- Haberler
- Ekonomi
- İzmir borsasında üretimin ekonomik yansıması: Tarım Cumhuriyet'ten günümüze yüzde 43'ten yüzde 6'ya geriledi
İzmir borsasında üretimin ekonomik yansıması: Tarım Cumhuriyet'ten günümüze yüzde 43'ten yüzde 6'ya geriledi
YENİ İZMİR/Turgay Kılıç-İzmir Ticaret Borsası'nın Kasım Ayı Olağan Meclis toplantısı İzQ Girişimcilik İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantının...
YENİ İZMİR/Turgay Kılıç-İzmir Ticaret Borsası’nın Kasım Ayı Olağan Meclis toplantısı İzQ Girişimcilik İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Toplantının açılışında konuşan İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, tarımın dünyanın merkezi bir konumunda olduğuna ve ekonomik değerlerin kaynağına olumlu yönde etki ettiğine işaret ederek, “Tarım, dünyada olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de gelir kaynağı ve istihdam yaratan en önemli sektörlerden biri. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında tarım sektörünün gayri safi yurtiçi hasıladaki payı yaklaşık yüzde 43 iken, 1970’li yıllarda yüzde 36’ya, 1980’li yıllarda yüzde 25’e, 1990’lı yıllarda yüzde 16’ya, 2000’li yıllarda yüzde 13’e ve günümüzde (2023) yüzde 6 dolaylarına kadar gerilemiştir. Ancak, yıllar içerisinde büyüyen tarıma dayalı sanayimiz ekonomiye ve istihdama doğrudan ve dolaylı olarak katkı sağlamaktadır. Uluslararası çalışma örgütü ILO’nun verilerine göre dünyada yaklaşık 1,1 milyar insan tarımla uğraşmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde toplam istihdamın yaklaşık yüzde 50’si, az gelişmiş ülkelerde ise istihdamın yüzde 72’si tarım sektöründe hizmet vermektedir. Türkiye’de ise her beş kişiden biri tarım sektöründe çalışmaktadır. Dolayısıyla tarım sektörünün işgücü piyasasını şekillendirebilme özelliği olduğunu ifade edebilirim” dedi.
Üretimde yok oluş
Meclis Başkanı Tuncer, üretimde yok oluşun sinyalini, “Son dönemde birçok üretim dalında çoban, budamacı, traktör şoförü gibi ara eleman veya teknik uzmanlığa sahip nitelikli kişiler bulunamıyor. Sürdürülebilir tarım için istihdam sorunlarına gelecek vizyonuyla kalıcı çözümler getirmemiz şart oldu” sözleriyle ifade etti.
Fiyatlar yükseldikçe kriz büyüyor
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ticaret Borsası Meclis üyesi Işınsu Kestelli, kürsüye gelerek hafta sonu İzmir’i etkisi altına alan Körfez’den zarar gören yurttaşa ve esnafa geçmiş olsun dileklerini ileterek söze başladı. İklim krizine kapı aralayan Kestelli, “Maalesef iklim krizi, bu tür aşırı doğa olaylarının her geçen yıl daha sık yaşanmasına neden oluyor. Ve maalesef sonuçları giderek ağırlaşıyor. Bireyden devlete hepimizin hiç gecikmeden, atacağımız tüm adımları iklim değişikliğinin etkilerini göz önüne alarak atmamız artık bir ihtiyaç değil, zorunluluk. Bunun bilincinde olmamız çok önemli. Merkez Bankası, faizi yüzde 45’e yükselten son sıkılaştırma kararıyla, dezenflasyon yolunda kararlılığını ortaya koydu. Ekonomi yönetimi, 2024’ün ortasından itibaren enflasyonda gerilemenin başlayacağını öngörüyor” dedi.
Ekim ayı FAO Gıda Fiayat Endeksi verilerini dikkate alan Başkan Kestelli, şöyle ifade etti:
“Fiyat endeksi bir önceki yıla yani 2022 yılı Ekim ayına göre yüzde 11;
2021 yılı ekim ayına göre ise yüzde 9 gerilemiş durumda.
Pandeminin en yoğun olduğu 2020 yılı Ekim ayına göre yüzde 19;
Pandemi öncesi 2019 yılı Ekim ayına göre ise yüzde 27 yüksek durumda.”
Verileri değerlendiren Kestelli, “Bu veriler çok genel itibariyle bize şunu ifade ediyor: Pandemi, küresel gıda fiyatlarındaki genel seviyenin yüzde 20-25 bandında yükselmesine neden oldu. İklim krizi arz yönlü sıkıntılara, Ukrayna-Rusya savaşı ise özellikle tahıl piyasalarında sorunlara neden olsa da son iki yıldır küresel gıda fiyat endeksinde gerileme söz konusu. Üstelik fiyatlardaki hareketlerin her geçen ay daha düşük oranlarda olması da kısmen bir dengenin oluştuğunu gösteriyor” dedi.
İTB Başkanı Işınsu Kestelli, “Nitekim, küresel buğday ticareti savaşın devam ettiği 2022/23 sezonunda son dört yılın en yüksek hacmine ulaşmış durumda. Üstelik Rusya-Ukrayna savaşı özellikle buğday fiyatlarında önemli hareketlere neden olsa da ekim ayı itibariyle dünya tahıl fiyatları savaşın başladığı 2022 yılı şubat ayının yüzde 14 altında. Bu tespitlerin genel olduğunu, her ülkenin etkilenme düzeyinin ekonomik ve politik güçlerine göre değişkenlik gösterebileceğini ifade etmek isterim” dedi.
