İzmir'in hastaneleri çürük

Birlik Sağlık Sen'in 'İzmir'deki hastanelerin yüzde 75'i depreme dayanıksız' iddiasına karşılık, İzmir Tabip Odası da 'Hangi hastanenin riskli ya da sağlam olduğuna dair bir rapor elimizde yok' açıklamasında bulundu.

İzmir'in hastaneleri çürük
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki iki deprem 11 ilde ağır yıkıma neden oldu. Son açıklanan rakamlara göre vefat eden vatandaşların sayısı 50 bine dayandı. 11 şehri etkileyen deprem hastaneler başta olmak üzere birçok kamu binasında ağır hasara neden oldu. Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, İzmir’deki hastanelerin yüzde 75’inin depreme karşı dayanıksız olduğunu iddia ederek “Stratejik personeller yani itfaiye, emniyet, arama kurtarma ve sağlık çalışanlarının oturdukları binalar depreme dayanıklı olmalı. Oturdukları yerler personelin kendi inisiyatifine bırakılmamalı” dedi.

“YENİLENMELİ”

İzmir’de bulunan devlet hastanelerinin hemen hemen hepsinin yenilenmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Doğruyol, “İzmir’de bizim yaklaşık 30 devlet hastanemiz var. Genellediğimiz zaman nereden baksanız hastanelerin ya da blokların yüzde 75’i depreme dayanıksız. Bu binaların plan yapılarak yenilenmesinde fayda var. Bunun önemini şu şekilde açıklayabilirim; Hatay’da 1 milyon civarında nüfus vardı ama şu anda o nüfusa bakacak bir tane yerleşik hastane yok. Oradaki vatandaşlar sahra hastanelerinde tedavi görüyor. Yani özetle bu hastaneler kentsel dönüşüm çerçevesinde kısa sürede dönüştürülmeli” diye konuştu.

“GÜVENLİ OLMALI”

Doğruyol, stratejik öneme sahip olan binaların, diğer binalara göre depreme iki kat daha dayanıklı olması gerektiğinin altını çizerek “Hatta stratejik personellerin yani itfaiye, emniyet, arama kurtarma çalışanlarının kendi oturdukları binaları bile kendi inisiyatiflerine bırakılmamalı. Yani bu insanların oturdukları binaların daha lojman tarzında güvenli ve güçlü olmasında yarar var. Son birkaç yılda yapılan hastaneler dışında tutarak diğerlerinin dayanıklı olmadığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

‘AYAKTA KALMALARI ŞART’

İzmir’in deprem açısından riskli alanlardan bir tanesi olduğunu söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Son deprem bize sağlık tesislerinin her şekilde ayakta kalmasının şart olduğunu hatırlattı. Çünkü ilk 24-48 saat içerisinde çok fazla yaralımız oluyor. İzmir’deki kamu kurumlarının önemli bir kısmı 60 yılını tamamlamış binalardan oluşuyor. Bu binaların çoğunluğu yapım tarihleri nedeniyle 99 sonrası yönetmeliğe uygun da olmayabilir” dedi.

‘RESMİ BİLGİ YOK’

Kaynak, İzmir’deki 30 Ekim Depremi’nden sonrasında sağlık kuruluşlarına performans testi yapıldığına ilişkin bilgiler geldiğini söyleyerek, “Yapılan performans testlerinin kamuoyu ile paylaşılmadı. O dönemde yapılan hangi binanın depreme ne kadar dayanıklı olduğuna ilişkin resmi bilgiler bizde yok. Bu bilgiler muhtemelen İzmir Valiliği ya da İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nde olabilir. Performans testi yapılmış ama bölgelerde olana artçılar binaları yavaşça yıpratabiliyor. Bu yüzden bu test yeniden yapılarak kamuoyu ile paylaşılmalı. Depreme dayanıklı olmayan binalar ise acilen boşaltılmalı” diye konuştu.

Hangi hastanenin riskli ya da sağlam olduğuna dair bir raporun ellerinde olmadığını dile getiren Süleyman Kaynak, “Yapım tarihi itibariyle eski olduğunu bildiğimiz binalar var. Örneğin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin, Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nin, Suat Seren Göğüs Hastanesi’nin ve Ege Üniversitesi Hastanesi’nin bazı binaları eski. Eski fakat dediğim gibi elimizde depreme dayanıksız diyebileceğimiz raporları yok” açıklamasını yaptı.

‘KUSUR KAMU YÖNETİMİNİN’

Üniversite hastanelerine de performans testlerinin yapılması gerektiğinin altını çizen Süleyman Kaynak, “Depreme dayanıksız olduğunu bildiğimiz bazı binalarda, mesela Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde olduğu gibi insanlar hasta bakıyor. Cerrahpaşa, bilindiği üzere şu anda tahliye edildi. Eğer bir deprem olmuş olsaydı orada ağır kayıp yaşanacaktı. Bu çok büyük bir kusurdur, bu da kamu yönetimine aittir. Dolayısıyla Ege Üniversitesi gibi yıllardır ciddi hizmetler vermiş kurumlar değerlendirilmeli” ifadelerini kullandı.

‘HERKESİN HAKKI’

İzmir Tabip Odası Başkanı Kaynak, depreme dayanıklı binalarda oturmanın herkesin hakkı olduğunu dile getirerek, “Burada ayrım yapmamız doğru değil, biraz seçici davranılmış. Aslında Türkiye’de bir deprem yönetmeliği var. TMMOB’taki arkadaşlarımızın söylemlerine bakacak olursak uygulamada sıkıntı var. Eğer uygulanırsa herkes depreme dayanıklı mekanlarda oturacak. Şu insanlar daha dayanıklı yerlerde otursun demek doğru bir yaklaşım değil” dedi.

Özel Haber: SILA ARABACIOĞLU

 

Bakmadan Geçme