Japon profesörden Türkiye'ye 'deprem' uyarısı
İzmir İktisat Kongresi'nin ikinci gününde 'Türkiye Yüzyılında Doğal Afetlere Hazırlık Politikaları' paneli gerçekleştirildi. Panelde moderatör Yıldız...
İzmir İktisat Kongresi’nin ikinci gününde ‘Türkiye Yüzyılında Doğal Afetlere Hazırlık Politikaları’ paneli gerçekleştirildi. Panelde moderatör Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy olurken AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Hazama Ando Corporation şirketinin İstanbul Şubesi Genel Müdürü ve Japonya Yurtdışı İnşaat Şirketleri Derneği Türkiye Şubesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Yoshinori Moriwaki ve Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren can alıcı konulara değindi. Prof. Moriwaki, Türkiye ve Japonya arasındaki farkları sıraladı ve yapılması gerekenleri anlattı.
‘OBEZ ŞEHİRLER’
Panelin moderatörü Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, sağlıksız ve obez şehirler yaratıldığını vurgulayarak, “Şehirleri yönetmek çok kolay olmuyor afete açık durumdalar. Panelin adını keşke değiştirseydik biz doğal afetler kelimesini kullanmıyoruz. Deprem bizi etkilemezse doğal afet demiyoruz. Biz afetleri doğa ve insan kaynaklı olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Biz ancak insanı tehdit eden bir tehlike varsa afet diyoruz. Doğal afet bir kabuldür. Doğanın yarattığı deprem bizi yıktı yapacak bir şey yok demek, kaderci bir yaklaşımdır. O zihniyet değişmeden afetlerle baş etmek kolay değil” dedi.
‘İKİ BÜYÜK DEPREM’
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, ise “Göreve geldiğinden bu yana 4 büyük afet ile karşılaşan tek bürokrat ben olsam gerek. Son yaşadığımız deprem çok büyüktü. Son 3 ayda gördüğümüz olaylar ezberleri bozacak boyutta. Çok şey gördük. Ama şu bir gerçek, 6 Şubat’ta yaşadığımız iki büyük deprem gerçekten dünyanın yer yüzünde gördüğü en büyük afetlerden bir tanesi. Bunu buradan hissetmek kolay değil, sahada yaşadıklarınızı gördüğünüzde İşin jeolojik boyutunu konuşmayacağım, 30 saat arayla iki büyük depremden bahsediyoruz. Aslında bu depremden 85 milyon etkilendi. Gördüğümüz tablo çok ürperticiydi. 4.50 civarında devletin bütün bileşenleri oradaydı, depremin boyutu tespit edildikten sonra uluslararası yardım çağrısı yapıldı. Bugüne kadar baktığınızda belki dünyanın bu kadar geniş çaplı bir afetten sonra kalıcı konutlara geçildiği bir dönem yaşıyoruz” diye konuştu.
‘KİMSE HATAM YOK DİYEMEZ’
Tatar, depremin yılların biriktirdiği hiçbir hatayı affetmediğini vurgulayarak, “Tek bir insan benim bu depremde hatam yok diyemez. 85 milyonun kendisini sorgulaması gerekir. Anında yıkılan binaların sayısı 38 bin 163, ağır hasarlı bina sayısı 20 bin 252, orta ve az hasarlıların sayısı ise 205 bin civarında. Yaklaşık 300 bin civarında bağımsız TOKİ birimi ilçelerinden sadece 120 tanesinde az hasar var. Yani doğru yapıtınızda binalar ayakta kalabiliyor. Veriler ışığında bölgedeki her iki binadan bir tanesinin hasar aldığını söyleyebiliriz. Hiç kimse bir şeyin farkında değil ama oradaki insanlar yaşam mücadelesi veriyor. Devler oraya her iki haftada bir 2 milyar liralık beslenme yardımı yapıyor. Şu ana kadar 300 milyon öğün yemek verilmiş. Burada büyük bir dayanışma var, ilk iki haftada bunu gördük. Biz bunun yitirilmemesini istiyoruz, şu anda gitmiş durumda” açıklamasını yaptı.
‘İZMİR RİSKLİ’
İzmir ile ilgili uyarılarda bulunan Orhan Tatar, “İzmir, depremde en büyük risk altıdaki şehirlerden. İzmir her an bir deprem ile karşı karşıya kalabilir. Ama baktığımızda İstanbul’u kenara tuttuğumuzda dönüşüme ihtiyacı olan şehirlerin başında. Ama biz ne yapıyoruz? Başka yere taşınacağız diye, evin metrekaresi düşünecek diye kabul etmiyoruz. Artık konuşmayı bırakalım yapılması gereken iki şey var; dirençli kentler ve afet bilinci” diye konuştu.
‘AYDA İKİ TATBİKAT’
Hazama Ando Corporation şirketinin İstanbul Şubesi Genel Müdürü ve Japonya Yurtdışı İnşaat Şirketleri Derneği Türkiye Şubesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Yoshinori Moriwaki, Türkiye’deki 21 milyonu aşan yapı stokunun yüzde 50’si kaçak olduğunu vurgulayarak, “Küçük çocuklara Türkiye’de senede bir kere deprem tatbikatı yapılıyor. Ama çocuk unutuyor. Türkiye’de ayda bir kere okullarda bir kere evlerinde yapılıyor. Yani ayda iki kere deprem tatbikatı yapmış oluyoruz. Yaşam üçgeni çok önemli. Su şişesi, toz maskesi, deprem çantası düdük hazır olmalı. Bina çökse de mutlaka yaşam üçgeni oluyor” açıklamasını yaptı.
Moriwaki, Japonya ve Türkiye arasındaki farkları sıralayarak, “Organizasyon, eğitim ve tatbikatın geliştirilmesi. Rasyon sistemin den iletişim bağlantısı, sismik izolatör. Öte yanda Japonya ve Türkiye’deki mühendis ve mimar farkları; Türkiye’de mezuniyet sertifikası alınca mühendis olup imza atıyor. Japonya’da ise mezuniyet sertifikası aldıktan sonra iki yıl sahada çalışacak ve ulusal sınavı kazanmak gerekiyor. Sene en iyi katılanların yüzde 10’u kazanıyor” dedi.
‘MESLEK LİSELERİ LAZIM’
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren da “Bize ara eleman yetiştirecek meslek liseleri lazım. En çok açılan okullar imam hatip. Bizim sanayi için meslek liselerine ihtiyacımız var. Biz tüm gençleri üniversite mezunu yaparak bir yere gidemeyiz. Siyasi otoriteler, bu konuya el atması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
SILA ARABACIOĞLU
(ES)