatında buna ilişkin madde göremiyoruz. Döviz kredisi geri ödemelerinin istisna kapsamında olması gerektir. Yürürlükte olan mevzuata göre ihracat bedellerinin %30’unu TCMB’ye satma zorunluluğu var. İhlal kapsamına girmemek için tahsil edilecek ihracat bedelinin %70’inin kredi vadesine kadar serbest kullanıma alınıp geri ödemenin bu tutardan yapılması dışında çare bırakılmamış. İhracat bedelinin %70’ini vadesiz hesapta tutma lüksümüz yok hele ki TL günden güne değer kazanıyor. Örneğin; Ayda € 300.000 İhracat yapan firma 31 Mart 2025’de € 900.000 Eximbank İHK geri ödemesi yapacak, banka limitleri yeni kredi kullandırmıyor, firmanın Kredi geri ödemesini ihlal kapsamına girmeden yapabilmesi için € 1.300.000’ya ihtiyacı olur. Kasım 2024 sonundan itibaren 4.2 ay ihracat bedellerini bekletmesi anlamına gelir. Uygulanabilir değil. TCMB reeskont kredilerinde verilen istisnaların Döviz dönüşüm desteği’nde de geçerli olmasını istiyoruz. İhracat yapan firmalarımızın karşılaştığı zorlukları daha fazla tartışmaya ve bu konuda önerilerinizi dinlemeye açığız. Sürdürülebilir çözüm modeli geliştirebileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
KÜRESEL TİCARET DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ DEĞİL
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, üretim ve ihracatın ülke ekonomisinin lokomotifi olduğunu vurgulayarak, "Ne kadar çok üretir, ürettiğimize ne kadar çok değer katar ve ihraç edersek ülke ekonomisine o kadar katkı sunarız. Türkiye’yi ihracatta dünyanın ilk 10 ülkesi arasına çıkarmak istiyoruz. Yeni dönemde bütün çalışmalarımızı, oyun planlarımızı, bütün stratejilerimizi bu hedef doğrultusunda yapıyoruz. Küresel ticaret dikensiz gül bahçesi değil. İşler her zaman yolunda gitmiyor. Sıkıntılı iki yıl geçirdik. 2023’te küresel talepteki daralma, 2024’te rekabet sorunları yaşadık. Yine de iki yılı artıda tamamladık. 2024’te yüzde 2,5 artıdayız. Geçen yıl, 262 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ihracat değerine ulaştık. Küresel ihracat payımızı yüzde 1,08’e çıkardık. Yüzde 2,5’lik artışta otomotiv, çelik ve savunma sanayi gibi sektörlerimizin katkısının altını çizmeliyim. Mal ihracatı yapan 26 sektörümüzden 13’ü artı, 13’ü eksi yazdı. Hizmet ihracatımız hızlı artış trendi izliyor. Bu yılı da inşallah hedefin üzerinde bir rakamla tamamlayacağız" dedi.
EİB'nin ihracata katkılarına değinen Gültepe, "2024’te Ege İhracatçı Birliklerine kayıtlı 7 bini aşkın firmamız 18,4 milyar dolarlık katkı sundu. EİB çatısı altındaki birliklerimiz beş sektörde birinci oldu. Türkiye’den Japonya’ya en fazla ihracatı gerçekleştirdi. EİB adına, ihracatımız adına, önemli, anlamlı başarılar. 2025’e 280 milyar dolarlık ihracat hedefiyle başladık. Yüzde 7 artırmayı hedefliyoruz. Başarabilir miyiz? Ülke potansiyeline, ihracatçımızın gücüne baktığımızda fazlasını yapabiliriz. Yakın coğrafyamızda jeopolitik riskler sürüyor. Ukrayna’da üç yıldır savaş var. Güneyde İsrail saldırıları devam ediyor. Suriye’de iç savaş bitti ama istikrar zaman alacak. Gelişmeleri izleyeceğiz. En büyük ihracat pazarlarımızdan ABD’de Donald Trump, 20 Ocak’ta ikinci kez başkanlık koltuğuna oturacak. Bu gelişmelerin 2025’te ihracatımıza olumlu olumsuz yansımaları olacak. Küresel konjonktürün yanında içerideki gelişmeleri de yakından izleyeceğiz" diye konuştu.
