- Haberler
- Asayiş
- İzmir Barosu: 23 yaşındaki Somali uyruklu kadın 11 metreden düşerek hayatını kaybetti
İzmir Barosu: 23 yaşındaki Somali uyruklu kadın 11 metreden düşerek hayatını kaybetti
İzmir Barosu, Karaburun ilçesinden Yunanistan’a geçmeye çalışan sığınmacıların dosyasını açtı. Sığınmacıların idari tutulmalarının kanuna aykırı süre...
İzmir Barosu, Karaburun ilçesinden Yunanistan’a geçmeye çalışan sığınmacıların dosyasını açtı. Sığınmacıların idari tutulmalarının kanuna aykırı süre zarfınca yapıldığına dikkat çeken avukatlar, “İlimiz Karaburun ilçesinde iltica etmek üzere Ege Denizi’nden Yunanistan’a geçmeye çalışan sığınmacılar, ülkeden çıkış hükümlerini ihlal ettikleri gerekçesiyle idari tutulmaya maruz bırakılmaktadır. Ancak bu tutulmalar, ne yazık ki kanuna uygun süre içinde ve tutulma merkezlerinde gerçekleştirilmemektedir. Yabancıların Uluslararası Korunması Hakkında Kanun’un 54. maddesi gereği; 48 saatlik süre içinde haklarında idari makamlarca sınır dışı ve idari gözetim kararı değerlendirmesi yapılması gerekmesine rağmen; bu süreler, 6 ile 10 gün arasında değişen sürelerde hukuksuz ve fiili özgürlükten yoksun bırakma uygulamasına dönüşmüştür” dedi.
Genç kadın hayatını kaybetti
Öte yandan Sahil Güvenlik tarafından yapılan yakalama işlemi konusuna da pencere açan avukatlar, “Ne yazık ki hiçbir adli ve idari makamın kararı olmaksızın, sığınmacılar, Anayasa ve Yabancıların Uluslararası Korunması Hakkındaki Kanun’a aykırı şekilde kolluk merkezlerinin yakınında derme çatma, baraka vb. yerlerde, insani olmayan koşullarda tutulmaktadır. Son olarak Karaburun İlçe Emniyet Müdürlüğü karşısında, eski belediye binası terasında ve alt katında, 205 sığınmacı kapalı tutulmuştur. Bu sığınmacılar arasında bulunan 2000 doğumlu Somali uyruklu genç bir kadın, henüz ölüm sebebi kesin olmamakla birlikte, terasın olduğu bölümden 11 metre yükseklikten düşerek hayatını kaybetmiştir” ifadesine yer verdi.
‘İçme suyu yetersiz’
İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonundan avukatlar ile olayın yaşandığı yere giderek gerekli incelemeleri yaptıklarını aktardı. Soruşturma dosyasını inceleyen avukatlar, ” 17/10/2023 tarihinde olay yerine gitmiş ve soruşturma dosyasını incelemiştir. Devletin yaşam hakkı ve işkence kötü muamele yasağı açısından pozitif yükümlülükleri dikkate alındığında, genç kadın sığınmacının hayatını kaybetmesinde, 48 saatlik süreyi aşan özgürlükten alıkoyma halinin ve söz konusu tutulma alanı olarak kullanılan binanın koşullarının yaşam hakkı ihlalinin oluşmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Bu tutulma alanında, sığınmacılara tutulma nedenleri hakkında gerekli ve açıklayıcı bilginin verilmediği; telefon kullandırılmadıkları; içme suyunun yetersiz, tuvalet sayısının az olduğu; duş alma imkanının olmadığı; ısınma ihtiyacının karşılanamadığı; dış tehlikelere karşı yeterli koruma ve personelin olmadığı; yetişkin kadın erkek bireyler ile aile olan bireylerin ve çocukların bir arada tutulduğu, mahremiyetin sağlanamadığı tespit edilmiştir. Söz konusu tutulma alanında görevli olan memurlar, İzmir Göç İdaresi tarafından talimat verilmeden sığınmacıları serbest bırakma ya da geri gönderme merkezine sevk etme işlemlerini yapamadıklarını; fiziki koşullar, personel sayısının azlığı gibi nedenlerle özellikle hasta sığınmacılara yönelik gerekli korumayı sağlamakta zorluk yaşadıklarını belirtmişlerdir” dedi.
Tedbirsize takip kararı
İzmir Barosu avukatları, yaşanan durumun takipçisi olduğuna dikkat çekerek “Yetkililere sesleniyoruz; ülkemizde yasal kalış hakkı bulunmayan yabancıların, tespit edildikleri andan itibaren yasada öngörülen şekilde, azami 48 saat içinde ilgili Göç İdaresine sevkleri ile burada sınır dışı ve idari gözetime ilişkin gerekli değerlendirmeler yapılmalı ve idari gözetim kararı son çare olarak uygulanmalıdır. Geri Gönderme Merkezlerinde uygulanan keyfi ve hukuka aykırı idari gözetim kararları nedeniyle barınma kapasitesi yeterli olmamaktadır. Kapasite yetersizliği gerekçe gösterilerek sığınmacıların kanuna aykırı şekilde, 48 saati aşan sürelerle ve uygun olmayan koşullarda özgürlüğünden mahrum bırakılması kabul edilemez. Hukuka aykırı şekilde cereyan eden bu uygulamalar ne yazık ki genç bir kadının yaşamını kaybetmesine sebebiyet vermiştir. Söz konusu hak ihlaline ilişkin soruşturmanın takipçisi olduğumuzu ve Karaburun ile birlikte İzmir’in diğer ilçelerindeki tutma alanları ile ilgili gerekli önlemlerin alınmasına ilişkin adli ve idari tüm makamları gerekli tedbirleri almaya ve denetimleri yapmaya davet ediyoruz” dedi.