Fiyat artışlarında etiketlerin sık sık değişmesi üzerine açıklama yapan Başkan Işınsu Kestelli, “Nitekim, FAO Gıda Fiyat Endeksinde son bir yılda yüzde 11 gerileme olurken ülkemizde aynı dönemde Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksinde yüzde 65, Gıda ve İçecek Tüketici Fiyat Endeksinde ise yüzde 72 artış yaşandı. Dolayısıyla dünyanın önemli tarım ülkelerinden birisi olan ülkemizde enflasyon, döviz kuru ve faiz gibi fiyatları doğrudan etkileyen makro ekonomik büyüklüklerdeki olumlu gelişmelerin öncelikli konularımız olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Açıklanan Orta Vadeli Programın da önümüzdeki üç yılda bu dengeleri kurmak üzere iyi düşünülmüş ve planlanmış program olduğunu ifade edebiliriz” dedi.
‘165 farklı bitkisel ürün yetiştiriliyor’
Başkan Kestelli, “150 binden fazla ailenin tarımla uğraştığı ilimizde 165 farklı bitkisel ürün yetiştiriliyor. İşlenebilir tarım arazi varlığımız yaklaşık 350 bin hektar olup; ülkemizin toplam işlenebilir arazi varlığından aldığı pay yaklaşık yüzde 1,5 seviyelerinde. Arazi varlığımız oransal olarak düşük görünse de topla tarımsal üretim değerinden aldığımız pay yüzde 4 seviyelerinde. Bu da İzmir çiftçisinin ülkemiz ortalamasının çok üstünde bir verim ile üretim yapabildiğinin ve kıymetli ürünler ürettiğinin bir göstergesidir. İzmir, tarımsal ürünlerin ticareti açısından da çok önemli bir şehir. 2022 yılında toplam tarım ürünleri ihracatımız 3,3 milyar dolar. Şehrimizin toplam ihracatında tarımsal ürünlerin payı yaklaşık yüzde 24, ülkemizin toplam tarımsal ürünler ihracatında İzmir olarak payımız ise yüzde 13. Üretim ve ihracat açısından diğer şehirlerimize göre başarılı olduğumuzu söylemek mümkün” dedi.
Orman İl Müdürü’ne kritik sorular
Başkan Işınsu Kestelli, hazırladığı raporu sunmasının ardından Tarım ve Orman İl Müdürü Dr. Ömer Yahşi’ye sorularını ileten Kestelli, şunları söyledi:
“Tüm dünyanın gündeminde olan sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerini şehrimizde nasıl tesis edeceğimiz, Bakanlığımız başta olmak üzere hepimizin öncelikli gündemi.
Gelecek 20-30 yılda şehrimizin üretim desenini, her türden doğal kaynaklarımızı dikkate alarak nasıl şekillendireceğiz?
Azalan su kaynaklarımızı ve amaç dışı kullanımı artan tarım arazilerimizin etkin yönetimini nasıl tesis edeceğiz?
Kırsalda gençlerimizi tarımsal üretim sistemine dâhil edebilecek sadece ekonomik değil, aynı zamanda yaşanabilir sosyal altyapıyı nasıl oluşturacağız?
Organik tarım, iyi tarım uygulamaları, onarıcı tarım gibi sürdürülebilir üretim sistemlerinin oranını nasıl artıracağız?
40’ı tescillenen, 12’si başvuru aşamasında olan ve sayıları daha da artması muhtemel coğrafi işaretli ürünlerimizin marka değerini ve katma değerini nasıl artıracağız?
Gelişen dijital tarım teknolojilerinin üretimde kullanımını nasıl yaygınlaştıracağız?”
Kasım ayı meclis toplantısında 31.10.2023 tarihli tutanağı ve Ekim ayı nizam raporu oy çokluğuyla kabul edildi.
21 yıllık tarım politikasında uygulama şimdi başlıyor
İzmir Orman ve Tarım İl Müdürü Mustafa Şahin, Türkiye’de tarımda dönüşümü göreceklerini belirterek, “Bugüne dek yapmadığımızı bugünden sonra uygulamaya koyacağız. Bizim tarımdaki yapamadığımız en önemli hususlardan bir tanesi tarımı planlı yapamıyoruz. Herkes keyfi şeklinde yaparsa tarımda verimlilik olmaz. Arz-talep dikkate alınarak ihtiyaç miktarda ürün kullanılacak. Bu şekilde de tarım havzası ve hangi ürün gruplarının yetiştirileceği de bizim tarafımızdan belirlenecek. Bu da çalışanların haklarını almasını sağlayacak. Doğal kaynaklarımızı sürdürebilir bir oluşum sağlayacağız. Ekilmeyen arazi kalmayacağız. Nerede olursak olalım bir lokma ekmek ve bir bardak suya ihtiyaç duyarız. Üst üste iki yıl işlenmeyen tarıma arazisi tespit edilerek bunların üretime katılması için kiraya verilecek. Her üretim kaynağı kayıt altına alınacak. Çiftçilerimiz hasat döneminde pazarlama sorunu yaşamayacak. Sanayicimizin ise istediği miktar ve kalitede ham maddeye erişimin sağlanmasında gerekli tedbirleri alacağız. Fiyat dalgalanmalarının da önüne geçeceğiz. Başta Cumhurbaşkanımız ve Tarım Bakanımızın da öngördüğü talimatlarda kısa sürede hiçbir çiftçin sözleşmeye dayanmaksınız üretimini gerçekleştireceğiz. Bu da ihracatçımızı da rahatlatacak” ifadelerini kullandı.