KURLAR ENFLASYONLA PARALEL HAREKET ETMELİ
Gültepe, sözlerine şöyle devam etti: "2024’te bazı sektörlerde rekabetçiliğimiz zarar gördü. Bu yıl aynı şekilde devam etmemeli. Enflasyonla mücadele tamam ama sanayiyi unutmamalıyız. Üretim ve ihracatı destekleyecek politikalar hızla devreye alınmalı. Aksi takdirde üretim ve ihracatımız sürdürülebilir olma özelliğini kaybeder. Bu ekonominin lokomotifi ihracatın yavaşlaması demek. Bu ihtimali düşünmek istemiyoruz. 2025’te enflasyonla kurun paralel hareket etmesi gerekiyor. Bu yüksek kur istediğimiz anlamına gelmiyor. Aksine hiçbir böyle bir talebimiz olmadı. Hatta yıllık enflasyonun beş puan altına razıyız. Oysa 2024’te 25 puan fark var. İhracatçı bu şartlarda nasıl rekabet etsin? 2024’ü tamamladık. Ama aynı anlayış devam ederse çok zorlanırız. Zaman kaybetmeden rekabetçiliğimizi güçlendirecek politikalara ihtiyaç var. Türk ihracatçısının elini rahatlatacak STA’lara ağırlık vermeliyiz. Beklentilerimizi 3 Ocak’ta yıllık dış ticaret rakamlarını açıkladığımız toplantıda Cumhurbaşkanımıza arz ettim. İhracatçı için uygun koşullarda finansmanın önemini biliyoruz. Bu konu her zaman önceliklerimizden oldu. İki yıl önce Türk Ticaret Bankası’nı ihracat ailemize kazandırmıştık. Bankamız faaliyetlerine başladı. Bu yıl ihracatçıya toplam 150 milyar lira kredi limiti, 60 milyar liralık kredi kullandırmayı planlıyor. Önümüzdeki dönemde bu hacim büyüyecek. Yüzde 82’si ihracatçılara ait olan İGE A.Ş. aracılığıyla 2024’te firmalara 83,1 milyar liralık kefalet desteği sunduk. Bu yıl 160 milyar liraya çıkarmayı planlıyoruz. Yoğun taleplerimiz sonucu Türk Eximbank da ihracatçıya desteklerini artırdı. 2024’te 48,7 milyar dolarlık ihracat desteği sağlayan Türk Eximbank’ta bu hacmin 2025’te 50 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. İhracatta büyük hedefler için kadın girişimcilerimizi daha fazla oyuna katmak durumundayız. Bu anlayışla TİM WINGS Projesini geliştirdik. 14 milyar liralık finansal desteği kadın girişimcilerimizin kullanımına sunduk. Finansmanla ilgili çalışmaların yanı sıra 2024 diğer alanlarda da dolu dolu geçirdiğimiz bir yıl oldu. Tüm sektörlerimizle istişare toplantıları gerçekleştirdik, sonuçları raporlaştırarak ilgili bakanlıklarımıza sunduk. Makro sorunlarımızla ilgili dosyayı Cumhurbaşkanımıza bizzat arz ettim. Tüm sektörlerimizin sürdürülebilirlik eylem planlarını tamamladık. Yapay zeka destekli GreenTİM platformumuzu ihracatçılarımızın hizmetine sunduk. Yeşil dönüşüm çalışmalarımız kapsamında EcoTİM Programı’nı devreye aldık. Yeşil inovasyonda TÜBİTAK’ın çözüm ortağı olduk. THY ile beşinci kez imzaladığımız hava kargo protokolüyle ihracatçımızın lojistik yükünü hafiflettik. 2024’te heyet programlarımıza da hız kesmeden devam ettik. Geçen yıl, 58 ülkeye 135 heyet düzenledik. 35 bin iş görüşmesi gerçekleştirdik. 350’ye yakın fuara katıldık. 280 milyar dolarlık hedef doğrultusunda heyet programlarımıza bu yıl da devam edeceğiz."