• Haberler
  • Gündem
  • ‘İzmir'de 20 ilçe belediyesinde zemin etüt raporları denetimsiz geçiyor’

‘İzmir'de 20 ilçe belediyesinde zemin etüt raporları denetimsiz geçiyor’

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu'nun 17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle açıklama gerçekleştirdi. Söz konusu...

‘İzmir'de 20 ilçe belediyesinde zemin etüt raporları denetimsiz geçiyor’
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu’nun 17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle açıklama gerçekleştirdi.

Söz konusu açıklamada, “Deprem zararlarının en aza indirilmesinde, uygun yerleşim alanlarının belirlenmesi ve zemine uygun bina yapımı kadar, mevcut yapı stokunun, depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın  dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır. Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında destekleyici bilgiler vermektedir. Ülkemizde depreme karşı mücadelede çözüm yöntemlerinin başında yapı stoğumuzu tespit ederek yerinde dönüşümü hedefleyen, insanları yaşadığı yerden başka yerlere göndererek değil o bölgede kültürleşmiş sosyo ekonomi donatılarını bozmadan doğru bir şekilde kentsel dönüşüm süreci gelmektedir. Mevcut yapı stokunun depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir. Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında bilgi vermektedir. Son İzmir depreminde yıkılan binaları inceleyen, konusunda uzman inşaat ve geoteknik mühendislerinin ifade ettiği tek şey binaların rezonansa girdiği için yıkılmasıdır. Bundan dolayıdır ki, yeni yerleşim yerlerinde yapılaşmanın ve kat sayısını, sadece jeofizik mühendislerinin mikrotremor cihazı ile elde ettiği, zemin hakim titreşim periyoduna sadık kalarak yapılması gerekmektedir. Bu yöntem ile mevcut binaların da rezonansa girip girmeyeceği tespit edilerek riskli olup olmadıkları konusunda bilgi veren bir başka yöntemdir.  Bundan dolayıdır ki riskli binaları tespit etmede İnşaat mühendislerine ciddi katkı verdiğinden Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır” ifadeleri yer aldı. 

“EKSİKLER BİR AN ÖNCE TAMAMLANMALI”

Açıklamanın devamında, “Jeofizik-Jeolojik zemin etüt raporlarının standartlara uygun yapılmasının sağlanması, raporların kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde  denetimi için, merkezi ve yerel idarelerde Jeofizik Mühendisi istihdamı zorunlu olmalıdır. Son depremde de görüldüğü üzere mevcut bina olmadan önce, denetimlerin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Ancak İzmir’de bulunan 30 ilçeye bakıldığında 20 belediyede jeofizik mühendisi istihdamı olmadığından dolayı denetimsiz geçen zemin etüt raporuna göre tasarlanan binanın, ileride meydana gelecek bir depremde zarar görmemesi mümkün değildir. İleride daha üzücü deneyimler yaşanmaması için en kısa zamanda İzmir’de bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir.  Jeofizik mühendisliği mesleğinin yaşamda vermiş olduğu tüm destekler ve faydalar göz önüne alındığında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından 2019 yılında yürürlüğe giren Zemin ve Temel Etüdü Uygulama Esasları ve Rapor Formatında Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinin belli başlı standartı yer almadığı için birçok belediyede jeofizik çalışmalar olmadan zemin etütleri onaylanarak ruhsat verilmektedir. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğin 57. Maddesinde ruhsata tabi statik projeye esas yapılan zemin etüt raporlarında 3 meslek disiplinin (jeoloji, jeofizik, inşaat) hangi parametreleri bulacakları, ne gibi çalışmaları yapacaklarını belirtip sonunda “3 meslek disiplinin ortaklaşa imzaladıkları rapordur. İleride can ve mal kayıplarının bir daha yaşanmaması için bu eksikliğin bir an önce tamamlanıp Jeofizik Mühendisliği yöntemleri olmadan asla bir ruhsat verilmemelidir. Ayrıca 6306 sayılı Afet Bölgelerinde Yapılacak Alanlar Hakkındaki Yönetmeliğin Riskli Yapı Tespiti çalışmalarında hasarsız, hassas, ekonomik ve kısa sürede çözüm üreten Jeofizik Yöntemleri de yönetmeliğe dahil etmeleri ülke yararına katkı koyacak bir çalışma olacağını düşünmekteyiz” dedi. 

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme